Bakteri kolonileri ölümün doğduğu evre volvox ve şebnem ferah ne alaka ama?

Bakteri kolonileri ölümün doğduğu evre volvox ve şebnem ferah ne alaka ama?

Bakteri Kolonileri hakkında bilgi vermeden önce size kısaca bakteriler hakkında bilgi vereceğim. Bakteriler insan vücudunda olmak üzere yanardağ kenarlarına kadar pek çok yerde bulunmaktadır. Hatta geçtiğimiz günlerde yapılan sunulara göre ise uzayda yapılan araştırmalarda marsta da bulunmaktadır.

Bu kadar yayılım içerisinde bulunan canlılar genellikle prokaryot yapıda bulunmaktadır. Bakteriler bu koca evrende bu şekilde her yere yayılmış durumdayken bazen bu amansız yolculukta tek başına yaşamakta bazen ise yanına bir çok yol arkadaşı alarak koloniler halinde yaşamaktadır. Bakteri Kolonileri denince aklımıza ilk gelen şey bakterilerin oluşturduğu bir topluluktur. Ve gerçekte olan durumda budur. Fakat bu oluşum birbirinden farklı atalardan oluşmuş bakteriler topluluğu değildir.

Bir bakterinin kendinden başka bir bakteri ile temas içeren bir birliktelik sonucu oluşamamaktadır. Ata birey bölünme sonucu İki yeni birey yani oğul birey oluşturmaktadır. Bu oluşabilecek bireyler birbirine hücre içinde sentezlenen yapışkan enzim içerikli maddelerle bağlanır ve yaşamsal devamını bu şekilde sürdürür. Bakteri Kolonilerinin oluşum evresi tam bir evrim alt yapısıdır.

Bakteri Kolonileri tek hücreli bir canlının oluşturduğu çok hücreli yapı formudur. Bu durum tek hücreli formdan çok hücreli forma geçiş evresidir. Kısaca söylemek gerekirse evrenimizde yaşam formlarında koloni-birlikte yaşama Goniumla başlamış,ölüm volvoxla başlamıştır.Goniumdaki hücreler temel ilkelere göre ölümsüzdür.Sürekli aritmetik oranda çogalırlar.Her hücre tüm yaşamsal özelliklere sahiptir; BESLENME,SİNDİRİM,DOLAŞIM,ENERJİ

ÜRETİMİ,HAREKET VE ÜREME…Ancak kolonileşme bir farklılık yaratır.Bazı hücreler yavaş yavaş bu temel özelliklerinden koloni için feragat eder.Örneğin kimi sadece üreme hücresi olur,kimi hareket(kuyruk hücresi gibi)BİYOLOJİ bilimi bunun sebebini hala araştırıyor.Kısaca VOLVOX!a dek tüm hücreler fiili biçimde ölümsüzdür,milyarlarca kez bölünüp DNA formülünü yeniden üretir.

VOLVOX ise canlı bedenin ölümle karşılaştığı andır. Önceki dönemde canlı ölümsüzdür evet ama ilkel dünya koşullarındaki vahşi ölüm-kalım savaşında zayıftır,yenilip yutulmaya hazır lokmadır.Bazı özelliklerinden feragat eden hücre koloni haline geldiği zaman müthiş bir güç kazanır; ARTIK AV DEĞİL KORKUNÇ BİR AVCI OLMUŞTUR.

Bu durumu bilimsel verilerle açımlarsam; Bakteri Kolonileri:  Gonium Kolonisi  Pandorina Kolonisi  Volvoks Kolonisi Gonium kolonisi, Bakteri Kolonilerinin en basit yapılı kolonisidir.. Uzmanlar tarafından yapılan açıklamalara göre Gonium kolonisi basit yapıdan karmaşık yapıya geçiş kapısıdır. Karmaşık yapılıların atası olarak bilinir ve 4-6 oğul bakterilerden oluşmaktadır. Yapı bakımından herhangi bir özelleşme bulunmamaktadır. Bu yüzden ayrılabilirler ve yaşamlarına devam edebilirler.

Pandorina kolonisidir, En bilindik kolonilerden biridir. Gonium kolonisine oranla daha çok oğul bakteri bulundurmakta ve daha gelişmiş yapıdadır.

Bu Bakteri Kolonileri genellikle 8 biriyle, 16 bireyle veya 32 bireyle sağlamaktadır. Bu bakteri Kolonilerinde de herhangi bir özelleşme bulunmamaktadır.

Volvoks kolonileridir, Bu canlı kolonisi bakterilerin en üst sürümü gibidir. Bu zamana kadar daha gelişmiş bir koloni daha bulunmamaktadır. Bu kolonide arka ve ön kısım gelişmiştir. Yani ağız ve anüsü bulunmaktadır. Topluluğun sayısı 1000 birey ve 3000 birey arasında bulunduğu için özelleşmeler meydana gelmiştir. Bu bakterilerde yeni bireyler oluşurken yaşlı bireyler ölmektedir. Ayrıldıkları zaman beraber yaşamalarının imkanı yoktur.

Koloniler:

Bölünme sonucu oluşan tek hücreli organizmaların müsilaj madde içinde bir arada kalmaları ile oluşur
Protistalarda daha çok kamçılılarda görülür
Tek ve çok hücreliler arasında geçiş formu oluşturur
En basiti Gonium en gelişmişi Wolvox’tur

Gonium kolonisi 4-6 hücreli kolonilerdir Hücreler arası iş bölümü yok Hücre koloniden ayrılıp bağımsız yaşayabilir Pandorina Kolonisi 8, 16 veya 32 li hücre kolonileri şeklinde olabilir Her hücre bireysel yeteneklerini korur. Özelleşme ve iş bölümü yoktur. Koloni dağılacak olursa hücreler yaşamlarına bağımsız olarak devam edebilir.

Volvoks Kolonisi 1000 - 3000 arası hücreden oluşan koloniler şeklinde bulnurlar Hücreler bağımsız olmayıp aralarında sitoplazmik bağlantılar taşır. Hücreler arasında farklılaşmalar görülür. Hücreler arasında farklılaşma ve işbölümü görülür.

En dış kısımda yer alan hücreler korunma, beslenme (fotosentez) ve kamçıları ile koloninin hareketinden, En iç kısımda yer alan bazı hücreler de üremeden sorumludur. Ön arka kavramı gelişmiştir İlk ölüm ve ceset oluşumu görülür İlk vücut ve üreme hücresi farklılaşması görülür Dokulaşma yoktur. Wolvox kolonisi üç tip hücreden oluşur: a) Dış ön kısımdaki hücreler: Küçük , kloroplastlı, kontraktil koful taşıt, kamçılı ve büyük göz lekeleri var. Beslenme, hareket ve bakterinin korunmasını sağlarlar.

b) Dış arka kısımdaki hücreler :Büyük , kloroplastlı, kontraktil koful taşıt, kamçılı ve küçük göz lekeleri var. Beslenme, hareket ve bakterinin korunmasını sağlarlar.

c) İç kısımdaki hücreler: Koloni içine göçen akra kısımdaki büyük hücrelerdir. Kamçısızdır.Kontraktil koful ve göz lekeleri vardır. Hem eşeyli, hem de eşeysiz üremeyi gerçekleştirirler. Organizasyon olarak çok hücrelilik çok hücreli canlılarda canlıyı meydana getiren her bir hücre belirli bir işi daha iyi yapabilmek için özelleşmiş, bu sırada bazı genel yeteneklerini kaybetmiştir. Özelleşmiş hücreler bir araya gelerek dokuları oluşturur.

Özelleşmenin Faydaları: Daha az enerji harcayarak daha kısa sürede, daha verimli iş Büyüklüğün artması ile korunma şansının artması Uygun olmayan durumlarda hayatta kalma şansının artması özelleşmeden doğan bazı sorunlar ve çözümleri çok sayıda hücrenin oluşturduğu kütlenin taşınması
– Destek ve hareket sistemi İçerdeki hücrelerin çevre ile bağlantılarını yitirmeleri nedeniyle besin alımı
– Sindirim sistemi Hücresel solunum için gerekli oksijenin alınması ve oluşan CO2 ve H2O’nun atılması
– Solunum Sistemleşme Su ve atık madde atımı
– Boşaltım sistemi Hücreler arası madde taşınması, güvenlik ve savunma
– Dolaşım sistemi Üreme
- Üreme sistemi Sistemler arası ilişkiler, çeşitli dengelere ait ayarlar,
– Endokrin sistem Duyarlılık, ani ve hızlı ve ortak tepki
– Endokrin Gelişmiş koloniler:
→Çok sayıda hücreden oluşmalarına karşın, doku oluşturmazlar.
→Bu nedenle, çok hücreli olarak kabul edilmezler.
Örnek: Pandorina, Eudorina, Volvox kolonisi...

►►►Pandorina: →8-16-32 hücreden oluşabilen bir kolonidir.
→Hücreler, jelatin bir kılıf ile bir arada tutulurlar.
→Hücrelerde; hücre çeperi, bir çift kamçı, kloroplast ve kontraktil koful bulunur.
→Kolonilerde ilk defa hareket yönünden bir işbirliği görülür.
→Eşeysiz ve eşeyli çoğalır.
→Koloniden ayrılan hücreler tek başına da yaşayabilir.

►►►Eudorina:
→Yapısı pandorinaya benzer.
→Bu koloninin pandorindan farkı, kolonide ilk defa ön ve arka farklılaşması oluşmuştur.

►►►Volvox kolonisi:
→En gelişmiş kolonidir.
→Bu koloni, tek hücreli ile çok hücreli canlılar arasında bir geçiş formu olarak kabul edilir.

→8000-40000 arasındaki hücrelerden oluşabilir.

→Hücreler jelatin kılıf ile bir arada tutulurlar.

→Aynı zamanda komşu hücreler, sitoplazmik köprülerle birbirine bağlanmıştır.

→Hücrelerde; hücre çeperi, kloroplast, kontraktil koful ve göz lekesi bulunur.

→Koloninin dış kısmında bulunan hücreler, küçük olup bir çift kamçı taşır.

→Bunlar koloninin, hareket ve beslenmesini sağlar.

→Koloninin iç kısmında bulunan hücreler, büyük olup kamçı taşımaz.

→Bu hücrelerden bazıları, üremeden sorumludur.

→Kolonilerde ilk defa iş bölümü görülür.

→Eşeysiz ve eşeyli çoğalır.

→Koloniden ayrılan hücreler tek başlarına yaşayamaz. Değerli TAVSİYE EDİYORUM okurları; VOLVOX’un anlatıldığı bu yazıyı ilginç bir ismin kullanımı ile devamını getirelim.Bahsettiğimiz gibi volvox benzer hücrelerden oluşmuştur ve bir guruptur.

Tıpkı Şebnem Ferah tarafından kurulan Volvox gurubu gibi…Şebnem FEARAH guruba niçin bu ismi verdi bilmiyorum, çok öğrenmek isterim ama şu bir gerçek yazının başında aktardığım teklik-çokluk, kayıp-kazanç,-ölüm-ölümsüzlük çatışmaları bu gurupta nasıl yaşanmış bunu da okumanızı rica ediyorum; 1988 yılında Şebnem Ferah tarafından kurulmuş, tamamı kızlardan oluşan Bursa'lı bir hard rock grubu.

Grupta Şebnem Ferah'ın yanısıra Duygu Karpuz, Ebru Bank, Gül Ağırca, Buket Doran ve 1992 yılında gruba dahil olan Özlem Tekin boy gösterdi. Şebnem Ferah - Elektro Gitar ve vokal, Duygu Karpuz - Gitar, Ebru Bank (Eroğlu) - Bass, Gül Ağırca - Davul, Özlem Tekin - Klavye ve geri vokaldeydi.

Ebru Bank Gruptan Ayrılınca Yerine Buket Doran geçti. Buket Grupta Bass Gitar Çalıp Geri Vokal Yapıyordu. Şebnem Ferah - ODTÜ EKONOMİ, Ebru Bank - BOĞAZİÇİ İNGİLİZ DİLİ VE EDEBIYATI, Gül Ağırca - MARMARA GÜZEL SANATLAR ENDÜSTRİ TASARIMI, Özlem Tekin - MİMAR SİNAN DEVLET KONSERVATUARI MÜZİKOLOJİ BÖLÜMÜNDE okumuşlar. Yani abuk sabuk değil kültürlü müzisyenler.

Duygu, Ebru ve Şebnem Bursa Kolejinde tanışmışlar, Gül Ağırca ile de Bursa'da tanışmışlar. 1988 yılında kurduğu grubuyla önce yadırganan sonra konser teklifleri alan Şebnem Ferah, Sedat Yıldırım Sarıcan'ın da katkılarıyla düzenlenen 1989 yılındaki "Bursa 1.ci Rock Station ünleri"nde kardeş grup "PeNTaGRaM" la aynı sahneyi paylaştı. (Şebnem solo çalışmalarında ilk iki albümünde Pentagram elemanlarıyla çalışmıştır.) "VoLVoX" Bursa'da Tayyare Sinemasında konser verdi.

Şebnem Ferah o zamanın en iyi grubu sayılan Bursalı "BANDAJ" grubuna vokal yaptı ama sadece konserde. Bursa'da bir takım konserler verdikten sonra ilk İstanbul konserlerini "28 NİSAN 1991" SAAT 14:00'De "PeNTaGRaM"la birlikte Pangaltı İnci Sinemasında verdiler.

Biletler 20000 TL'dı. Boğaziçi Üniversitesinde, Odtü Festivalinde,Bilsak Rock Cafede, İzmir Clup 33 de unutulmaz konserler verdiler. 1992 yılında Duygu Karpuz'un gruptan ayrılmasıyla klavye ve geri vokal olarak Özlem Tekin "VoLVoX" semalarında yerini aldı. Özlem Tekin'in sahne tecrübesi olmasına karşın diğer hatunların sahne tecrübeleri yoktu. çünkü o zamana kadar sadece konser vermişlerdi. Bunun üzerine ilk sahne tecrübelerini Bedri Baykam'ın açtığı "DADAİST" barda gerçekleştirdiler.

Sonra "SİS" ardından da "KEMANCI" geldi. "SİS" ve "KEMANCI" grubun okulu haline gelmişti. Bu iki mekan hatunlara müzik adına pek çok şey öğretti. Önceleri kızlardan oluştuğu için yadırganan "VoLVoX" sonradan "KEMANCI" ve "SİS" barın vazgeçilmez simaları haline geldi. Konserler,sahne çalışmaları birbirini kovaladı.

Derken kaset çıkarmaya karar verdiler. Provalar yaptılar,demoyu hazırladılar,parçaların tamamı ingilizce olarak hazırlandı,besteler,enstrümanlar hazırdı. Ne olduysa! Kaseti çıkartamadılar!!! Şimdi Şebnem Ferah'ın müzik arşivinin en güzel yerinde "VoLVoX"un demosu duruyor.

Daha sonra Ebru Bank gruptan ayrıldı onun yerine Buket Doran(bass) geçti. Fakat albümün çıkartılamaması ile başlayan ve gruptan ayrılmaların devam etmesi sonucunda Ebru Bank'tan sonra Özlem Tekin'de gruptan ayrıldı. 1994 yılında "VoLVoX" dağıldı. "VoLVoX" dağıldı ama hatunlar müziği bırakmadı. Özlem Tekin dört adet solo albüm çıkardı. Ebru Bank "VoLVoX"tan ayrılınca Cenk Eroğlu ile evlendi,Cenk'le birlikte Mirkelam'ın "Her Gece" ve Tüzmen'in "Son Rüya" adlı kliplerinde rol aldı.

Şimdilerde Boğaziçi Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmakta ve bir de kızı var. Ebru Bank gruptan ayrılınca onun yerine bass gitara Buket Doran geçmişti. Buket hala Şebnem'in gerçek kadrosunda yer alıyor ve menajerliğini yapmakta. Gül Ağırca ise bir ara "Indians" grubunda perküsyon çalıyordu. O da Şebnem'e konserlerinde perküsyon çalarak eşlik ediyor. Duygu Karpuz ise "VoLVoX"tan ayrıldıktan sonra pek gündeme gelmemiş. "VoLVoX" dağılsa bile dostlukları hep kalıcı.

Müzik bu insanları birbirine kenetlemiş. Onlar kavga etmek yerine dost olmayı,beraber birşeyler paylaşmayı tercih etmişler. Onları bir arada tutan şey sadece "VoLVoX" değil birbirlerine duydukları temiz kalplerindeki aziz Sevgileriydi.. Şebnem Ferah'ın dramatik hayat öyküsü ve şarkıları

Bu kadar hüzünlü ve karamsar şarkılar üretmek pürüzsüz bir hayat sürerken oldukça zor hatta imkansız olsa gerek. Ne yazık ki Şebnem Ferah da şarkılarının beslendiği dramatik bir hayat öyküsüne sahip. Ferah Ailesi: Ali Bey ve İfadet Hanım, küçük kızları Aycan ile 1970 yılında, Üsküp'ten ayrılıp Türkiye’ye gelirler ve Yalova'ya yerleşirler.

Ali Bey öğretmenlik yapmaya başlar. Bu sırada Yalova’da 12 Nisan 1972 tarihinde ikinci kızları Şebnem Ferah dünyaya gelir. Ailenin en büyük eğlencesi, müziğe aşırı tutkulu olmalarıdır. Evlerinde mandolin, bağlama eksik olmaz, baba piyano çalar, bu sırada Rumeli geleneği olarak annesi türküler söyleyerek babaya eşlik eder. Yani aile tam bir müzik ortamı içinde yaşar... Şebnem müzik yapmak için en yakın arkadaşlarını bir araya getirir. Ülkemizde ilk defa, tamamen kadınlardan oluşan bir rock gurubu olan “Volvox” ortaya çıkar.

O yıllarda, yazdığı sözler ve yaptığı şarkılar, genel anlamda mutsuz ve karanlık, yani melankolik sözler ve yapımlardı. Bu durum kendisine sorulduğunda “Ya içimden öyle geliyordu ya da dinlediğim yabancı şarkılardan kulağıma yapışanlar bunlardı”diyor.

Lisede matematik konusunda bir hayli zeki olan Şebnem Ferah, ODTÜ Ekonomi bölümünü kazanır ve ablasıyla birlikte Ankara’da yaşamaya başlar. Bu arada gönlünce gitar çalabileceği ve sosyal aktiviteleri gayet bol olan bir okul yaşantısına başlar. Amatör gruplarda şarkıcılık yaparak, konservatuarlı Özlem Tekin ile tanışır ve onu “Volvox” gurubuna dahil eder. Ancak bir süre sonra, grup üyeleri, İstanbul’daki üniversiteleri kazanmaları nedeniyle İstanbul’a yerleşir ve “Volvox” dağılma aşamasına gelir.

İşte bu dönemde hayatının en kritik kararını verir Şebnem Ferah. İkinci sınıfta ODTÜ’yü bırakıp ve İstanbul’a yerleşir. Çünkü ekonomist değil şarkıcı olmak istediğine emindir...

Şebnem tarafından hazırlanan ve Şebnem’in gitar çalarak vokal yaptığı bir demo,TRT’deki “Kokteyl” programında yayınlanır. Büyük raslantı; programı izleyen Sezen Aksu, Şebnem’in ses gücüne şaşırır ve yardımcılarına tek bir cümleyle Şebnem’e olan beğenisini ifade eder: “Bulun bu kızı bana getirin!”... Arzu ettiği yaşama ulaşmışken dramatik yaşamın ilk darbesi gelir. Ablası Aycan, ölümcül bir hastalığa yakalanır...
Şebnem Yalova’da, ablasının başucunda beklerken 3-4 dakika içinde “Deli Kızım Uyan" şarkısını yazar.

Dinlediğinizde yaşadığı hüznü hissetmemek mümkün değil... Ve evet, 1997 sonlarında ablasını kaybeder... Sonrasında büyük bir bunalıma giren Şebnem'in yaklaşık 2 yıl boyunca sesi çıkmaz. Hatta Yalova’daki evlerinde gülmeye korkar olur.

Çünkü ablasının hastalığı çok uzun sürmüştür ve bu durum evlerinde tamamen bir hüzün ortamı yaratır... 30 Haziran 1999 tarihinde ise “Artık Kısa Cümleler Kuruyorum” isimli, melankoli ve hüzün dolu albümünü çıkarır. Yaşadığı dram bununla bitmez. 17 Ağustos 1999'daki büyük depremde Yalova yerlebir olur ve bu felakette babası Ali Bey’i kaybeder.

Babasıyla birlikte tüm çocukluğunun geçtiği mahalleyi, sokakları ve birçok tanıdığı insanı da yitirir. Bundan sonraki yaşamında, babasının çok sevdiği "Kadınım" isimli şarkıyla anımsayacaktır onu... Sıkıntıların ardından 18 Ekim 2001 tarihinde üçüncü albümü “Perdeler”i çıkarır. Yine kendi ifadesine göre, bu sıkıntılı günleri atlatmak için müziğe tutunmuştur. Babasının hayatında çok önemli bir karakter olduğunu, yaşadığı acıların kendisine çok şey öğrettiğini ve yine müziğe sarıldığını söyler. Acılar bununla da bitmez. 2 Temmuz 2011 tarihinde annesi İfadet Ferah Yalova’da kalp krizi geçirerek vefat eder ve bütün ailesini, sevdiklerini kaybetmiş olur Şebnem...

Evet! Türkiye’de bir kadın olarak, en iyi elektro gitar çalan müzisyen, dokunaklı ses, hüzünlü bakışlar, en iyi çığlık atan kadın sanatçıdır o... Ama en önemlisi sesinin gücünün 3 oktav olduğu! Şebnem Ferah, bu yönüyle tam bir yetenek. Dünya müzik piyasasında altın ses olarak kabul edilen Adele ve Beyonce, Rihanna ve Katy Perry ile aynı ses düzeyine sahip. Sonuç olarak şarkılarının bu kadar hüzünlü olması ve o güçlü çığlıklarının sebebi tüm bu yaşadıklarıdır diyebiliriz... Gonium gibi ölümsüz Volvox gibi güçlü olmanız ve insanın içini ürperten güzel ve güçlü şarkılar dinlemeniz dileklerimle…

Bu makale 19 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Biyolog Duru Hakan Karabacak

1978 yılında ÖYSS birincisi olarak Hacettepe Üniversitesini kazandım. Mezuniyet sonrası Stanford Üniversitesinde fizyoloji, Texas UNT de Biofeedback eğitimini aldım.

Şu anda Biofeedback alanında cihaz alım-satım, kiralması ve eğitimi veriyorum.

 

Etiketler
Ölüm kavramı
Biyolog Duru Hakan Karabacak
Biyolog Duru Hakan Karabacak
İzmir - Biyolog
Facebook Twitter Instagram Youtube