Molar insizör hipomineralizasyonu defektlerinin tanımlanması için literatürde hipomineralize daimi birinci büyük azılar, opak noktalar, fluoridden bağımsız hipomineralizasyon, mine opasiteleri, fluoridden bağımsız mine opasiteleri, idiopatik mine opasiteleri, endemik olmayan mine lekelenmesi, iç mine hipoplazisi, idiopatik mine hipomineralizasyonu, peynir büyük azılar gibi birçok terim kullanılmıştır (Koch ve diğerleri, 1987; Jalevik ve Noren, 2000; Weerheijm ve diğerleri, 2001; Ghanim ve diğerleri, 2015).
Molar insizör hipomineralizasyonu terimi, ilk olarak Weerheijm ve diğerleri (2001) tarafından bir veya daha fazla birinci daimi moların etkilendiği, bazen kesici dişlerin de eşlik ettiği sistematik kökenli hipomineralizasyonu tanımlamak amacıyla kullanılmıştır. Ender olarak daimi kaninlerin insizalleri, süt veya daimi ikinci büyük azılar ve küçük azılar bu duruma eşlik edebilmektedir. Ancak yalnızca kesici dişlerde görülen opasiteler, lokal etkenler sonucu oluşan bir defektin belirtisi olabileceği için MIH adı altında değerlendirilememektedir (Jalevik ve diğerleri, 2001a; Jalevik ve diğerleri, 2001b, Weerheijm ve diğerleri, 2003).
Klinik görünümü tipik olarak beyaz-krem, sarı-kahverengi sınırlı opasiteler şeklindedir (Jalevik ve Noren, 2000; Weerheijm ve diğerleri, 2003). Dişte hipomineralizasyonun olduğu bölgelerde mine tam olarak mevcuttur. Ancak mineralizasyonun bozuk olması nedeniyle yumuşak, pöröz yapıda olup, tebeşir veya peynir görünümündedir.