Anne sütünün içeriği

Anne sütünün içeriği

Annenin gestastiyonel yaşına göre, laktasyon sırasındaki diyetine göre anne sütü içeriği değişebilmektedir. Anne sütünün içeriğinde bulunan interlökin, laktoferrin, lizozim ve yüksek IgA içeriğinden dolayı antienfektif özellikleri bulunmaktadır. Ayrıca antiinflamatuar ajanlar içerdiğinden dolayı dışkı sıklığının az olmasını sağlamaktadır. Anne sütünde bulunan proteinlerin bir kısmı yani whey proteinleri bağışıklık sisteminin gelişiminde rol oynarken diğer bir kısmı antimikrobiyal özellik göstermektedirler.

Anne sütünde antimikrobiyal özellik gösteren en önemli proteinler laktoferrin, laktoperoksidaz, lizozim ve N-asetil-ß-D-glukozaminidazdır. İmmunglobulinler anneden bebeğe geçen pasif bağışıklığı sağlayan koruyucu proteinlerdir. Olgun süte göre kolostrumda immunoglobulin seviyesi daha yüksek olduğu gözlemlenmektedir. Yenidoğanda IgA, IgG ve IgM bulunmaktadır. Bu immunoglobulinlerden sadece IgG plesental bariyeri aşarak anneden bebeğe geçebilmektedir. IgA ve IgM anneden bebeğe geçememektedir. İki bileşenden oluşan IgA anne sütünde en fazla bulunan yapı olarak bilinmektedir. Laktoferrinin en önemli görevi demir bağlayan bir glikoprotein olmasıdır. Kolostrumda 0,5-1 gr/lt iken inek sütünde yaklaşık olarak 0,2 gr/lt olduğu rapor edilmektedir. Ayrıca anne sütünde bulunan lactoferrin bazı enzimlerin aktifleşmesinde de rol oynamaktadır. Bu enzimler DNase, RNase, ATPase, phosphatase, ve maltooligosaccharide hidrolizinde büyük bir etkisi bulunmaktadır. Sütte bulunan peroksidaz, laktoperoksidaz olarak bilinmektedir. Bu protein yapısı oksidatif mekanizmalar sayesinde bakterileri yok edebilmektedir. Meme bezinde oluşabilecek enfeksiyonlara karşı kolaktoperoksidaz aktivitesi inek sütüne göre 20 kat daha düşük olduğu rapor edilmektedir. C- lizozim ve g-lizozim olmak üzere iki tip lizozim olmasına rağmen anne sütünde sadece C-lizozim bulunmaktadır. İnek sütünde iki tür lizozim olmasına rağmen aktivitesi saptanamamaktadır ve ısıya dayanıksız olduğu belirtilmektedir. Ayrıca kolostrumda C-lizozim yoğun miktarda bulunmaktadır. IgA ve laktoferrin ile fonksiyon göstermektedir. Ayrıca lizozimin antiinflamatuar özellik göstermesinin sebebi hasar gören dokuya nötrofillerin göçünü sınırlandırmasını sağlamasından kaynaklanmaktadır.

Bağışıklık sisteminin en önemli yapılarından olan lökositlerde anne sütünde çok fazla bulunmaktadır. Kolostrumda daha çok nötrofil  bulunmaktadırlar. Ayrıca bu hücrelerin memeyi enfeksiyondan koruması mümkün görünmektedir.  Kortizol ve bazı proteinler örneğin epidermal büyüme hormonu, sinir büyüme faktörü, insülin benzeri ve somatomedin C gibi hormonlar anne sütünde mukozal bariyer oluşturarak mikroorganizmaların enfeksiyonundan korumaktadırlar.

Anne sütünde bulunan lökositler tarafından üretilen interferon önemli bir antiinfektif ajan olarak bilinmektedir. Anne sütünde bulunan bifidus, barsak florasında bulunan Gr(+) basillerinde özellikle Lactobasillus Bifidus’un büyümesini sağlayarak patojenlerin çoğalmasının önüne geçmektedir . Anne sütünde bulunan kazein bir süt proteini olmakla birlikte sindirimi boyunca oluşan serbest peptitler bağışıklık sisteminin gelişiminde etkili olduğu belirtilmektedir.

Kolostrumun içinde çok yüksek miktarda bulunan ß Casamorphin7 (BCM7) önemli bir kazein olduğu vurgulanmaktadır. BCM7 sistein alımını engellemekte olduğu ve gastrointestinal epitel hücreleri ve sinir hücreleri ile antioksidan sentezlemede etkili olduğu rapor edilmektedir. Anne sütü bebek beslenmesi için ihtiyaç duyulan standartları sağlamaktadır. Yine de anne sütünde bulunan mikro besin öğeleri annenin beslenme şekline ve vücut yapısına göre değişebilmektedir.

Anneler emzirme döneminde optimum beslenmeyi genelde başaramadıkları için multi vitamin takviyesinin gerekli olduğu belirtilmektedir. Ayrıca doğumdan sonraki beslenme şekli nasıl olursa olsun anne sütünde K vitamini düşük seviyede bulunmaktadır. Bu yüzden Amerika Pediatri Akademisi, yenidoğanın hemorojik hastalıklarından koruması için K vitamini takviyesi yapılmasını önermektedir. Dünya çapında yaygın olarak görülen bir diğer eksiklik D vitaminidir. Annenin az güneşlenmesi ya da hiç güneş almaması sütünde D vitamin eksikliğinin oluşmasına sebep olmaktadır. Güncel pediatrik yaklaşımımızda doğumdan sonra sadece anne sütü alan bebeklere D vitamini takviyesi yapılmasını önerilmektedir.

Anne sütünde bulunan B12 vitamin bağlayıcı proteinler, bu vitaminin mikroorganizmalara bağlanmasını engelleyerek antibakteriyal rol oynamaktadır. Anne sütündeki serbest yağ asitleri de suçiçeği gibi zarflı virüslerin membranlarına zarar vererek mikroorganizmayı öldürmektedir.

Anne sütünde karbonhidrat ve proteinlerden oluşan büyük bir yapı bulunmaktadır. Bu yapı musin olarak bilinmektedir ve bu yapı kendisine bakteri ve virüsleri bağlamaktadır .

Anne sütünde yağ özellikle palmitik ve oleik asit ile karakterize edilmektedir. Bunlar anne sütünde yüksek konsantrasyonda bulunan trigliseritlerdir. Anne sütündeki yağ oranı çok fazladır ve en çok değişebilen makro besin öğesidir. Yağdan zengin olan anne sütü (hindmilk) bebeğin son emdiği süt olarak belirtilmektedir. Yani bebek ne kadar çok emerse o kadar çok yağlı süte ulaşabildiği belirtilmektedir. Sonradan gelen yağlı süt bebeğin ilk emdiği ön sütten 3 kat daha fazla yağ içermekte olduğu belirtilmektedir.

Bu makale 11 Haziran 2021 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Gönen

Dr. Öğr. Üyesiİsmail Gönen, lisans eğitimini ve yüksek lisans eğitimini İstanbul Üniversitesi, İstanbul Tıp Fakültesinde 2001 yılında tamamlayıp, Tıpta Uzmanlık Eğitimini 2010 yılında Marmara Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bilim Dalında tamamlamıştır. Mezuniyet sonrası 2010-2012 yıllarında ise Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Olarak, İstanbul Kanuni Sultan Süleyman E.A.H, da mecburi hizmetini tamamlamıştır. Dr. Öğr. Üyesi İsmail Gönen, Mart 2013 tarihinden itibaren Özel Liv Hospital Ulus, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi ve Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünde görev almıştır.

Mesleki hayatına 2016 yılından itibaren İstinye Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları B. D.’da Yrd. Doç. olarak akademik kadroda görev yapmaya başlamıştır.

Etiketler
Anne adayı
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Gönen
Dr. Öğr. Üyesi İsmail Gönen
İstanbul - Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube