Okullar açılıyor, çocuğunuzun her gün taşıdığı ağır sırt çantası omurga eğriliğine neden olabiliyor. Zaman içerisinde omurga eğriliği kambur duruşa ve akciğer kapasitesinin azalmasına yol açabiliyor. Geleceğini şekillendirmeye çalıştığınız çocuğunuzun nefesini, okul çantaları kesebiliyor ve vücut şeklini bozabiliyor.
Her yüz gençten üçünün omurgasında eğrilik olmakla birlikte, sırt çantalarının ağırlığı omurga sağlığı açısından çok önemli bir sorundur. Duruşunuzun dik olması akciğerin rahat çalışmasına neden olurken, omurgada oluşan eğrilik; akciğer kapasitesinin azalmasına nefes almakta zorlanmaya sebep oluyor. Bir cüzdan ağırlığı bile omurganın açısını değiştirebiliyor, çocuk yaşta aynı yükü sürekli olarak taşımak, ileri yıllarda kronik ağrılara ve şekil bozukluklarına neden olabiliyor.
Okul Çantası Nasıl Olmalı?
Çantanın kilosunun yanı sıra şekli de önemlidir. Çanta ağrılığı çocuk ağırlığının %15 inden fazla olmamalıdır. 30 kg olan bir çocuk için bu ağırlık 5 kg dan fazla olmamalıdır. Bel çukurdan 5 cm kadar yukarda olarak taşınmalıdır. Daha aşağı inerse çocuklarda hiperekstansiyona yol açarak kas ve fasiyalarda fazladan gerilim oluşmasına neden olur. Askıları sert, dar bir okul çantası; boyun, sırt, bel bölgesindeki bağ dokusuna zarar verir. Okul döneminde ki çocukların anne babalarına, askıları geniş ve sert olmayan ve de omuzda askılarının ayarı iyi dengelenmiş sırt çantaları almalarını tavsiye ediyoruz. Ebeveynlerin, çocuklarını okula gönderirken çantalarındaki ağırlık dengesini sağlamayı öğretmeleri ve düzgün duruş konusunda uyarılarda bulunmaları gerekmektedir. Ağır sırt çantaları, omurgadaki bağların zayıflamasına sebep olurken, zayıflayan bağlar omurgadaki disklerin üst üste yığılması sonucu fıtık oluşumuna neden olmaktadır.
Yanlış Tedavilerle Hastalıklar Tekrar Oluşuyor
Toplumun yüzde 80’ininde görülen ve çocuk yaşlarda yanlış sırt çantası kullanımı gibi etkenlerle başlayan bel ve sırt ağrıları, yanlış tedavi ve ilaçlar sonucu sıklıkla tekrarlanabilmektedir. Omurga kaynaklı hastalıklarda, kalıcı ve önleyici doğal tedavi olarak Proloterapi yöntemini önerebiliriz. Proloterapi; zayıflamış ve eski işlevselliğini kaybetmiş eklemleri, kıkırdakları, ligamentleri (bağ dokularını) ve tendonları güçlendirerek tekrar eski haline getiren bir tedavi yöntemi olup, vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmasını harekete geçiren bir enjeksiyon uygulamasıdır.
Ağrılarınızı Vücudunuz Tedavi Etsin
Hasarlanan bölgeye Proloterapi yöntemiyle enjekte edilen ve özel bir içeriğe sahip olan Proliferant solisyon, hasarlı bölgede vücudun tamirci hücrelerini aktif hale getirir. Vücudun kendini iyileştirme sistemini devreye sokan bu yöntem sayesinde doğal bir tedavi uygulanmış olur. Proloterapi; zayıflamış ve eski işlevselliğini kaybetmiş eklemleri, kıkırdakları, ligamentleri ve tendonları güçlendirerek tekrar eski haline getirir ve onarır. Özel bir içeriğe sahip olan Proliferant solisyonunun hasarlı bölgelere enjekte edilmesiyle çalışan, vücudun iyileştirme gücünü harekete geçiren, ağrıları yok eden bir tedavi yöntemidir.
