Kışın soğuk günlerinin gelmesiyle birlikte çocuklarda özellikle okul çağındaki çocuklarda ve yine özellikle okulun yada ana okulunun ilk yılındaki çocuklarda tekrarlayan öksürük, hırıltı, hışıltı ve nefes darlığı gibi bulguların görülmesi dikkati çekmektedir. Bu tür yakınmaları olan çocuklar ebeveynleri tarafından doktora götürülürler. Yapılan muayene ve tetkiklerde elde edilen bulgulara göre çocuklardan astım tanısı alanlar olur. Bunlardan özellikle alerji testleri pozitif bulunanlar alerjik bronşit olarak değerlendirilirler. Bir kısmına ise sadece bronşit tanısı konulur. Aslında tekrarlayan yada haftalarca süren atakları olan çocukların hastalıkları farklı isimler ile anılsa da aynı klinik yapı içinde değerlendirilir.
Astım dünyada en sık görülen kronik çocukluk çağı hastalığıdır. Ülkemizde de sıklığı % 8-10 arasında değişmektedir. Başka bir deyişle, ortalama her 10 çocuktan biri hayatının bir devresinde astım yakınmaları göstermektedir.
Aşağıdaki bulgular astım tanısını düşündürmelidir;
Çocukta tekrarlayan hırıltı, hışıltı, öksürük bulunması
Yada uzun süre devam eden hırıltı, hışıltı, öksürük bulunması
Solunum alerjenlerine alerji tesbit edilmesi
Gece yada sabah artan öksürük
Hareket ile artan öksürük
Aşırı terleme ve sonrasında öksürük ortaya çıkması
Nefes darlığı ataklarının bulunması
Çocukta besin alerjisi öyküsü bulunması
Çocukta atopik dermatit öyküsü bulunması
Ailede alerjik hastalık bulunması
Ailede astım bulunması
Allerjenlerden korunma tedbirleri uygulandığında yanıt alınması
Astım tedavisine yanıt alınması
Bu gibi durumlarda küçük yaştaki çocuklarda klinik tanı konularak tedaviye başlanır. Daha büyük çocuklarda basit yada kapsamlı solunum testleri yapılarak astım tanısı konur. Testlerde solunumla alınan alerjenlere duyarlılık saptanan çocuklarda alerjik bronşit terimi kullanılır. Allerji tespit edilemeyen bir kısım çocukta ise astım terimi kullanılır. Gerçekte de astımlı çocukların % 85 kadarında alerjik astım vardır, % 15 kadar çocukta ise astım bulguları olmasına rağmen alerjik duyarlılık gösterilemez. Bu durumdaki olgularda alerjik olmayan astım tanısı konur. Sonuç olarak temelde bronşit ve alerjik astım aslında aynı klinik tabloyu ifade etmektedir.
Allerjik astımı olan çocuklarda ev tozu akarları, polenler, küf sporları gibi solunum yoluyla alınan alerjenler ve solunum yollarını uyaran viral solunum yolu enfeksiyonları, keskin kokular, sigara dumanı gibi tetikleyici etkenler bulguların ortaya çıkmasında etkilidir. Sadece tetikleyicilerin etkili olduğu alerji tesbit edilemeyen çocuklarda ise tetikleyiciler astım ataklarını başlatmaktadır.
Astımda uygulanacak tedavinin ilk basamağı alerjenlerden ve tetikleyicilerden kaçınmadır. Astım bulguları kontrol altına alınabilir ve astımlı çocuk tedavide biraz dikkatli davranıldığında yaşıtlarının yaptığı her türlü aktiviteyi yapabilecek hale gelir.
Uygun tedavi yöntemi çocuğunuzu normal yaşantısına döndürebilir.
Tedavinin amacı hastalığın kontrol altına alınmasını sağlamaktır.
Kontrol altına alınmayı takiben hastalara öncelikle yüzme olmak üzere düzenli spor yapmaları önerilmelidir.
Prof.Dr.Nihat Sapan – Çocuk Allerji Uzmanı