Yapılan testler sürekli negatif çıkmasına rağmen yine de kişi kendisinde aids var mı endişesi yaşıyorsa buna hiv veya aids fobisi denir. İnternetten bu konu ile alakalı siteleri takip ederler, uzmanlara başvururlar ve saplantılı bir tarzda test yaptırırlar. Testlerde %99.99 aids olmadıkları kanıtlansa da kişi acaba sorusunu sürekli sorar ve akla gelebilecek her şeyden şüphelenir. Testler gelişmiş ve son teknoloji sistemler olsa bile kişi tatmin olmamakta, ya varsa diye hayatı yaşama tarzını ve iş performansı bozulmaktadır. İşi bozulur, hastalığı çağrıştıran bir meslekteyse işini bırakabilir.
Bunların hepsi hastalığın kişinin hayatında açtığı yeni yaralardır ve yanlış kararlardır.
Bu şekilde olan yani bedeni sağlam aids olmayan fakat ruhsal sorunu olan olan insanlarla sürekli karşılaşıyorum. İnsanlar çaresiz, kaygılı, moralsiz bir şekilde seansa geliyorlar. Genelde de bu tarz kişiler kendileri çıkıp gelmiyor merkezimize.
Gelişmiş tanı merkezi olan arkadaşlarım bir terapist gibi onları buluyor, daha doğrusu aids fobisi olanlar laboratuardan çıkmadıklarından, yapılan testlerde zaten negatif olduğundan ilk psikolojik teşhisi o laboratuardaki arkadaşlarım koyuyor. Kişiyi olağanüstü bir güçle bunun bir hipokondriyazis yani hastalık hastalığı olduğunu, psikolojik destek ve ilaç tedavisi alması gerektiğini söyleyerek bana gönderiyorlar.
Aslında cinsellik insanın ihtiyacı olan yemek, içmek gibi bir şey. Bir şekilde çoğu insan mutlaka her gün sex konusunu aklından geçiriyor veya bir şekilde bu ihtiyacını gideriyor. Bir taraftan da temel içgüdülerimizden de birisi, böyle yaratılmışız, format böyle.
Hayat kadınları maddi durumu iyi olan erkeklerin gözdesi olabiliyor. Haftada birkaç tane değişik hayat kadınları ile beraber olan evli erkeklerde gördüm. Hatta evlenmeyip cinsel hayatlarını yabancı uyruklu kadınlarla renklendiren arkadaşlar bile var. Hal böyleyken, cinsellik sürekli gizli kapılar arkasında yaşanırken ne, nasıl oluyor da bazı arkadaşlar ben aids mi oldum diye laboratuar laboratuar dolaşıyor.
Prezervatif kullansa, hastalığın cinsel yoldan başka yolla bulaşması olmasa da ve sonuç negatif olsa da yine tatmin olmuyor, neden ?
Aids fobisi olan insanların ortak özelliği oldukça hassas, duygusal ve suçluluk duyguları yoğun olduğunu gözlemliyorum. Bu kişilerde müthiş bir kaybetme korkusu var.
Elimdeki her şeyi kaybedeceğim, rezil olacağım, gençliğime yazık olacak, bu hastalığı eşime ve çocuklarıma bulaştıracağım diye kendilerini yiyip bitiriyorlar.
Ailemi hayal kırıklığına uğratacağım veya yaşamak istediğim ve zorluklarla sahip olduğum bir hayat var onu da kaybedeceğim diye kaygılı bir tarzda düşünüyorlar. 24 saat, rüyalara kadar ve eğer, şayet, nitekim, ya olduysam… diye bu düşüncelerden kurtulamazlar. Sağ olsun dr. google amcada bu hastalığa tuz-biber eker.
Çünkü yarım dr. candan yarım imamda imandan etmez mi ?
Siz dr. musunuz veya bu iş bu kadar basit mi? Bu süreç kafanızı karıştırır, çünkü tıp çok komplexdir, aynı konu ile alakalı çok farklı görüş açıları olabilir ve konu ile ilgili inlerce sayfa kitap yazılabilir veya zaten yazılmıştır. Siz dr. değilken veya bu konunun profesyoneli değilken aldığınız internet bilgileri sizi ancak ve ancak hasta yani aids fobisi yapacaktır.
Aids fobisi olan insanlar bize geldiğinde genelde psikoterapi ve yetmezse ilaç desteği yapıyoruz. Saplantılı, zorlantılı, kaygılı ve şüpheci durumlarda kullanılan ilaçlarımız var. İlaçlar bence %80 iyi geliyor ve kişinin hastalığa yatırdığı enerjiyi hayata aktarmasını sağlıyor.
Psikolojik destek yaparken de kişilere şu soruyu soruyorum. Bu şekilde sizin gibi dünyada milyonlarca insan hayat kadınları ile defalarca beraber oluyor ama onlar buraya gelmiyor ama siz buradasınız, acaba neden?. Bu bir tesadüf müdür?