Ağrı ile yaşamak yada yaşamamak


Ağrının geçmişi insanoğlu ile birlikte başlamasına rağmen tıbbın yaklaşımı son 25 yıl içinde olmuştur. Ağrı vücudun herhangi bir yerinden kaynaklanan, organik bir nedene bağlı olan veya olmayan, insanın geçmişteki tüm deneyimlerini kapsayan, hoş olmayan bir duyudur.Bu tanımla ağrının gerçekte tüm yaşamımızı içeren bütün özellikleri kapsadığını görmekteyiz. İki ayrı insan ağrıyı farklı şekillerde hissedebilmektedir çünkü ağrının beyinde oluşturduğu mesaj herkesçe farklı algılanır ve yaşam deneyimi de ağrının dile getirilmesinde kişiden kişiye farklılık gösterir. Kimi insan daha dayanıklı, kimi zayıftır. Bu özelliğin belirlenmesinde kişinin yaşam biçimi, bulunduğu çevre, kültürel özellikleri, cinsiyeti, dili, dini ve diğer birçok inançları etken olabilmektedir.
Eğer ağrı olağandışı bir şekilde şiddetli ise en kısa sürede tıbbi yardıma başvurmak en akılcı davranıştır. Yani alarm çanları çok şiddetli çalıyorsa ve özellikle de nedeni konusunda çok emin olunamıyorsa bilinmelidir ki alarm sistemi görevini yapmaktadır ve de uyarı çok önemsenmelidir.
Günümüzde artık ağrı çekmek bir kader değildir; ağrı, tedavisi mümkün bir hastaıktır.
Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği (IASP)’nin Avrupa Federasyonu (EFIC)’nun 2001 yılından itibaren ortaya koyduğu, her yıl Ekim ayının 2. haftası “Ağrı ile Savaş” haftası olarak isimlendirildiği haftada değil, her zaman haykırılabilecek şu sözü unutmamalıyız:
“Ağrın Varsa Sesini Duyur”
Ağrı tedavisi konusunda son yıllarda kazanılan ilerlemeler eşliğinde kronik ağrısı olan hastaların tedavisi ile ilgilenen kurumlar yani ağrı klinikleri kurulmuştur. Yeni bir dal olan ALGOLOJİ (Ağrı) Bilim Dalı bu kliniklerin kuruluşuna öncülük etmiş, artık Ağrı Uzmanlığı gündeme gelmiştir. Ağrı kliniklerinde tedavisi güç, şiddetli ağrılar ve bununla ilgili sorunlar; alanlarında özel eğitim almış olan ağrı uzmanlarınca tedavi edilmektedir. Şu anda ülkemizde başta üniversite hastanesinde olmak üzere eğitim hastanelerimizin pek çoğunda Algoloji Poliklinik ve Klinikleri bu hizmeti vermektedirler.
Ağrılı hastaların tedavisi kadar eğitimleri de hayli önem taşır. Günümüzde tıp sadece hekim veya sağlık personelinin değil hastaların da tedaviye etkin bir şekilde katılması ile daha verimli hale gelmektedir. Bu nedenle ağrı konusunda hastaların da bilgilendirilmesi ile doğru adreslere başvurmaları sağlanacak, bilinçli bir davranışla gerek hasta gerekse yakınları rahat ve mutlu olacaklardır.