Sigara bağımlılığı ve tedavisi

Sigara bağımlılığı ve tedavisi

Dünyada en önemli önlenebilir ölüm nedeni olarak kabul edilen sigara, ciddi hastalık ve ölümlere yol açması yanında üretim kaybı ve gittikçe artan sağlık harcamaları nedeniyle ekonomik kayıplara da neden olmaktadır. Bugün için dünya genelinde 1,2 milyar insan sigara içmektedir. Bu sayının 2025 yılında 1,6 milyara yükselmesi beklenmektedir. Her yıl sigaraya bağlı hastalıklar nedeniyle 5 milyon kişi yaşamını yitirmektedir. Bugünkü sigara içme oranları devam ederse, bugün hayatta olan 500 milyon kişi sigara nedeniyle ölecektir. Bunların yarıdan fazlası günümüz çocukları ve gençlerdir. Dünya'da sigara içen 1,2 milyar kişinin 800 milyonu (% 70-75'i) gelişmekte olan ülkelerde yaşamaktadırlar. Ülkemizde de son 30 yılda sigara tüketimi % 80 oranında artmıştır ve her yıl 100 bin kişi sigara nedeniyle zamansız ve erken ölmektedir. Dünya Sağlık Örgütünün (DSÖ) verilerine göre, önümüzdeki 20 yıl içinde bu kitlesel ölümlerin en fazla artacağı ülkelerden birisi de Türkiye olacaktır. Eğer önlem alınmazsa 2030 yılına gelindiğinde ülkemizde her yıl 240,000 kişi sigaranın yol açtığı hastalıklar nedeniyle yaşamını yitirecektir.

Bugün, ülkemizin de yer aldığı bölge, dünya tütün tüketiminde birinci sırada yer almaktadır. Türkiye, sigara tüketiminde Avrupa'da Yunanistan'dan sonra ikinci, dünyada ise ilk 10 ülke arasındadır ve yaklaşık her iki yetişkinden biri sigara içmektedir. 2001 yılında dünyadaki sigaraların %2'si, bölgedeki sigaraların ise %14'ü ülkemizde tüketilmiştir.

Sigaranın içerdiği 4000'den fazla kimyasal madde ile insan sağlığına yönelik en önemli ve değiştirilebilir bir tehdit olduğu bilinmektedir. Bu maddelerden nikotin yüksek oranda bağımlılık yapan bir maddedir. Sigara içmenin ve bırakılmasına karşı var olan olağanüstü direncin nedeni nikotindir. Sigarayı deneyen dört kişiden üçünün bağımlı olduğu gerçeği asıl amacımızın çocuk ve gençlerin bu maddeyi hiç denememelerini sağlamak olduğunu göstermektedir.. Bunun için de ülkemizde sigara bırakma oranlarının artması, gençlerin sigara ve tütün ürünleri içmenin normal olmadığı bir davranışı benimsemeleri gerekmektedir.

Sigara kullanımı bir kapı yolu veya basamak taşı olarak kabul edilmektedir ve diğer bağımlılık oluşturan maddelere geçişte bir ön adımdır. Dünya Sağlık Örgütü sigara içimi/bağımlılığını bir hastalık olarak kabul etmektedir Hekimler diğer hastalıkları tedavi etmekle yükümlü oldukları gibi sigara bağımlılığını da tedavi etmeyi hastanın tıbbi değerlendirmesinin bir devamı olarak görmektedirler.
Diğer bağımlılıklarda olduğu gibi nikotin bağımlılığı da ömür boyu süren bir hastalıktır. Bir nikotin bağımlısı sigara veya tütün ürünlerini bıraktıktan sonra bunları kullanmayan bir nikotin bağımlısıdır. Ne kadar süre sonra olursa olsun tekrar içtiğinde hastalığı nüks edecek ve hiçbir zaman daha az miktarda içmeyi başaramayacaktır. Bu nedenle öncelikle kişinin nikotine karşı bağımlı olduğunu ve kontrollü kullanımının mümkün olmadığını kabul etmesi tedavinin ilk basamağını oluşturmaktadır.

Sigarayı bırakma çabası, güçlü bir bağımlılık söz konusu olduğu için, gerekli desteklerin yokluğunda genellikle başarısızlıkla sonlanmaktadır. Bu konuda profesyonel yardımın, ilaç ve diğer desteklerin devreye girmesi halinde başarı şansı önemli ölçüde artmaktadır. Sigarayı bırakmak istediğini söyleyen kullanıcıların oranı yüksek (yaklaşık %70) olmasına rağmen, bırakma oranları düşüktür. Bu konuda yapılan çalışmalara göre; sigarayı bırakmayı deneyenlerin %5'ten azı sigaradan 6 ay boyunca tam olarak uzak kalabilmiştir. 2 gün uzak kalabilenler ise yalnızca üçte bir oranındadır. Profesyonel yardım alanlarda ise başarı oranları çok daha yüksek olmaktadır. Profesyonel yardım içinde danışmanlık, davranışsal terapiler ve ilaç tedavileri yer almaktadır.

Sigara Bırakma Poliklinikleri sigarayı bırakmak isteyenlere destek olmak amacıyla kurulmuş ve  uzmanlaşmış yerlerdir. Ülkemizde hekimler tarafından, gerçek sağlık kuruluşlarında kurulmuş sigara bırakma polikliniği sayısı azdır. Buna karşın, bilimsel tıbbi hizmetin yeterince sunulamadığı ortamda bilimsel kanıta dayalı olmayan tedaviler hızla yaygınlaşmıştır. Bilimsel kanıtlarla gösterilmiş olan yöntemlerden çok daha yüksek başarı oranları vaat eden bu yöntemler ticari olarak sunulmakta ve halkımız kandırılmaktadır.

Nikotin bağımlılığını ölçmek için kişilerin kendilerinin de kolayca uygulayabileceği bir test vardır: Fagerström Nikotin Bağımlılık Testi. Her soruya verdiğiniz cevaba karşılık gelen puanlar toplanıp nikotine bağımlılığınızın derecesini ölçebilirsiniz.

0-2          = düşük düzeyde bağımlılık
3-7          = orta düzeyde bağımlılık
8-10        = yüksek düzeyde bağımlılık
 
Fagerström Testi 
Her gün genellikle kaç sigara içiyorsunuz?  10 veya daha az
11 - 20
21 - 30
31+ 0
1
2
3
İlk sigaranızı uyandıktan ne kadar sonra içiyorsunuz?  5 dakika içinde
6-30 dakika
30 dakika + 3
2
1
Sigara içilmeyen yerlerde sigara içmemekte zorlanıyor musunuz?  Hayır
Evet 0
1
Hangi sigaradan vazgeçmekte en çok zorlanırsınız?  Sabah ilk içilen
Diğer 1
0
Günün ilk saatlerinde sonraki saatlere göre daha sık sigara içiyor musunuz?  Hayır
Evet 0
1
Çok hasta olduğunuzda veya günün çoğunu yatakta geçirdiğinizde sigara içer misiniz?  Hayır
Evet 0
1

 
Sigara içildiğinde merkezi sinir sistemi nöronlarına etki ederek, kişi tarafından fark edilebilen ve hoşa gidici olarak tanımlanan bir takım davranış değişikliklerine neden olmaktadır. Sigaradaki nikotinin bağımlılık yapıcı potansiyeli kanıtlanmıştır.Sigara içimini takiben, nikotin, insan beynini etkileyerek, kişiye ödül gibi gelen davranış değişikliklerine neden olmaktadır. Bunun sonucu olarak kişi, sigara içme davranışını daha sık tekrarlamaya güdülenmekte ve daha sık sigara içmektedir. Bir tiryaki için arkadaşının elinde gördüğü bir sigara, masa üzerinde gördüğü bir sigara paketi, koşullu uyaran olabilir ve koşullu tepkiyi (hoşa giden etkileri) sağlayabilir. Edimsel ve klasik şartlanma süreçleri, sigara içme dürtüsünü sürekli tazeler ve bunun sonucu olarak da sigara içme, bilinç dışı otomatik bir davranış olarak sürer gider.
            
b) Sigara kullanımının fizik bağımlılık boyutu
            Sigara içmeye başlayanların çoğu, günde kullandıkları sigara miktarını belirli bir düzeye varıncaya kadar sürekli artırırlar. Tüketimi arttırma dönemi, genellikle sigara kullanımının ilk 4-8 yılıdır. Günlük tüketimi arttırma eğiliminin nedeni, sigaranın (nikotinin) beklenen etkilerini elde edebilmek için giderek daha fazla sigaranın alınmasına ihtiyaç duyulmasıdır. Sigara tiryakilerinde nikotinin bir çok etkisine karşı tolerans gelişmiştir.

            Sigara tiryakilerinde sigaranın kesilmesi, kişiyi rahatsız eden belirtilerin ortaya çıkmasına yol açabilir. Genel olarak yoksunluk tablosu veya sigara (nikotin) çekilmesi (nicotine withdraw) olarak tanımlanan bu durum, yeniden nikotin alınmasıyla ya da sigara içme ile geçer. Nikotin yoksunluğu (nicotine withdrawal) durumu, aşağıdaki gibi tanımlanmaktadır :
 
“En azından bir kaç haftadan beri her gün sigara kullanan birinde, nikotinin kesilmesini takip eden 24 saat içerisinde” aşağıdaki belirtilerin en az dördünün ortaya çıkması durumu :
 
1.            Şiddetli Nikotin alma (sigara içme) arzusu
2.            Çabuk sinirlenme, huzursuzluk
3.            Sıkıntı hissi (anksiyete)
4.            Dikkatin belirli bir konuya ya da uğraşa yoğunlaştırılmasında zorluk
5.            Hareketsiz duramama (restlessnes),
6.            İştahta artma ve kilo alma
7.            Kalp atım hızında azalma
           
           . Toleransın aşırı oluşması ve yoksunluk belirtilerinin görülmesi, nikotin bağımlılığının fiziki bağımlılığı da içerecek boyuta yükseldiğini gösterir. Fiziki bağımlılık boyutu nedeniyle sigara bağımlılığı, eroin ve alkol bağımlılığına benzemektedir. Fiziki bağımlılarda sigara alınmadığında ortaya çıkan yoksunluk belirtilerinin sigara alınınca kaybolması, sigaranın bu nedenle de ödüllendirme işlevine aracılık yapmasını sağlar. Fiziki bağımlılarda sigarasızlık, rahatsızlığa yol açmakta, alınan sigara da bu rahatsızlığı yok ederek kişiyi tekrar kullanmaya güdülemektedir.
            Yoksunluk belirtilerinin süresi, kişiden kişiye değişmektedir. En şiddetli yoksunluk tabloları 3-4 haftada sona erer. Bırakanlarda uzun süre devam edebilen sigara içme arzusunda şartlanmaların daha önemli olduğu düşünülmektedir. Yoksunluk belirtilerinin şiddeti, sigaranın kesilmesi öncesinde, günde içilen sigara miktarıyla, daha çok içenlerde ise daha şiddetli olacak şekilde ilişkili olduğu bildirilmiştir. Yoksunluk tablosu, maddenin ani olarak eksilmesine vücudun doğal tepkisidir. Bunun sonucu olarak yoksunluk tablosu, iyileşme döneminden sonra da zaman zaman ortaya çıkabilir.
 
TÜTÜN BAĞIMLILIĞININ PSİKOLOJİK TEDAVİSİ

Sigara içmenin nikotin ile ilişkili bedensel yönlerinin yanı sıra ruhsal ve davranışsal yönleri de olduğu gözden kaçırılmamalıdır. Bu faktörler yeterince incelenmezse, nikotin yoksunluğu geçtikten sonra kişi tekrar sigaraya başlayabilir. Bedensel, ruhsal ve davranışsal faktörler birbirleriyle yakın etkileşim halindedir. Örneğin nikotine aşerme (fiziksel bağımlılık) ruhsal sıkıntı doğurabilir. Ruhsal sıkıntı ve depresyon nikotin isteğini artırabilir. Davranışsal faktörler, örneğin otobüs beklerken, çay veya kahve içerken sigara içmek gibi, sigara isteğini artırabilir. Çevrede içenlerin çok olması, içmeyi cesaretlendirici ortam, çevreye özenme veya uyum gibi çevresel faktörlerin de sigara içme nedenleri arasında olduğu unutulmamalıdır. Tedavi sırasında tüm bunlar göz önünde bulundurularak önlemler alınmalıdır.

Hastanın bağımlılık kriterlerine göre planlanan psikolojik tedavide “baş etme becerileri”, öfke kontrolü” , “iletişim becerileri”, aile görüşmesi relaks olmaya yönelik gevşeme egzersizleri, motivasyona yönelik çalışmalar ve değişik terapi yöntemleri uygulanabilir. En fazla kabul gören davranış tedavileridir. Beceri eğitimi, relaps önlenmesi, uyaran kontrolü, hızlı içme teknikleri kanıta dayalı davranış tedavi teknikleridir.

Beceri eğitimi, relaps önlenmesi tekniği; yüksek riskli durumların tanımlanması, bunlarla baş etmek için plan yapılması ve uygulama alanında davranışsal ve bilişsel başa çıkma yollarının öğretilmesini içerir.
Uyaran kontrolü tekniğinde ortamda sigara kullanımını tetikleyen faktörlerin ortadan kaldırılması amaçlanır.

Hızlı içme tekniğinde bulantı oluşana kadar sigara içmeleri önerilerek sigara içmenin hoş duygu değil de kötü duygular yaratan bir eylem haline dönüşmesi amaçlanır.

Sigara içicilerinin yardımsız sigarayı bırakabilmeleri sadece %7,9 oranında mümkün olmaktadır. Nikotin yerine koyma tedavisi, sosyal ve davranış tedavi desteği, ilaç kombine tedavisi ile bu oran %35'lere çıkmaktadır .

TÜTÜN BAĞIMLILIĞININ İLAÇLA TEDAVİSİ

Günümüzde The Food and Drug Administration (FDA), World Health Organisation (WHO) ve Sağlık Bakanlığı onaylı ve tüm klavuzlarda yer alan ilaçla  tedavi yöntemleri vardır. Bu tedavi yöntemleri mutlaka doktor önerisi ile kullanılmalıdır.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, 1958 yılında doğmuştur. 1984 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesini bitirerek Tıp Doktoru unvanı almıştır. Erişkin Psikiyatri doktorasını 1991 yılında Asistan Dr. olarak tamamlamıştır. 1991-2004 yılları arasında Ankara Numune Hastanesi'nde sırasıyla Psikiyatri Uzmanı, Doçent, 2. Psikiyatri Klinik Şefi ve son olarak AMATEM Direktörlüğü görevlerinde yer aldı. Bilimsel ve Mesleki Kuruluşlara Üyelikler  - Türk Psikologlar Derneği - EMDR Derneği 11.  Ödüller  - Türk Psikologlar Derneği Soma Maden Faciası Gönüllü Hizmet Belgesi, - Türk Psikologlar Derneği Van Depremi Gönüllü Hizmet Belgesi, - 5. Psikoloji Lisans Üstü Öğrenci Kongresi Poster Bildiri Birinciliği, 2012 yılından itibaren NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Bağımlılık Merkezi'ni yönetmektedir. ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Sigara kullanımı
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz
Prof. Dr. Nesrin Dilbaz
Ankara - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube