Baş ağrısı tipleri nelerdir ve hangi tip baş ağrıları cerrahi tedavi gerektiren hastalıklarla ilişkilidir ?

Baş ağrısı tipleri nelerdir ve hangi tip baş ağrıları cerrahi tedavi gerektiren hastalıklarla ilişkilidir ?

 

  

Bu yazıda başlıca baş ağrısı tiplerinden ve beyin cerrahisi tedavisi gerektiren hastalıkların baş ağrısı bulgularından bahsetmek istedim. Baş ağrıları, ilksel (primer), ikincil (sekonder) ve kranyal nöraljiler olmak üzere üç ana gruba ayrılırlar.

(1) İLKSEL (PRİMER)  BAŞ AĞRILARI

Altta yatan başka bir hastalıkla ilişkili olmayan ve nedeni tam olarak aydınlatılamamış baş ağrısı tipidir.  Görülme sıklığına göre gerilim, migren ve küme tipi baş ağrıları bu grubu oluşturur.   

(1a) Gerilim tipi baş ağrısı

Nedeni tam olarak aydınlatılmamış olsa da uzun süreli bedensel faaliyetler veya bilgisayar ekranına bakmak gibi fiziksel yüklenmeler veya duygusal stresin bu tip baş ağrısıyla ilişkili olduğu gösterilmiş ve kafa kaidesini çevreleyen adalelerin anormal kasılması sonucu ortaya çıktığı öne sürülmüştür. Toplumda %90 oranında görülen gerilim baş ağrısı, kadınlarda daha sıktır. Genellikle gün sonunda başın ve boynun arkasından başlayan ve başı bant şeklinde saran basınç, sıkışma hissiyle karakterize olan ve en çok kaşların üzerinde hissedilen ağrıya neden olur. Bu tip baş ağrısı olan hastaların nörolojik muayenesi normaldir. Hasta hikâyesinin doğru ve eksiksiz alınması tanı koydurur ve ilaç tedavisi uygulanır.

(1b) Migren baş ağrısı

Antik çağlardan bu yana insanoğlunun bildiği ve sık rastlanan bir hastalıktır. Ergenlik sonrası kadınlarda daha yaygındır. Son yıllarda yapılan araştırmalar, nedeninin beyin kabuğunun aşırı uyarılması sonucu ortaya çıkan bir dizi karmaşık biyolojik olay sonucu beyin sapındaki ağrı çekirdeklerin anormal işlev görmesi olabileceğini ortaya koymuştur. Genellikle tek yanlı olan migren ağrısı, hastaların yaklaşık üçte birinde ağrı başlamadan önce görme bozukluğu, bulantı, kusma, ses ve ışığa hassasiyet gibi bulgular (aura) verebilir. Başın ön kısmında, göz küresi arkasında veya bazen başın arkasında da hissedilen zonklayıcı tarzda 2-48 saat süren şiddetli ağrı tipiktir. Son yıllarda migren tedavisinde kesin tedavisi amacıyla elektriksel uyarı (stimulasyon) ve şakak atardamarının bağlanması gibi cerrahi teknikler denenmiştir. Halen, değişik ilaç kombinasyonları, migren ataklarının önlemesinde ve atak sırasında en çok başvurulan tedavi seçeneğidir.

(1c) Küme baş ağrısı

Gerilim ve migren tipi baş ağrısının aksine genç erkeklerde daha sık görülen küme baş ağrısının da nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, insan beyninde biyolojik saatten ve metabolizmadan sorumlu merkez olan hipotalamus’un anormal işlevinden kaynaklandığını destekleyen bulgular mevcuttur. Haftalar ve aylar boyunca günün aynı saatlerinde başlayan ve 30-90 dakika süren ağrılar, aylar ve yıllar boyunca görülmez; bu nedenle küme kelimesiyle tanımlanmışlardır. Tek yanlı, göz küresinin etrafında veya arkasında, gözde kızarıklık, sulanma ve burun akıntısının da eşlik ettiği ağrı tipiktir. Tedavide, hasta bazında düzenlenen ilaç tedavilerine başvurulur.

(2) İKİNCİL (SEKONDER) BAŞ AĞRILARI    

Genel olarak, altta yatan pek çok başka hastalığın neden olduğu baş ağrıları olarak tanımlanabilirler. Sıralamak gerekirse;  

(2a) Kafa ve boyundaki damarsal hastalıklara bağlı baş ağrıları

Beyin damar baloncuklarının (anevrizma) ya da yumağının (AVM) kitle etkisi ya da kanaması sonucu ani başlangıçlı ve çok şiddetli baş ağrısı oluşur. Genellikle, egzersiz sırasında (tuvalette ıkınma, cinsel ilişki, ani heyecanlanma ve ağır fiziksel iş, vb.) oluşan bu çok şiddetli baş ağrısına, kusma, bulantı, şuur bulanıklığı da eşlik edebilir. Hastanın acil tanısı ve mikrocerrahi tedavi gereklidir. Yüksek tansiyonu olan ve kan inceltici ilaç kullanan bazı hastalarda da spontan beyin kanaması görülebilir; tedavi uygun hastalarda cerrahidir. İnme olarak da adlandırılan stroke beyni besleyen damarların ani olarak tıkanmasıdır ve baş ağrısı da tabloya eşlik edebilir. Uygun hastalarda, beyin dokusunun rahatlatılması ve kafa içi basıncı azaltmak amacıyla zarar görmüş beyin dokusunun çıkarılması ameliyatı(dekompresif cerrahi) yapılmalıdır.

(2b) Beyin tümörlerine bağlı baş ağrısı

Yeni başlangıçlı, ilaca dirençli, sabahları daha belirgin, beden yarısında güçsüzlük, his kusurları ve nöbetle (sara) birlikte görülen baş ağrıları, altta yatan olası bir beyin tümörü (uru) açısından mutlaka dikkate alınmalı ve bu hastalara nörolojik muayene ve gerekirse beyin görüntüleme (MR ve/veya tomografi) yapılmalıdır. Beyin tümörlerinin tedavisinde, mikrocerrahi rezeksiyon (tümör çıkarılması) ana tedavidir. Tedavi şemasına, tümörün histopatolojik tipine ve yerleşimine göre radyoterapi ve/veya kemoterapi eklenebilir. Halen, immunoterapi, gen tedavisi, moleküler tedaviler ve tümör aşıları deneysel aşamadır.

(2c) Enfeksiyonlarla ilişkili baş ağrıları

Sistemik yaygın enfeksiyonlar, kalp kapak hastalıkları, değişik nedenlerle bağışıklık sisteminin zayıflaması, damar içi uyuşturucu kullanımı, tedavisi ihmal edilmiş orta kulak enfeksiyonları, diş çürükleri, açık kafa yaralanmaları beyin apselerinin başlıca nedenleridir. Ayrıca, bazı durumlarda enfeksiyon odağı beyin zarı altında da oluşabilir; bu duruma subdural ampiyem adı verilir. Her iki klinik tabloda da hastalar acil olarak ameliyat edilip uygun antibiyotik tedavisine başlanılmalıdır. Beyin zarlarının enfeksiyonu olarak da bilinen menenjit ve beyin dokusunun yaygın enfeksiyonu olarak tanımlanan ensefalit  tablosunda ise sadece antibiyotik tedavisi uygulanır.

 

 

(2d) Beyin omurilik sıvısı birikmesine (Hidrosefali) bağlı baş ağrısı

Beyin dokusunun beslenmesinde, işlevinde ve korunmasında rol oynayan beyin omurilik sıvısı (BOS) saydam renkli ve sukıvamında olup beyin boşluklarında ve omurilik çevresinde dolaşır. BOS dolaşım yollarındaki tıkanıklara veya emilimindeki yetersizliklere bağlı olarak, BOS göllenmesi yani hidrosefali (su kafa) tablosunun ortaya çıkmasına neden olur. Kafa içi basıncın artmasına bağlı olarak, yaygın ve ilerleyici baş ağrısı görülür. Tedavisi hidrosefaliye neden olan hastalığın (tümör, enfeksiyon, kanama) tedavisine ek olarak çoğu durumda, shunt ameliyatı yapılarak fazla BOS bir tüp yardımıyla karın zarının altına tahliye edilir.   

(3) KRANYAL NÖRALJİ KAYNAKLI BAŞ AĞRILARI

Baş, yüz, boyun bölgesinin hissini veren ve mimik, çiğneme, konuşma, yutkunma gibi önemli işlevleri de sağlayan beyin sapından köken alan sinirlerin tuzaklanmasına, tümör veya damarsal oluşumların basısına bağlı olarak ortaya çıkan yüz ve baş ağrısı tipidir. Trigeminal nevralji ve glossofaringeal nevralji bu grupta cerrahi tedavi gerektiren başlıca hastalıklardır. 

ÖNERİ

ANİ VEYA YENİ BAŞLANGIÇLI, AĞRI KESİCİ İLAÇLARA DİRENÇLİ, SABAHLARI DAHA BELİRGİN, KUSMA, BULANTI, GÜÇSÜZLÜK, HİS KUSURLARI, DENGE BOZUKLUKLARI VE NÖBET (EPİLEPSİ) İLE BİRLİKTE GÖRÜLEN BAŞ AĞRILARI OLAN HASTALAR BEYİN CERRAHLARI TARAFINDAN MUTLAKA DEĞERLENDİRİLMELİDİRLER.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Serdar Baki Albayrak

Doç. Dr. Serdar Baki Albayrak, tıp eğitimini 1998 yılında Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamladı ve ardından hayat boyu adanma duygusuyla başladığım nöroşirürji uzmanlık eğitimini İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Hastanesi'nde 2004 yılında tamamlayarak uzman doktor unvanını aldı. Yine 2004 yılında Süleyman Demirel Üniversitesi'ndeb de Yardımcı Doçent unvanını aldı.  Dr. Albayrak, 2006 ile 2007 yıllarının Mayıs tarihleri arasında bir yıl süresince burslu olarak Helsinki Üniversite'sinde beyin anevrizmaları ve damarsal hastalıkların mikrocerrahi tedavisi konusunda üst ihtisas (klinik fellowship) gördü ve ardından da Amerikan Tıp Denklik Sınavında geçerli puanı alarak, 2007 yılı ile 2008 yılınının Temmuz ayları arasında bir yıl süresince Amerika Birleşik Devletleri, Boston'da, dünyanın en prestijli üniversitesi olara ...

Prof. Dr. Serdar Baki Albayrak
Prof. Dr. Serdar Baki Albayrak
İstanbul - Beyin ve Sinir Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube