Yara izi ve tedavisi

Yara izi ve tedavisi

Travma veya ameliyat gibi herhangi bir nedenle deri bütünlüğü bozulduğunda yara oluşur.

Oluşan yara dikişler yardımı ile kapatılabildiği gibi pansumanlarla kendiliğinden kapanır veya farklı teknikler ile yara bölgesine doku aktarılarak kapatılabilir.

Hangi nedenle olursa olsun hangi yöntemle yara kapatılırsa kapatılsın onarım bölgesinde bir tamir süreci başlar; yara izinin son halini alması 1-2 yıl sürer; zamanla yara izi ten rengine döner, başlangıçta hissedilen sertlik yumuşar ve daha düzenli hale gelir, ancak iyi veya kötü mutlaka bir iz kalır.

Bir yara izi oluştuğunda izin zamanla değişeceği bilinmeli ve sabırlı olunmalıdır. Bekleme döneminde bir plastik cerrahın kontrolünde olunmasında yarar vardır.

Yara izlerinin düzeltilmesi estetik cerrahide önemli bir konudur; daha estetik bir görünüm kazandırmak için çok farklı yöntemler kullanılır.

Aşağıda açıklanmaya çalışıldığı üzere bir yara izinin oluşması ve tedavi edilmesinde plastik cerrah yanında birçok faktör rol oynar.

Yara İzi ile İlgili Sorunlar

Yara izinin rengi çevre sağlam deri renginden farklı olabilir

Yara yeri başlangıçta ince bir çizgi iken iz zamanla genişleyebilir

Kesi hattı boyunca iz ve etrafında dikiş izleri belirgin halde kalabilir

Yara bölgesi zeminden kabarık, daha pembe mor renkte, sert, kaşıntılı, hatta ağrılı olabilir
Başlangıçta küçük bir yara izi iken aylar içerisinde kabarıp çevre dokuya doğru ilerleyebilir

Dudak, burun kanadı, kulak, göz kapağı, kol, avuç içi gibi bölgelerde doğal konturları bozabilir, eklem hareketlerini kısıtlayabilir

Bir Yara İzinin Oluşmasında Rol Oynayan Faktörler

Yaralanma Mekanizması

Yara İzlerinin Tedavisi

Yara İzlerinin Tedavisi

Yara oluşurken hücrelerin ne denli travmatize olduğu çok önemlidir. Bir cerrahın ameliyat amacı ile deride bistüri kullanarak yaptığı kesi esnasında hücreler minimal etkilenir; yara iyileşmesi daha ideal koşullarda olur. Diğer taraftan trafik kazası veya ateşli silah yaralanması gibi yüksek enerjili, dokuların ezildiği ve kontrolsüz bir şekilde haraplandığı bir yaranın iyileşme aşamasında daha fazla iltihabi reaksiyon ve bağ dokusu oluşur. Kesilme biçiminde oluşan bir yara ile ezilme, kopartılma, soyulma biçiminde oluşan bir yara aynı şekilde iz bırakmaz.

Yaranın Niteliği

Temiz koşullarda oluşmuş, sadece cilt dokusunu etkileyen kesici alet yarası ile, toz toprak içinde kalmış, ezilmiş, cilt yanında ciltaltı dokuları da etkileyen yaralar farklı iz bırakır. Geniş doku ezilmesi ve doku kaybı olan alanda kan dolaşımı ve doku iyileşmesi daha zordur.

Yaranın Yerleşimi

İnsan vücudunun her yerinde yara aynı şekilde iyileşmez. Gözkapağının ince ve gevşek derisindeki bir yarada belirgin bir yara izi kalmaz iken göğüs ön duvarı, boyun, omuz gibi bazı bölgelerde yara izi daha belirgin olmaya meyillidir.

Yaranın Yönü

Yüz ve gövdede yaranın yerleşim şekli sonucu doğrudan etkiler. Örneğin alın bölgesinde alın kırışıklıklarına paralel olacak şekilde yatay bir kesi daha az dikkat çekerken dikey bir kesi daha fazla dikkat çeker. Plastik Cerrahlar bir kesi yaparken vücudun hangi bölgesinde hangi yönde kesi yapılacağını bilirler ve ona göre kesiyi planlarlar. Diğer taraftan yaralanma sonrası rastgele yönde oluşan yaralar daha fazla iz bırakma riski taşır. İzlerin yönünü değiştirmek yara izi tedavisinde kullanılan etkin bir yöntemdir.

Yara Onarım Tekniği

Plastik Cerrahların sorumluluğunda olan bu konu izi belirleyen önemli faktörlerden bir tanesidir ancak tek faktör değildir.
Yara onarılırken hücrelere en az zararı verecek şekilde “atravmatik” yöntemler kullanılmalıdır. Deri altındaki tabakalar uygun şekilde onarılmalı, ölü doku ve ölü boşluk bırakılmamalı ve gerginlikten kaçınılmalıdır.
Doku kaybının olduğu yaralanmalarda yara kenarlarını birbirine gergin şekilde dikmek kötü yara izini çıkarılmış bir davetiyedir.

Dikiş Materyalleri

Vücutta enfeksiyon ve iltihabi reaksiyon oluşturma potansiyeli en düşük dikiş malzemeleri kullanılmalıdır.

Dikişlerin Alınma Zamanı

Cilt üzerine atılan dikişler 5-7 günden daha fazla bırakılırsa kesi izinin her iki yanında dikiş izleri de kalıcı olabilmektedir. Ciltaltına atılan dikişler ve bantlar yardımı ile yara desteklenmeli ve dikişler özellikle estetik açıdan önem arz eden yüz gibi bölgelerde 5-7 günden daha fazla bırakılmamalıdır.

Eşlik Eden Enfeksiyon

Yara yerinde enfeksiyon gelişirse daha fazla doku reaksiyonu daha fazla bağ dokusu (skar) sentezi ve buna bağlı daha fazla iz kalır.

Hastanın Yaşı

Çocuklarda bağ dokusu hücreleri daha aktif deri daha gergindir ve yaralar daha fazla yara izi bırakmaya meyillidir. Diğer yandan yaşlılarda bunun tersi söz konusudur.

Kişinin Genel Sağlık Durumu

Normal yara iyileşmesi için gerekli ortamın olmadığı bazı kollajen doku hastalıkları, kanser, radyoterapi, diyabet, beslenme yetersizliği, böbrek yetmezliği gibi kronik hastalıkların eşlik ettiği kişilerde yara iyileşmesi sorunları daha sık görülür.

Sigara

Sigara yara bölgesindeki damarlarda kan akımını azaltmakta ve yara iyileşmesini olumsuz etkilemektedir.

Çevresel Faktörler

Güneş ışınları ve diğer ultraviole kaynakları yara bölgesinde pigmentasyon artışına ve renk değişimine neden olurlar. Yara iyileşme süreci boyunca özellikle ilk aylar güneşten korunma çok önemlidir. Kıyafetler ve yüksek faktörlü güneş kremleri ile yara yeri güneşten korunmalıdır.
Burada bahsedilmeyen daha birçok faktör yara iyileşmesine ve oluşacak olan yara izinin niteliğine etki etmektedir. Bu nedenle kötü bir yara izi ile karşılaşıldığında nedenleri iyi düşünülmeli ve sadece doktor veya kullanılan malzeme sorumlu tutulmamalıdır.

Taze Yara İzlerinde Nelere Dikkat Edilmeli?

Öncelikle yara (ameliyat izi, kesikler, yanıklar, deri yaralanmaları vb) iyileşme sürecinin 1-2 yıl sürdüğü akılda tutulmalı ve sabırlı olunmalıdır. Yaranın ilk günlerdeki pembe, kırmızı, mor renginden dolayı daha çok dikkat çektiği, zaman içerisinde renk soldukça daha az dikkat çekeceği hatırlanmalıdır. Plastik cerrahın önerileri doğrultusunda hareket edilmelidir.

Güneşten Koruma: Güneş ışınlarında veya solaryum cihazlarındaki ultraviyole ışınları yara yerindeki pigment hücrelerini uyarıp yara yerinin normalden daha koyu renk almasına neden olabilir. Özellikle yara oluşumunu takip eden ilk 2-3 ay boyunca yara yeri güneşten korunmalıdır. Bu amaçla giysiler veya bantlar kullanılabilir. Güneşe maruz kalan bölgeye özellikle yaz aylarında 50 koruma faktörlü güneş kremi günde birkaç kez uygulanmalıdır.

Bantlar: Açık olmayan, iyileşmiş yara izleri üzerine tıbbı bantların (steri-strip gibi) 3-6 hafta süre ile uygulandığında yara iyileşmesine olumlu katkısı olduğu belirtilmektedir.

Merhemler: Yara yerindeki onarım sürecini kontrol etmek, kızarıklığı azaltmak amacı ile silikon veya bitkisel içerikli birçok krem kullanılmaktadır. Uygulama şekli ve süresi yaranın niteliğine göre doktor tarafından belirlenir.

Silikon Jel Tabaka: Bir iki mm kalınlığındaki silikon tabakalar yara üzerine uygulanabilir. Sürekli uygulamaya bağlı deride tahriş olabilir, zaman zaman ara vermek gerekir.

Masaj: Elle yara üzerine yapılan masaj o bölgede oluşan bağ dokusunun yumuşamasına ve daha iyi remodelize olmasına katkıda bulunur.

Bası Tedavisi: Özellikle yüzeyden kabarmaya meyilli derin yanık gibi yara yerlerine tubuler bandaj veya özel giysiler kullanarak yaraya belirli bir basınç uygulamak yararlı olmaktadır.

Kötü Yara İyileşmesi – Hipertrofik Skar – Keloid

Normal yara iyileşmesinde yara bütünlüğü sağlandığında yara onarımında rol alan hücrelerin aktiviteleri azalır; bağ dokusu sentezi ve yıkımı bir dengeye girer. Anormal veya kötü yara iyileşmesi durumlarında ise yara kapanmasına rağmen bağ dokusu sentezi gereğinden fazla miktarda ve uzun süre devam eder. Yara bölgesinde yaralanmayı izleyen haftalarda zeminden kabarık, kırmızı-mor renkte, kaşıntılı ve ağrılı olabilen, sert bir kitle gelişmeye başlar.

Hipertrofik skar veya bunun daha ileri formu olan keloid oluşumunun farklı nedenleri vardır. Kişinin genetik özellikleri, yaşı (çocuklar), yaranın vücuttaki yerleşimi (göğüs ön duvarı, omuzlar), yaranın oluşum mekanizması (derin yanıklar), yaranın onarım veya iyileşme koşulları gibi birçok faktör kötü yara iyileşmesinde rol oynar.

Tedavide tek ve sihirli bir formül yoktur. Silikonlu tedaviler, bası tedavileri, lezyon içine kortizon uygulamaları ve birçok alternatif tedavi yöntemleri kullanılmaktadır.

Hipertrofik skar veya keloid dokusunun cerrahi olarak çıkartılması tedavide ilk seçenek değildir. Ancak özel koşullarda bazı önlemler alarak yapılabilir.

Yara İzi Tedavi Seçenekleri

Hiç bir şey yapmama: Bir yara izinin tamamen yok edilmesi ve yaralanmamış gibi bir görünüm kazandırmak henüz mümkün değildir. Bazen yara izlerini düzeltmek isterken daha kötü hale getirmek de mümkündür. Bu nedenle her önerileni yapmamak, deneyimli plastik cerrahların önerilerine kulak vermek önemlidir.

Yara izinin tamamen çıkartılıp tekrar dikilmesi: Yara izi sağlam kenarlardan tamamen çıkartılır ve daha uygun cerrahi teknik ve dikiş malzemesi kullanarak yeniden dikilir.

Yara izinin çıkartılıp zig-zag şeklinde dikilmesi: Yaranın yönünü değiştirmek ve daha az dikkat çekecek hale getirmek için sık kullanılan bir yöntemdir.

Balon yöntemi ile doku genişletmek: Yaranın komşuluğundaki sağlam deri altına ameliyatla bir doku genişletici balon yerleştirilir. Doku genişleticinin içi başlangıçta boştur. Haftalar içinde balon içine tuzlu su enjekte edilerek şişirilir. Şişen balonla birlikte üzerindeki deri de genişlemeye başlar. Bir iki ay sonra yeterli doku genişletme sağlanınca ikinci bir ameliyatla yaralı alan çıkartılır ve komşuluğundaki genişletilmiş normal deri bu alana kaydırılarak yara kapatılır.

Lazer uygulamaları: Yaradaki kızarıklığı gidermek için kullanılabildiği gibi geç dönemde yara üzerindeki düzensizlikleri zımparalamak amacı ile de kullanılabilir.

Zımparalama ve ince deri yaması ile kapatma: Geniş alanları tutan yanık izleri, kendini jiletlemeye bağlı izler gibi renk farklılıklarının ön planda olduğu yara izlerinin tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Önce deri üzeri zımparalanır daha sonra uyluktan alınan ince deriler bu alanlara aktarılarak normal doku ile daha uyumlu bir yüzey elde edilir.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cengiz Açıkel

Prof. Dr. Cengiz AÇIKEL, 1982 yılında Ankara GATA Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp öğrenimini 1988 yılında Derece ile bitirmiştir.1989-1991 yılları arasında Erzincan 3. Ordu Karargah Grup Komutanlığı'nda Pratisyen Hekimlik görevi yapmıştır. İhtisasını 1991-1997 yılları arasında Ankara GATA Tıp Fakültesi'nde tamamlamıştır.1997-2000 yılları arasında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Kliniği'nde Uzman doktor olarak görev yapmıştır. 2002-2003 yılları arasında Amerika'nın Texas Eyaletine bağlı Dallas Şehrinde bulunan 'University of Texas Southwestern Medical Center at Dallas'ta Plastik Cerrahi Ana Bilim Dalı Araştırma görevlisi olarak görev yapmıştır. 2000-2005 yılları arasında GATA Haydarpaşa Eğitim Hastanesi, Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Kliniği'nde Yardımcı Doçent Doktor olarak hizmet vermişt ...

Etiketler
Yara izleri
Prof. Dr. Cengiz Açıkel
Prof. Dr. Cengiz Açıkel
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube