Meme kanseri, risk faktörleri ve tarama yöntemleri

Meme kanseri, risk faktörleri ve tarama yöntemleri

Meme kanseri erken evrede yakalanırsa yaşam süresi, meme bütünlüğü ve yaşam kalitesi korunarak tedavi edilebilir. Erken evre ile kastettiğimiz kanserler, genel olarak, 1.5 cm den daha küçük olanlardır. 1 cm den küçük meme kanseri Evre 0 olarak adlandırılır. Meme kanserinin ilk metastazı (yayılımı) koltuk altı lenf bezlerine olur. Koltuk altı lenf bezlerine metastaz olasılığı Evre 0 kanserde %5'i geçmezken, 1-1.5 cm arası boyutta Evre 1 kanserde %10-15'i ve 2 cm boyuttaki Evre 2 kanserde %80'i bulur. Kanserin boyutu ve koltuk altı lenf nodlarının durumu, hastalığın gidişatını ve tedavi seçimini; bu nedenle de hastanın hem yaşam süresini hem de yaşam kalitesini doğrudan etkiler... İşte bu nedenle, tarama amaçlı mamografide meme radyoloğunun birincil görevi kanseri Evre 0'da, en geç Evre 1'de yakalamaktır...

Bu kadar erken evrelerde kanser -hemen daima- yalnız mamografiyle ya da sonografiyle, yani radyolojik yöntemlerle, radyolog tarafından bulunur. Erken evre meme kanseri hastaya hiçbir belirti vermediği gibi doktor tarafından elle hissedilmesi de imkansızdır. El muayenesi, yapan doktor ne kadar deneyimli olursa olsun yeterince güvenilir değildir; kanserin bulunmasında ancak geniş delikli kevgir kadar işe yarar; yalnız büyük –ileri evre- kanserler kevgirde kalır. Daha küçük –erken evre- kanserler için ince elek gerekir ki o da radyolojik değerlendirmedir. Hiç şikayeti olmayan ve elle doktor muayenesinde de bulgusu olmayan (yani sağlam bilinen) kadınlara yapılan mamografi ve sonografi çalışmaları ‘ tarama amaçlı' olarak adlandırılır..

MEME KANSERİ TARAMA YÖNTEMLERİNİN KULLANIMI

 Kendi kendine meme muayenesi (KKMM):

20 yaşından itibaren ömür boyu ayda 1

 Doktor tarafından elle muayene:

20'li yaşlarda 2-3 yılda 1

30'lu yaşlarda 1-2 yılda 1

40 yaşından başlayarak ömür boyu yılda 1

 Mamografi:

40 yaşından itibaren ömür boyu yılda 1

Yüksek riskli kadınlarda riskin niteliğine göre daha erken yaşta başlanır. Yakın akrabalarında meme kanseri olan kadınlarda bu akrabanın tanı aldığı yaştan 10 yıl önce  mamografi taramasına başlanır (örn. kızkardeşi 40 yaşında tanı aldıysa 30 yaşında)

Ultrasonografi (US):

Hasta 40 yaşından gençse ilk yöntem olarak,

40 yaş ve sonrasında mamografik olarak yoğun (dens) memelerde ya da memelerin mamografik olarak yoğun bölgelerinde    (mamografiden sonra ikinci yöntem olarak) kullanılır.

US, 40 yaşın üstünde ASLA tek başına tarama yöntemi olarak kullanılmamalıdır!

US, ne kadar sık yapılırsa yapılsın ASLA mamografinin yerini dolduramaz !

MAMOGRAFİ VE US İNCELEMELERİ AYNI RADYOLOG TARAFINDAN YAPILMALIDIR..!

MAMOGRAFİ VE US YORUMLARI BİR RADYOLOGDAN DİĞERİNE DEĞİŞEBİLİR.

US'nin MAMOGRAFİ YERİNE ya da YETERSİZ KALİTEDE MAMOGRAFİYİ TELAFİ ETMEK İÇİN KULLANILMASI TIBBİ HATADIR…!!!

MEME KANSERİ İÇİN RİSKLİ GRUP?

Kadın olmak risktir! Her 8 kadından biri meme kanseri oluyor.

Türkiye'de kadınlar arasında kansere bağlı her 4 ölümden 1'inin nedeni meme kanseri!

Yaşla birlikte meme kanseri riski artıyor!

ANCAK RİSKİN DAHA DA YÜKSEK OLDUĞU KADINLAR VAR:

 1. Kendisinde meme kanseri olanlar.

2. Yakın aile bireylerinden biri meme kanseri olanlar (anne ya da baba tarafı fark etmez).

3. Göğüs ya da boyun bölgesine radyoterapi almış olanlar (örn lenfoma nedeniyle)

4. Daha önce yapılan meme biyopsilerinde, iyi huylu olmasına rağmen kansere yatkınlığı bilinen anormallikler bulunanlar: Atipik Duktal Hiperplazi, Lobuler İntraepitelial Neoplazi Grade 2 ve 3, aile öyküsü ile birlikte ise Lobuler İntraepitelial Neoplazi Grade 1.

5. Over kanseri veya tiroid kanseri olanlar

Yaygın bilinenin aksine, aşağıdaki özellikler yüksek risk faktörleri değildir! Bunlar HAFİF ARTMIŞ RİSK FAKTÖRLERİDİR; 40 yaşından önce mamografi yapılmasını ya da mamografinin yılda 1'den daha sık yapılmasını gerektirmezler!:

 1. Doğum yapmamış olmak

2. Emzirmemiş olmak

3. İlk adet yaşının küçük olması

4. Son adet yaşının (menopoz) geç olması

5. Obesite

6. Fazla alkol tüketimi

Fibrokistik meme diye -yanlış olarak- tanımlanan yoğun meme tipine sahip olan kadınlarda anlamlı bir risk artışından bahsedilemez. Ancak, böyle memelerde hem el muayenesinde ve hem de mamografide ve sonografide kanserin yakalanması çok daha zordur ve radyolojik incelemelerin (mamografi ve sonografi) kalite ve yeterliliği daha da kritik önem taşır!. Bu tip memelerde de elle doktor muayenesi, mamografi ve sonografi ile yılda 1 tarama yapılması yeterlidir.

Biyopsi sonucu olarak epitel hiperlazisi yalnız atipik özellikte ise anlamlı risk artışı getirir. Hafif, orta, şiddetli/ağır derecelerde epitel hiperplazisi meme kanseri riskini arttırmaz!.

*MEME-LAB'da elle meme muayenesi rutin olarak yapılır ve KKMM öğretilir; 

 MEME-LAB'a taramaya gelmek için başka bir doktordan sevk edilmeniz gerekli değildir.

 

Bu makale 14 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir

Prof. Dr. Ayşegül ÖZDEMİR, lisans öncesi öğreniminin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı'nda almış ve Radyoloji Uzmanı olmuştur.  1991 yılından beri alt uzmanlık alanı olan Meme Radyolojisi ile ilgili çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Ayşegül ÖZDEMİR, 2000 yılında Doçent, 2006 yılında ise Profesör unvanını almıştır. Türkiye’de meme kanseri tarama ve takip protokollerinin uygulanmasında, mamografik kalite ve radyasyon dozu çalışmalarında, meme görüntülemesinde başarı ve verimlilik kıstaslarının ölçümünde, iyi huylu meme lezyonlarında biyopsi yerine radyolojik takip, tarama amaçlı meme ultrasonografisi, stereotaksik ve sonografik biyopsi, cerrahi biyopsi öncesi telle işaretle ...

Prof. Dr. Ayşegül Özdemir
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir
Ankara - Radyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube