Cinsel mitler dükkanı

Cinsel mitler dükkanı
Mitoloji kelimesi, yunanca mythos ( masal - hikâye ) ve logos ( söz ) kelimelerinden türetilmiştir. Her toplumun kendine özgü mitolojileri vardır. Ve temsil ettiği topluluğun aynası gibidir. Mitolojiler yalnızca tanrılar, periler ve kahramanlar üzerine yazılı değildir. Düşünce, duygu ve davranışlarla ilgili de pek çok inanışımız ve kulaktan kulağa dolaşarak, kuşaktan kuşağa aktardığımız mitlerimiz vardır.  
Daha anne karnındayken başlayan bir süreçtir bilme, öğrenme ve depolama; iyi, kötü, doğru ve yanlış ne varsa yaşama dair beyinde şemalanır. Bir kısmı görünür ve hatırlanır yerde,  bir kısmı ise çok daha ötelerde derin suların altında depolanır. Her şema kendi dükkânını açar ve kendi ekmeğini kazanır. En çok prim yapanlardan biri ise bizim cinsellikle ilgili tüm bilgi ve öğretilerimizin sergilendiği cinsel mitler dükkânıdır.
Cinsel mitlerin bizim ülkemizde öyle çok çeşidi vardır ki son derece renkli bir dükkândır burası. O kadar çok yanlış ve çarpık bilgiyle yüklüyüz ki, kadının da erkeğinde cinsel hayatını alt üst eden, beklentilerini çok olumsuz yönde etkileyen yanlış ve çarpık bilgiler…
Geleneksel olarak kulaktan kulağa yayılan, toplumun hayal gücü etkisiyle biçim değiştiren, bilimsel verilerle bağlantılı olmayan cinsel mitler, cinsellikle ilgili olumsuz ve abartılı düşüncelerdir. Cinsel mitler genellikle toplum içinde kabul görür. Bu nedenle birçok insan yarım yamalak bilgilerle cinselliği yaşarken, kimisi de doğru bildiklerinin aslında birer uydurma olduğunu yıllar sonra öğrenir.
Cinsel mitler, oluşturdukları abartılı ve gerçekçi olmayan cinsel beklentiler, suçluluk ve yetersizlik hisleri, kaygı ve başarısızlık korkularıyla cinsel işlev bozukluklarına zemin hazırlarlar. Bir cümle kadını yıllar süren bir cinsel probleme mahkûm edebilirken, erkeğe de farklı esaretler yaşatabilir.
Cinsellik toplum olarak en uzak durduğumuz konulardan olmuştur ve konuşulması her zaman için ayıp, yasak, günah sayılmıştır.
Ayıp, yasak, günah ve bir de merak mahşerin dört atlısı gibi ayrılmaz bir parçasıdır cinselliğin. İşte tamda bu dörtlü sebeptir cinsellikle ilgili bu yanlış ve eksik inanışlarımızın ortaya çıkmasına. Pek çoğu doğamıza bile aykırı ve çarpıtılmış olan bu hikâyeler kapalı kapılar ardında kalmış kaygılarımızı, korku ve endişelerimizi yansıtırlar.
Cinsellik; rahatlamış ve gevşemiş bir halde, sevişmenin ve dokunmanın verdiği hazza odaklanarak, haz alıp haz verebilme, ruhu ve bedeni paylaşabilme olmalıyken bunu bir performans olarak görüp ereksiyonun ne kadar sert olduğunu, ne kadar uzun sürdüğünü ve kadının kaç kez orgazm olduğunu sorarız. Sorunlar ortaya çıktığında ise bize yardımcı olması için mekanik yardımlardan ve önerilerden medet umarız. Arkadaş çevresi, medya, şakalar, fıkralar, pornografik yayınlar ve komşular cinsel mitlerin toplumun genelinde kabul görmesine itina ile farkında olmadan katkı sunanlardan bazılarıdır.
Bilinenin aksine, cinsel mitler eğitim düzeyi yüksek gruplarda, hatta doktorlar arasında bile çok yaygındır.
Cinsel mitlerin, cinsel sorunların oluşmasında bir neden ve oluşan cinsel sorunların artarak devamında çok önemli bir yer tuttuğunu belirtmiştik. Ayrıca cinsel mitler kişilerin cinsel kimliklerinin oluşmasında da önemli yer tutar. Zamanla cinsel ilişkiyi belli biçimlere zorlar, cinsel ilişkinin kalitesini düşürür.
Bu cinsel mitlerin değiştirilmesi kişilerin cinsel sorunlarının çözümünde ilk adımı oluşturur. Cinsel mitleri daha iyi anlayıp kendimizde var olanları görebilmek adına işte bazı mitlerimiz;
Cinsellik içgüdüseldir, öğrenilecek yeni şeyler yoktur.
İçgüdüsel ve biyolojik temeli olmakla birlikte cinsel tutum ve davranışların önemli kısmı öğrenme ile gelişir. Tıpkı araba sürmeyi öğrenmek, okuma yazmayı öğrenmek gibi cinsellikte öğrenilen bir davranıştır. Bu nedenle yeterli bilgi ve beceri düzeyine sahip olabilmek için, cinsellik hakkında keşfedilecek yeni şeylerin sınırı yoktur.
Mastürbasyon kirli ve zararlıdır.
Daha çok bizim toplumumuz gibi kapalı toplumlarda suçluluk ve pişmanlık duygularına yol açan mastürbasyonun, zararlı ve hatta kötü bir davranış olduğuyla ilgili inanış bilinen en eski ve yaygın cinsel mitlerden biridir. Mastürbasyon yapmanın körlük veya kısırlık gibi bedensel veya delilik gibi ruhsal hastalık veya yıkımlara yol açtığı, sapıklık olduğu, alışkanlık yaptığı şeklindeki yanlış inanışlar çok fazladır. Oysa mastürbasyonun bilinen hiçbir ruhsal veya bedensel zararı yoktur, alışkanlık yapmaz. Mastürbasyon sonrası oluşan utanç ve suçluluk duyguları da toplumun bireylere kötü bir yüklemesidir. Mastürbasyonun erişkinlikte ve ileri yaşlarda da sürmesi ve evli kişilerin de mastürbasyon yapması doğaldır.
Cinsel fanteziler ahlak dışıdır ve sadakatsiz davranışlardır.
Cinsel yaşamın en önemli renkli öğeleri arasında yer alan cinsel fantezilerin zararlı ve bir çeşit sapıklık olduğu inanışı da oldukça yaygın olan hatta evli insanların daha yoğunlukta inandığı bir cinsel mittir. Bu cinsel mitin etkisiyle bazı kişiler cinsel fantezileri nedeniyle suçluluk, korku ve endişe duyabilirler. Fakat bilinenin aksine, cinsel uyarılma yalnızca görme, dokunma, ses ve koku gibi duyular aracığıyla olmaz. Kafamızda kurduğumuz hayallerinde cinsel uyarılma üzerinde çok ciddi etkileri vardır ve unutulmamalıdır ki; cinsel fantezi kurmak, bunun gerçek yaşamda olmasını istemek anlamına gelmez.  
Penis boyu çok önemlidir.
İnsanlık tarihi kadar eski bir inanıştır erkekliğin simgesinin sertleşmiş büyük bir penis olması. Pornografik yayınlarla da pekiştirilen bu cinsel mit, kadınların tatmin olabilmesinin ancak büyük bir penis ile mümkün olabileceği önyargısına neden olmaktadır. Bir erkeğin penisinin küçük olması onun cinsel anlamda yetersiz olduğu anlamına gelmez ki penis sertleşmemiş haldeyken de cinsel haz alınabilir. Bu yüzden önemli olan boyu değil işlevidir!
Kadın cinselliği karmaşık ve gizemlidir. Erkek cinselliği açık ve basittir.
Erkeğinde kadınında cinselliği hem karmaşık ve gizemli, hem de açık ve basittir. Taraflara yüklenen bu roller bizim cinselliğe bakış açımızı çok karmaşık ve zor bir hale getirmektedir. Eğer cinselliğin öğrenilen bir davranış olduğu gerçeğini kabul edersek kadında erkekte yaptığı eyleme kaygı duymadan yaklaşarak sadece hazza odaklanabilir.
Çoğu basit gibi görünen ancak tahmin edebileceğinizden daha etkili bu olumsuz ve yanlış inanışların hayatınızı ele geçirmesine izin vermeyin bunun için doğru kaynaklardan destek almaya çekinmeyin çünkü sağlıklı ve mutlu bir cinsel yaşam herkes gibi sizin de hakkınız!

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Yaşam Yanardağ Çelik

Psk. Yaşam YANARDAĞ ÇELİK, 1979 yılında Adıyaman'da doğmuştur. Dicle Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Psikoloji Bölümünü başarıyla tamamlamayarak Psikolog unvanı almıştır. Evli ve bir kız çocuğu annesidir. 2001 yılında çalışma hayatına okul psikoloğu olarak başlamış ve çeşitli dershanelerde de görev almıştır. 2004 yılında ise bireysel psikolojik danışma hizmeti vermeye başlamıştır. Cinsel Problemler ve Evlilik problemleri başta olmak üzere daha çok yetişkinlerle çalışmaktadır. Şimdiye kadar yayımlanmış üç kitabı bulunmaktadır.  Kitapları:  10 Adımda Erken Boşalma Tedavisi  Çocuklar için Cinsel Eğitim Öyküleri - Net Yayıncılık  Çocuklar için Boşanmak Ne Demek - Net Yayıncılık  5 yıldır bir sosyal sorumluluk projesi olan “Büyüyen Çocuğum Gelişen Cinselliği” adlı Anne Baba Eğitimlerini sürdürmektedir.  Türkiye İnsan Kaynakları V ...

Etiketler
Cinsellik
Uzm. Psk. Yaşam Yanardağ Çelik
Uzm. Psk. Yaşam Yanardağ Çelik
Mersin - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube