Borderline'ın gözüyle hayat

Borderline'ın gözüyle hayat

Size bilimsel bir dilde borderline kişilik bozukluğunu anlatıp, DSM IV kriterlerini sıralayarak "Bunlardan en az şu kadarı sizde varsa, siz de bir Borderline'sınız!" diyebilirim. Ya da bir gün sevgilinizin, eşinizin, çocuğunuz ya da bir yakınınızın Borderline olduğunu öğrendiğinizde İnternet'de girip araştırma yaptığınız zaman onun hislerini anlatmak yerine sadece davranış şekillerini anlatan bir yazı yazabilirim. Ama ben bunları yapmak yerine size bir Borderline'ın gözünden hayatı göstermeye, hissettiği duyguları anlamanızı sağlamaya çalışacağım. Çünkü kişinin davranış şekillerini öğrenmek yerine neden yaptığını, neler hissettiğini bilmek gerekmektedir. Ancak o zaman yargılamayı bırakıp o kişiyi kabul edebiliriz.

 Hayatımızın ilk yıllarında özellikle 0-3 yaş ta bize bakım veren kişinin tutum ve davranışları kendilik algımızın oluşumunda ciddi önem taşır. Bu dönemde bize bakım veren kişiyi iyi ve kötü olarak ayırırız. Annemizin bize gülümseyerek geldiği, bizim ihtiyaçlarımızı sevgi ile giderdiği zamanlarda "iyi anne", sorunun kaynağı biz olmasak bile mutsuz, öfkeli ruh halinde bize yaklaştığı zamanlar ise "kötü anne" olarak adlandırırız. Annenin çocuğa iyi olan tutumunda çocuk iyi kendilik oluştururken aksi bir tutum içinde olduğunda çocukta kötü kendilik oluşur. O dönemde de çocuklar her şeyi hisseder, ancak soyut düşünme yetisine sahip olamadıkları için neden sonuç ilişkisi kuramazlar. Bu yüzden annenin kızgınlığının aslında ona yönelik mi olup olmadığının ayrımını yapamazlar. Bu bölme yöntemi bilinç dışının en ilkel savunma mekanizmasıdır. Böylece çocuk anneyi ikiye böler ve iki farklı kişi olarak algılar. 5 yaşlarına gelmiş bir çocuğun iyi ve kötünün aynı kişide olabileceğini fark etmesi ve bunu kabul etmesi beklenir ancak burada yine ebeveyn tutumu önemlidir. Kendi psikolojik dinamiklerini çocuğa yansıtmaya devam eden anne ve babalar çocuklarda ki bu bölme (splitting) savunma mekanizmasının devam etmesine sebep olur.

 Bölme mekanizması Borderline kişilik yapısına sahip bireylerin en belirgin savunma sistemidir. Artık bir yetişkin olarak görülmelerine rağmen insanları ve nesneleri iyi ve kötü olarak bölmeye devam ederler. Bir insana iyi özellikleri yansıttığı zaman göklere çıkaran Borderline, kötü özellikleri yansıttığı kişileri ise yerin dibine sokan bir tutum içindedir. Bu dışarıdan bakıldığında Borderline kişilik özelliğine sahip bireye yönelik acımasız eleştiriler yapılmasına neden olmaktadır ancak bunu yaşayan Borderline da kendi içinde derin acı çekmekte ve göklere çıkardığı insanın bir anda kötü bir özelliği ile karşılaşarak büyük bir yıkıma uğramaktadır. Küçükken bir iyi, bir kötü olan annesini ileride ki hayatında diğer ilişkilerine de yansımıştır. Bunun bir sonucu da yoğun kaybetme korkusudur. Terk edilme karşısında anksiyete krizleri yaşayabilir ve terk edilmemek için intihara kadar uzanan acı dolu çıkış kapıları bulabilirler. Alkol ve madde bağımlılığına olan yatkınlığı da yine bu durum ile alakalıdır, yanlış bir sığınaktır. Aslında bu davranışların altında acı dolu bir yardım çığlığı yatmaktadır. Birilerinin onu fark etmesini istemekte ve koşulsuz sevgi beklemektedir. Her defasında bir insanı yüceltip, bütün bu eksiklikleri onda tamamlayacağına inanır. Bu durumda karşıda ki kişi de kendisini çok iyi hisseder ancak Borderline birey kendisine göre yanlış bir davranışla karşılaştığı an her şey tepetaklak olacaktır ve bilinç dışı "kötü anne"yi hatırlayarak çocukluk travmalarını tekrar yaşayacaktır.

Bu iyi ve kötü algısı sadece insanlar için değil kendi benlikleri için de geçerlidir. Bir sabah uyandığında kendisini dünyanın en iyi insanı olarak görebilir ama gün içinde yaşayacağı en ufak bir şey onu kötü bir kendilik algısına itebilir. Kendisinden nefret edebilir, bu sebeple de kendisine zarar verici davranışlar sergileyebilir.

 Borderline kişilik yapısının hakim olduğu kişiler büyük bir boşluk duygusu ile mücadele ederler. Kronik bir boşluk duygusu hayatlarının her alanında borderline kişilerin yakasına yapışır. Her hangi birkişi,mekan yada aktivite o boşluk duygusunu gideremez. Çaresizce bunu yok etmeye o duygudan kurtulmaya çalışırlar. Bu sebeple kolay bağlanırlar. Yanlış sığınaklar bulurlar (alkol ve madde bağımlılığı), cinsellik dürtüleri çok kırılgandır. Bu sebeple ağır yargılanırlar, ancak onların cinsellik karşında olan hisleri farklıdır. Cinsel ilişkiyi sevgi, yakınlık olarak algılayabildikleri gibi, karşısında ki kişi onu sevsin diye bile cinsel ilişki yaşayabilmektedir. Bu da dürtüsel davranışlarını açıklamaktadır. Sürekli bir sevgi arayışı vardır ancak bunun yanı sıra şiddetle bağlanmaktan korkan bir tarafları da vardır. Bu çocukken maruz kaldıkları tutum ile benzeşmektedir. Bağlanmaktan korkarlar çünkü sonunda terk edileceğini düşünürler (bir iyi bir kötü olan anne).

 Borderline kişilik bozukluğunun tedavisi uzun psikoterapiler sonucunda gerçekleşir. Gerekli olan durumlarda ilaç tedavisi ile desteklenmelidir. Ancak en önemlisi aile ve sosyal çevresinden alacağı destek ve güvendir. Zor ve sabır gerektiren bir yolculuktur ama imkansız değildir.

Her insan biriciktir. Yukarıda yazılar genel hatları ile bir Borderline kişilik yapısına sahip bireyi anlatmaktadır ancak kişilerin kültürel yapıları, yaşadıkları yer, çocukluk travmaları gibi bir çok durum bu tutumları farklılaştırabilir, sıklığını ve şiddetini artırabilir. Önemli olan kişileri yargılamadan anlamaya çalışmak, Bütün sorunların kaynağı sevgi eksikliğidir ve koşulsuz sevgi bütün yaraları iyileştiren en güçlü ilaçtır.

Sevgiyle...

                                                       

                                                                                                                                                                                               

 

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Kl. Psk. Emine Soybay Afyonluoğlu

Psikolog Emine Soybay, 1989 yılında Kilis’te doğmuştur. Endüstri Mühendisliği alanında lisans eğitimi alırken 2008 yılında Psikoloji bilimine ilgi duymaya başlamış ve 2010 yılında da İstanbul Arel Üniversitesi Psikoloji bölümüne geçiş yapmıştır. Verdiği bu radikal kararı hayatının en doğru kararı ve dönüm noktası olarak nitelendiren Soybay, mesleğindeki en büyük motivasyonunun insanlara yalnızca insan olarak bakabilmek, önyargılarından kurtularak onları anlayacak ve yardım edebilecek güce sahip olmak olduğunu belirtmektedir. Hayatı boyunca ilk danışanını kendisi olarak görmüş ve insanlara yardım edecekse önce kendi sorunları ile yüzleşip kendi ruh dünyasını düzeltmeyi temel prensibi edinmiştir. Stajlarını özel klinik ve rehabilitasyon merkezlerinde tamamlamasının yanı sıra lisans öğrenimi boyunca psikoloji alanında gerçekleştirilen pek ...

Etiketler
Borderline tedavisi
Uzm. Kl. Psk. Emine Soybay Afyonluoğlu
Uzm. Kl. Psk. Emine Soybay Afyonluoğlu
Denizli - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube