Bir omur cisminin diğer omur cisminin üzerinde öne veya arkaya doğru kaymasına bel kayması denir. Bu rahatsızlığa bağlı sinir köklerine bası varsa bel ağrısı ve ilaveten uyluk ve bacak ağrısı, güçsüzlük ve uyuşukluk ta oluşabilir. Bu kayma bazen alt bel omurgası ile kuyruk kemiği (sakrum) arasındaki gelişimsel bir çatlağın ilerlemesi ile olur ve bir omur diğeri üzerinde kayarak erişkin tip bel kayması (istmik spondilolistezis) oluşturur. Bu tip bel kayması dışında başka omurlar arası eklemlerin artritine ve omurlar arası disk yapısının bozulmasıyla oluşan dejeneratif tip bel kayması da vardır.
Hastalarda bel ağrısı yanı sıra tek veya iki taraflı kalça ağrısı, bacak ağrısı, bacakta karıncalanma, yürüme güçlüğü, yürüme mesafesinin kısalması ve hastalığın daha ileri durumunda ise bacakta güçsüzlük oluşur. Bel kayması şüphesinde ilk önce 4 yönlü çekilecek röntgen filmleri ardından kemik sintigrafisi ve/veya bilgisayarlı tomografi (BT) tetkiki ve nihai olarak ta manyetik rezonans görüntüleme (MR) tetkiki yapılabilir. Bu tetkikler sonucunda kaymanın derecesi, bir omurun diğeri üzerinde kayma yüzdesi olarak hesaplanır ve 1.,2.,3.,4. derece olarak sınıflandırılır.
Sadece bel ağrısı var ve sinir kökü basısı saptanmamışsa, kuvvet kaybı yoksa, röntgen filmlerinde hareketlilik veya instabilite saptanmamışsa cerrahi olmayan tedavi yöntemleri kullanılır. Bu yöntemler dinlenme, ağrı kesici veya antienflamatuar ilaçlar, hareket kısıtlama programı, korse kullanımı, fizik tedavi ve ağrı bilimi (algoloji bilimi) uygulamalarıdır. Cerrahi dışı tedavi yöntemleri ile kontrol altına alınamayan bel ağrısı, bacakta kuvvet kaybı ve/veya ayakta güçsüzlük, idrar tutamama ve/veya gaita kaçırma bulguları olan hastalarda cerrahi tedavi planlanmalıdır. Bu durumda bası altındaki sinir kökünü rahatlatmak için dekompresyon denilen yani sinir köküne olan kemik basının ortadan kaldırılma işlemi yapılmalı, sonrasında da hastaya halkın platin koyma işlemi diye adlandırdığı, bizim füzyon işlemi dediğimiz omurgaların sabitleme işlemi yapılmalıdır.