Varis; İngiltere'de yapılan bir istatistiğin sonuçlarına göre toplumun ortalama %25ini etkileyen bir durumdur. Yaklaşık 100 yıldır, standart açık cerrahi tedavi dediğimiz yöntem olan kasık bölgesinde kesi yaparak bileşkenin bağlandığı, büyük safen venin stripping denen yöntemle çıkarıldığı ve son olarak da tüm bunlara flebektomi denen variköz pakelerin çıkarılması işleminin eklendiği yöntemler kombinasyonu ile tedavi edilmekte idi. Ancak, son yıllarda varisin klasik tedavisine ciddi alternatif olan yöntemler geliştirilmiş ve kullanıma sunulmuştur. Bu yöntemler arasında günümüzde hali hazırda kullanılanları; ultrasonografi eşliğinde yapılan köpük skleroterapisi, endovenöz radyofrekans ablasyonu ve endovenöz lazer ablasyonu sayılmaktadır.
Varisin klasik yöntemle tedavisi yüksek oranda komplikasyon oranları, tekrarlama (nüks) ve hasta memnuniyetsizliği içermektedir. Yapılan bir çalışma yaklaşık 3 hastadan birisinde hastalığın, iki yıl içerisinde tekrarladığını ortaya koymuştur. Bununla birlikte, klasik cerrahi tedavinin klinik faydaları ve maliyet etkileri tartışılmaz derecede üstündür.
Yapılan farklı 64 çalışmanın ortak sonuçlarına göre, 3 yıllık takip verileri endovenöz lazer ablasyonunun başarısını %94, endovenöz radyofrekans ablasyonu başarısını %84, standart veya klasik cerrahi başarısını %78, köpük skleroterapisinin başarısını ise %77 olarak göstermektedir. Ayrıca, yapılan bir diğer çalışmada da gözlendiği üzere, işlem sonrası yaşam kalitesi üzerine etki açısından karşılaştırıldığında endovenöz radyofrekans ablasyonu, klasik cerrahi'den daha iyidir.
Hasta güvenliği açısından yapılan çalışmalarda da gösterildiği üzere, endovenöz lazer ablasyonu ve radyofrekans ablasyonu, klasik standart cerrahiden daha güvenlidir. Standart cerrahi tedavi diğer her iki endovenöz yöntemden (endovenöz lazer ve radyofrekans ablasyonu) daha fazla oranda işlem sonrası gözlenen morarma ve ağrıya neden olmaktadır. Yapılmış 10 farklı bilimsel çalışmanın sonuçları incelendiğinde, standart cerrahi tedavi de yaklaşık, 10 hastadan birisinde farklı derecelerde sinir hasarı oluşmaktadır. Benzer şekilde, 10 yıllık takip sonucunda, standart cerrahi tedavi uygulanan hastaların 1/3ünde memnuniyetsizlik olduğu saptanmıştır.
Endovenöz işlemler sonrasında derin ven trombozu gözlenme olasılığı da oldukça düşüktür. Tümesan anestezi yönteminin başarılı bir şekilde kullanılmasına bağlı hastanın erkenden ayağa kalkması, yürümeye başlamasının burada önemli bir etken olduğu düşünülmektedir.
Özetle, standart veya klasik varis tedavisine alternatif olarak gelişen endovenöz yöntemlerden özellikle endovenöz lazer ablasyonu ve endovenöz radyofrekans ablasyonu güvenli, işlem sonrası yüksek oranda hasta memnuniyeti sağlayan yöntemlerdir.