Rahim ağzı yaraları tedavi edilmeli mi?

Rahim ağzı yaraları tedavi edilmeli mi?

Rahim ağzında yara veya rahim ağzı yarası terimleri günümüzde hastalar ve doktorlar arasında sık kullanılan bir terimlerdir. Bu terim aslında genel bir ifadedir ve rahim ağzının normalden farklı göründüğünü (genellikle kırmızı görünür) ifade eder.

Rahim ağzında (servikste) bu farklı görüntüye sebep olabilecek patolojilerden en sık görüleni servikal ektropiyon (eversiyon) yani rahim ağzının vajene doğru çorabın ters çevrilmesi gibi dönerek bombeleşmesidir. Bu durumun çoğu doğuştandır. Genç kadınlarda ve doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda daha sık oranda izlenir.  Bunların dışında en önemli sebep normal vajinal yoldan yapılan doğumlar esnasında rahim ağzının hasar görmesidir.

Aslında burada herhangi bir yara veya patolojik durum yoktur sadece normalde de bulunan iki yüzey (rahim ağzının iç ve dış yüzeyleri) arasındaki sınır daha belirginleşmiştir. Normalde rahim ağzının iç tarafı daha kırmızı, girintili çıkıntılı ve kanamaya müsait dokularla kaplıdır. Rahim ağzının dış yüzeyi ise daha muşamba gibi düz ve daha soluk renkte izlenir.  Yara diye tabir edilen durumda bu kırmızı iç yüzey daha belirgin ve görünür hale gelir ve rahim ağzının dış yüzeyine uzanır. Spekulum muayenesinde iç yüzey çok daha geniş olarak saptanır. Bu kanser veya kanser öncüsü bir durum değildir.

Rahim ağzı yarası çoğu kadında bir şikâyete neden olmaz ve muayenede tesadüfen görülür. Bazı kadınlarda fizyolojik şeffaf, sulu bir akıntıya neden olabilir. Eğer iltahap varsa yeşil ve kötü kokulu akıntı da olabilir. Ayrıca yara bölgesi hassas bir doku olduğu için ilişki esnasında penisin travmatize etmesiyle ufak lekelenme tarzında kanamalar ve adet aralarında hafif lekelenmeler de yaratabilir.

Rahim ağzı yaraları mutlaka tedavi gerektiren bir durum değildir. Öncelikle rahim ağzında böyle bir görüntü izlendiğinde mutlaka smear testi yapılmalı ve başka önemli bir durum olmadığı kesinleştirilmelidir. Yaraya sebep olabilecek bir neden varsa (doğum kontrol hapı v.b.) bu nedenlerin ortadan kaldırılmasıyla çoğunlukla kendiliğinden iyileşecektir.

Her zaman yakma veya dondurma gibi tedaviler şart değildir ancak aşırı akıntıya ve ilişki sonrasında kanamalara sebep oluyorsa ve takiplerde kendiliğinden iyileşmiyorsa yakma (koterizasyon) - dondurma (kriyoterapi) veya lazer gibi tedaviler uygulanabilir. Bu tedavilerle çoğu zaman tek seferde souç alınabilirken bazı hastalarda 2-3 kere tekrarlamak gerekebilir.

Bu makale 8 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Murat Arslan

Prof. Dr. Murat ARSLAN, 1971 yılında Burdur'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini 1988 yılında İzmir Fen Lisesi'nde, tıp eğitimini ise Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde (İngilizce) tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. 2000 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda ihtisasını yapmış ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 2001-2002 yılları arasında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, 2002-2006 yılları arasında ise Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı'nda öğretim üyesi olarak görev yapmış olan Prof. Dr. Murat ARSLAN, bu zaman zarfında 2004 -2005 yılları arasında ABD'de ilk tüp bebek merkezi olan The Jones Institute for Reproductive Medicine'da çalışmalar yapmış ve tüp bebek eğitimi almıştır. 2006 yılında Bursa Acıbadem H ...

Etiketler
Rahim ağzı yaraları
Prof. Dr. Murat Arslan
Prof. Dr. Murat Arslan
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube