Özofagus ( yemek borusu) bozuklukları

Özofagus ( yemek borusu) bozuklukları

Özofagus diğer adıyla yemek borusu ağız ile mide arasında bulunan basitçe anlatılırsa içi boş bir tüptür.Bu tüp gıdaların ağızdan mideye geçisini sağlar. Bu fonksiyonu yaparken oldukça kompleks ve karmaşık çalışır. Özofagusun her iki ucunda sfinkter (kapak) mekanizmaları vardır. Üst kapak mekanizması fazla hava yutulmasını engellediği gibi yutma esnasında da yeterli açılmayı sağlayarak gıdaların düzgün şekilde mideye yönlendirilmesini sağlar ve gıdaların nefes borusuna geçişine engel olur. Alt kısımdaki kapak mekanizmasıda gıdaların mideye geçine izin verir, midedeki gıda ve asidin yemek borusuna, ağza doğru hareketine engel olur. Özofagus çizgili,düz kaslar ve bunların koordineli çalışmasını sağlayan sinir sisteminden oluşmuştur. Özofagus yaklaşık 20-30 cm uzunluğundadır.

yemek-borusu-hastaliklari
Yemek borusu hastalıklarının belirtileri(Semptomları):
-Yutma güçlüğü (Disfaji)
-Ağrılı yutma(odinofaji)
-Boğazda takılma hissi
-Mide yanması(pirozis)
-Ağza acı-ekşi sıvı gelmesi (regujitasyon)
-Göğüs ağrısı

GASTROÖZOFAGEAL REFLÜ HASTALIĞI

Gastroözofageal reflü hastalığı veya diğer adıyla asid reflüsü mide içindeki asid sıvısının özofagus (yemek borusu) içine geri kaçması ve bunun sonucunda yemek borusunda zarar oluşmasıdır. Tüm sağlıklı insanlarda reflü görülebilir. Sağlıklı insanla hastalık arasındaki ayırım reflünün görülme sıklığı ve bunun süresidir.

Reflü hastalığı oluş mekanizması

Yemek borusunun alt ucunda mide içeriğinin yemek borusuna geçişini engelleyen sfinkter (kapak) sistemi vardır. Gıda alımı ile bu kapak mekanizması açılır ve gıdalar mideye geçer daha sonra kapak sistemi kapanarak gıdaları yemek borusu, ağza geçişi engellenir. Sağlıklı insanlarda 24 saat boyunca yutmaların %5’i kadarında reflü görülebilir fakat bu hastalık oluşturmaz. Bunun sıklığı ve reflü içeriğinin midede kalış süresi uzadıkça hastalığın şiddeti artmaktadır. Yemek borusunun mukozasındaki (iç yüzü) zararın nedeni mide içerisindeki asid ve proteinlerin sindirimi yapan pepsin ve benzeri kimyasal maddelerin irritan etkilerinden kaynaklanmaktadır.

Reflü nedenleri ve oluşmasına kolaylaştıran faktörler:

—Mide ile yemek borusu arasında kaslardan oluşan kapak mekanizmasının bozulması, bununda en çok nedeni obesitedir (şişmanlık)
—Mide asit salgısının artışı
—Sigara ve alkol kullanımı
—Mide fıtığı(Hiatal herniler)
—Mideyi hızlı ve fazla dolduracak şekilde beslenme
—Yemeklerden sonra sırt üstü yatmak
—Mide boşalma bozuklukları

Reflünün belirtileri(hastanın şikâyetleri):

-Reflüsü olan hastada hiçbir belirti olmayabileceği gibi birden çok şikayette olabilir.
-Çoğunlukla ilk şikayet midede yanma ve göğüs kafesinin arkasında yanma hissidir.
-Diğer şikayetler ise mideden ağza acı, ekşi sıvı gelmesi,
-Kronik öksürük
-Ses kısıklığı
-Kötü ağız ve nefes kokusu.
-Boğazda takılma ve yabancı cisim hissi
-Hastalığı ilerleyenlerde katı gıdaların ağrılı ve zor yutulması
-Kalp hastalıklarına benzer şekilde göğüs ağrısı olabilir.
Bu şikâyetlerden anlaşılacağı gibi hastalar KBB. Kardiyoloji ve göğüs Hastalıkları polikliniklerinede başvurabilir.

Tanı:

-Reflü tanısı çoğunlukla hastanın öyküsü ile tanınır buna rağmen genellikle ileri tetkikler gereklidir.
-Radyolojik incelemeler(Röntgen)
-Yemek borusunun kontrast madde ile röntgen filmi çekilimi
-Endoskopi ;endoskopi sayesinde hem reflü olup olmadığı hemde reflü varsa onun derecesi görülür ,endoskopi esnasında biyopside yapılabilmesi bu tetkikin en önemli avantajıdır.
-Yemek borusunda 24 saatlik asit (Ph) ölçümü;burunda yerleştirilen bir katater ile asit seviyesi ölçülerek tespit edilir.
-Manometre yemek borusunun içindeki basınç ölçmemizi sağlar.

Reflü hastalığı tedavi edilmediğinde gelişebilecek problemler(Komplikasyonlar)

-Yemek borusunda irritasyona bağlı inflamasyon, darlık, ülser, kanama,
-Asitli mide içeriğinin akciğere kaçması sonucu akciğer enfeksiyonu
-Uzun dönemde en ciddi sorun olarak “yemek borusu alt ucu kanserleri” gelişimidir.

Reflü için tedavi:

1)Basit önlemler(Yaşam tarzı değişiklikleri)

-Yatak başının yükseltilmesi
-Yatmada önceki 2-3 saat içinde besin ve sıvı alımından kaçınma
-Sigara ve alkolden kaçınma
– Kilo verme
-Yağlı ve baharatlı ağır yiyeceklerden uzak durma
-Kafeinli gıdalardan uzak durma
-Dar kıyafetlerden uzak durma

2) Medikal Tedavi 
– Asit salgısını azaltan ilaçlar
-Yemek borusu alt uç sfinkter basıncını artıran ilaçlar.
İlaç tedavisi hastalığı ortadan kaldırmaktan ziyade hastalığın yol açtığı sonuçları gidermeye yönelik
olarak fayda etmektedir. İlaç alımı kesilince hastalığın belirtileri tekrar ortaya çıkmaktadır.

3) Cerrahi tedavi
-Yeterli medikal tedaviye rağmen “ağza acı su gelmesi” devam ediyorsa ve “hastanın şikayetleri gerilememiş ise”,
-Hastanın şikayetlerini geriletmek için yüksek dozda ve uzun süre ilaç kullanmak gerekiyorsa,
-Hastanın ömür boyunca ilaç kullanmak istemediği durumlarda,
-Yemek borusu alt ucunda ileri derecede tahriş (özofajit) ve bunun neticesinde darlık, kanama oluşması,
-Yemek borusunun alt ucunda ileri derecede irritasyona bağımlı olarak kansere zemin hazırlayan displazili barrett özofagus gelişmişse cerrahi tedavi gerekebilir.

Cerrahi Yöntemler;
a-Laparoskopik veya Robotik Cerrahi (Kapalı),
Günümüzde çoğu hastada yapılan ameliyat laparoskopik anti-reflü cerrahisidir. Bu cerrahide öncelikle
hastanın mide fıtığı varsa onarılır, daha sonraki aşamada mide ile yemek borusu arasındaki bileşke
kuvvetlendirilir. Böylece mide içeriğinin yemek borusuna geçişi engellenir. Yapılan ameliyatın adı laparoskopik Nissen fundoplikasyonudur. Üst karın cerrahisinde mümkün olduğu ölçüde açık cerrahiden kaçınmak uygun olur.

Özofagus motor (motilite, hareket) fonksiyon hastalıkları

-Akalazya: Yemek borusunun hareket (peristaltizm) ile alt kısımdaki kapak (sfinkter) mekanizmasının bozukluğudur. Bunun sonucunda gıdaların mideye geçişinde zorlanma olur. Hastalık yemek borusunun hareketini sağlayan sinir sisteminin bozukluğu sonucu oluşmaktadır, fakat nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Bu hastalarda yutma zorluğu, yediklerinin ağza gelmesi, göğüste yanma, göğüs ağrısı, kilo kaybı gibi şikayetler olur.
Tanı

–Akçiğer grafisi

-Baryumlu yemek borusu grafisi
-Endoskopi
-Manometrik çalışmalar ile tanı konur
Tedavi

-Tedavideki amaç alt sfinkterin basıncını azaltmaktır.

-İlaç tedavisi
-Endoskopik balon dilatasyonu
-Sfinkter bölgesine botulinum toksin enjeksiyonu

-Cerrahi yöntemler

-Diffüz (Yaygın) Özofagial Spazm:Yemek borusunun ani, yaygın ve düzensiz olarak kasılması sonucu oluşan fonksiyon bozukluğudur. Bu hastalığında nedeni tam olarak bilinmemektedir. Hastalarda yutma güçlüğü ve göğüs ağrısı şikayetleri vardır.mÖzelliklede göğüs ağrısı çok yaygın ve tipiktir. Kalp krizi ile benzer şikayetleri olur fakat ağrının eforla ilgisi yoktur ve çoğunlukla yemekle ilgilidir.
Tanı -yemek borusu basınç ölçümleri ile konur.
Tedavi-Medikal tedavi-Cerrahi tedavi (temel tedavidir)

Endoskopi 
(Üst GİS endoskopisi)
Endoskop ince bir hortum şeklinde, bükülebilen uç kısmına kamera yerleştirilmiş, ışıklı bir alettir. Endoskopun içinde hava, su ve tel geçişine izin veren kanallar bulunmaktadır. Bu sayede endoskop içerisinden araçlar sokularak görüntü eşliğinde biopsi alınabilir veya kanama odağı görülürse müdahale edilebilir. Buradan anlaşıldığı gibi endoskopi hem tanısal amaçlı hem de tedavi amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Tanı amaçlı kullanım yerleri
-Yutma problemleri olanların araştırılması
-Sürekli mide yanma ve ağrısı
-Sürekli bulantı, kusma
-Mide kanaması
-Kansızlık gibi şikayetlerin nedenlerinin araştırılmasında kullanılıyor. Özelliklede mide ülseri gibi mukozal hasarlar saptanan hastalarda biopsiler alınarak mide kanserleri ile ayırıcı tanı yapılabilir.
Tedavi amaçlı kullanılması
-Aktif mide kanaması olan hastalarda
-Mide polipi ve erken tümörlerinin eksizyonunda (çıkarılmasında).
-Yemek borusundaki darlıkların tedavisinde
-Mide ve yemek borusundaki yabancı cisimlerin çıkarılmasında kullanılır
Endoskopi öncesi hasta hazırlığı
Tetkikden önce 6-8 saat kadar aç kalınmalıdır. Hastanın stresini azaltmak amaçlı rahatlatıcı ilaçlar verilebilir. Endoskopiden birkaç dakika önce hastanın boğazına anestezik sprey sıkılarak öğürme refleksi engellenir.
Endoskopinin riskleri
Endoskopi invaziv bir tekniktir. Özellikle yaşlı, kalp, akciğer, hipertansiyon, alerjik hastalığı olan hastalarda daha dikkatli olunmalıdır. Endoskopinin yapılışı esnasında nadirde olsa yemek borusu ve midede perforasyon (delinme) gibi riskler vardır.

Özofagus Divertikülleri
Yemek borusunun bir kısmını kesecik şeklinde çıkmasına divertikül denir. Üç kısımda incelenir.
-Faringözofagial divertiküller;yemek borusunun üst kısmında oluşur.
-Midösefagial divertiküller, yemek borunun orta kesiminde olşur.
– Epifrenik divertiküller; yemek borusunun alt kısmında oluşurlar.
Bu hastalık divertikülün yerleşim yerine göre boğazda takılma hissi, yutma zorluğu,boyunda şişlik, reflü, ağız kokusu vs yapar.
Hastalığın tanısı baryumlu yemek borusu grafisi ve endoskopi ile konur. Tedavi divertikülün büyüklüğü ve yerleşim yerine göre takip ve cerrahiye karar verilir.

Özofagus travmaları
-Korozif madde travmaları (asit veya alkali madde içilmesi): Asit veya alkali maddelerin yanlışlıkla içilmeleri sonucu oluşur ve oldukça sık görülen patolojidir. Bu maddelerin yaptığı patoloji ve hasarlar kişinin aldığı madde türü, miktarı, yoğunluğu, temas süresine göre değişiyor. Bu maddeler hem vücudu sistemik olarak etkiliyor, hem de yemek borusunda ülserden delinmeye kadar alanda etki ediyor.
Tedavide içilen maddenin türüne göre erken dönemde nötralize edici maddeler daha sonrada hasarın boyutuna göre medikal veya cerrahi müdahalede bulunulur.

Özofagus tümörleri
Yemek borusu tümörleri az görülen hastalıklardan olup olanların büyük oranda kötü huyludur.
Kanserler için risk faktörleri;

-Sigara ve içki en önemli risk faktörüdür.
-Gastroözofagial reflüye bağlı barret özafagusu
-Aşırı sıcak yiyecek tüketimi, genetik nedenler diğer risk artırıcı unsurlardır.
Hastalar sıklıkla yutma zorluğu ve kilo kaybı şikayeti ile başvururlar.
Tanı endoskopi ile konur.
Tedavi; Hastalık sinsi seyirli olup çoğunlukla tanı konduğunda etraf dokulara yayılmıştır. Bu nedenle çoğu kez hastalara cerrahi tedavi öncesinde kemoterapi ve radyoterapi gerekmektedir. Bazı özefagus kanserlerinde Radyoterapi tedavi edici ve şifa sağlayacı olabilmektedir.

Günümüzde, bu alandaki gelişmeler hastalara büyük konfor sağlayıcı özelliktedir.  Kliniğimizde de uyguladığımız gibi karın duvarı veya göğüs boşluğu büyük kesilerle açılmaksızın sadece birkaç küçük delikten yapılan Laparoskopik ve Robotik Özefajektomi ameliyatları, hastanede kalış süresinin kısalığı, daha az ağrı, çok daha iyi erken işe dönme ve günlük işlerini yapmaya çok daha daha erken başlama ve mükemmel kozmetik  souç  olanağı sağlamaktadır.

Bu makale 20 Ekim 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Fatih Ağalar

Prof. Dr. Fatih Ağalar, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1986 yılında başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak Genel Cerrahi Uzmanı olmuştur. Bu tıp fakültesi'nde 1998 yılına kadar hasta kabulü yapmıştır. 1988 Yılında Süleyman Demirel Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Ana Bilim Dalı Yardımcı Doçent kadrosuna atanmış ve 1999 yılında Doçent Doktor unvanı almış ve aynı kurumda Araştırma Hastaneleri Acil Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı idari görevini üstlenmiş ve Acil Tıp AD kurucu öğretim üyesi olmuştur. Prof. Dr. Fatih Ağalar, 2001 - 2003 yılları arasında Yıldırım Beyazıt Ankara Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde hasta kabulü yapmış 2003 - 2011 yılları arasında Kırıkkale Üniversites ...

Etiketler
Yemek bozukluğu
Prof. Dr. Fatih Ağalar
Prof. Dr. Fatih Ağalar
İstanbul - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube