Osteoporoz ( halk deyimi ile; kemik erimesi)

Osteoporoz bir hastalıktır; zaman içinde kemikler kalsiyum kaybederek, delikli, zayıf ve kolay kırılabilir hale gelirler. Kemiğin iç yapısı ve kalitesi bozulur, vücudun kemik çatısı zayıflar. Osteoporotik kemik, kütlesini kaybetmiş kemiktir. Osteoporozun bir diğer özelliği kırık olmadığı sürece ağrı yapmadığı için sinsice, sessizce ilerleyen bir hastalık olmasıdır. Osteoporozda belirtiler: Bel ve sırt ağrısı, boyda kısalma, omurgada kırık, sırtta kamburlaşma, omuzlarda yuvarlaklaşma olabilir. Düzenli beslenme, egzersiz, risk faktörlerini elimine etme risk gruplarına göre tarama testleri osteoporozdan koruyabilir.

Osteoporoz ( halk deyimi ile; kemik erimesi)
  • Düşük kemik kütlesi ve kemik mikro mimarisinde bozulma ve buna bağlı olarak kemik kırılganlığının artması ile karakterize,
  •  Sistemik bir iskelet hastalığıdır.
  • Genellikle omurga, önkol ve kalçada olmak üzere kırık riski artmıştır.
  • Günümüzde uzayan yaşam süresi ile birlikte osteoporoz, dünyanın birçok bölgesinde önemli bir sağlık problemi haline gelmiştir.
  •  Osteoporoz en sık görülen kemik hastalığıdır.

 

Osteoporozun gelişimine katkıda bulunan risk faktörleri;

  • 1-Yapısal ve genetik faktörler:
    • Yaş,
    • Cinsiyet (Kadın olmak)
    • Hormonal nedenler,
    • Ailede kırık öyküsü
    • Geç adet görme
    • Erken menapoz
    • İnce narin yapı

2-Yaşam biçimi ve/veya beslenme:

    • Hareketsiz yaşam
    • Kalsiyum ve D vitamininden fakir diyet
    • Alkol ve sigara kullanımı
    • Aşırı tuz ve protein alımı
    • Yetersiz güneş ışığı

3-Tıbbi koşullar:

    • Çeşitli ilaçlar ( kortizon, heparin, vb)
    • Hastalıklar ( cerrahi menapoz, kronik böbrek yetmezliği, vb.)

 

Osteoporoz, genellikle kişide herhangi bir şikayet oluşturmadan sessizce seyretmekte, bu sebeple TANI sıklıkla KALÇA, ÖN KOL, OMURGA GİBİ KEMİK KIRIKLARI oluştuktan sonra konulabilmektedir.

 

 Osteoporoza bağlı kırıklar;

    • Uzun süre yatağa bağımlı kalmaya ( kalça kırıkları gibi ), 
    • İş-güç kaybına, ekonomik kayıba
    • Yaşam kalitesinin düşmesine,
    • Sakatlıklara ve
    • Ölüme neden olabilmektedir.

 

Osteoporozda risk faktörlerinin saptanması, erken dönemde tanı konulması ve kırıklardan korunma esas amaçtır.

  • Osteoporoz etyolojisinde rol oynayan risk faktörlerinin ortadan kaldırılması veya modifiye edilmesi ile osteoporozun olumsuz sonuçları azaltılabilir.
  •  Osteoporoz risk grubunda olan kişilerin önceden tanınması ve koruyucu tedaviden yarar görebileceklerin saptanması için osteoporoz taramaları uygun yaklaşımdır.

 

  • Osteoporoz tanısında günümüzde en geçerli teknik çift-enerji-x-ışın absorbsiyometridir (DXA).

Osteoporoz tanı kriterleri (WHO)

Tanısal kriter                                      Klasifikasyon

T değeri > –1                                         Normal

T değeri (–1) – (-2.5)                             Osteopeni

T değeri < – 2.5                                     Osteoporoz

T değeri < – 2.5 + frajilite kırığı           Ağır/yerleşmiş osteoporoz

T değeri; Genç erişkinlerde ortalama kemik kütlesinin standart sapması

Z değeri; Kişinin kendi yaş grubunun ortalama kemik kütlesinin standart sapması

 

 

Kimler KMY İçin Taranmalı ?

    •  65 yaş üstü Kadın
    • 70 yaş üstü Erkek

 

 Majör Risk Faktörleri                                            Minör Risk Faktörleri

Yaş >65

•Romatoid artrit

•Vertebral çökme kırığı

•Klinik hipertiroidi hikayesi

•Frajilite fraktürü

•Kronik antikonvulsan tadavisi

•Ailede osteoporotik kırık hikayesi (özellikle annede kalça kırığı öyküsü)

•Düşük diyet kalsiyumu

•Sistemik kortikosteroid tedavisi (> 3 ay)

•Sigara

•Barsak emilim bozukluğu hastalıkları

•Aşırı alkol alımı

•Paratiroid bezinin fazla çalışması

•Aşırı kafein alımı

•Direkt grafide osteopeni

•Düşük kilo (<57)

•Hipogonadizm

•Kilo kaybı (25 yaş. >% 10)

•Erken menopoz (< 45)

•Kronik heparin tedavisi

 

1 Majör veya 2 Minör Risk faktörü   tarama yapalım

 

KEMİK MİNERAL YOĞUNLUĞU ÖLÇÜM TAKİP SIKLIĞI

  •  Postmenopozal kadın ve 70 yaş üzeri erkeklerde 1-2 yılda bir,
  •  Bisfosfonat tedavisi alanlarda yılda bir,
  •  Paratiroid hormon tedavisi alanlarda 6 ayda bir,
  •  Sekonder osteoporozu olanlar veya steroid kullananlarda 6 ay - yılda bir.

TEDAVİ

Günlük yaşamın düzenlenmesi

-Egzersiz;

- Yürüyüş ( günde 40 dakika, tempolu)

- Haftada 3 kez en az 30 dakika kadar ağırlık taşıyıcı egzersiz,

- Sağlık yönünden herhangi bir engel yoksa koşu, merdiven çıkma,

dans, tenis, vb.

- Sigaranın Kesilmesi,

- Alkol Alımının Sınırlanması,

- Düşme Riskinin Azaltılması (banyo, halı, terlik,vb.),

TEDAVİ

- Kalsiyum;

-           Önerilen günlük elementer kalsiyum alımı 1200 mg’dır

Süt (300 cc)

300

Yoğurt ( 250 cc- 1 kase)

300

Peynir ( 1 kibrit kutusu)

200

Kaşar ( 1 kibrit kutusu)

350

 

Günlük diyette kalsiyum alımı: bir günde alınan süt ürünlerinin porsiyon miktarı üzerinden hesaplanan kalsiyum alımı+ 250 mg ( süt ürünü dışındaki besinlerden kalsiyum alımı

  • D Vitamini;
  • Postmenopozal kadınlarda günde 1500-2000 IU D vitamini alımı önerilir
  • Serum 25(OH) D düzeyi ≥30 ng/ml olması yeterlidir.
  • Sağlıklı kemikler için yeterli vitamin D sentezi için gerekli güneşlenme zamanı, şekli ve süresi;
    • Sabah 10.00’dan önce ve öğlen 15.00’den sonra yarım saat güneşlenme
    • Güneşlenirken vücudun %11-17’sinin (eller ve yüz) açık olması yeterli.
    • Aynı sürede gölgede yapılan D3 vitamini seviyesi, direkt güneş ışığına maruz kalmakla yapılan miktara göre %37-58 oranında daha azdır
    •  Fakat son zamanlarda yapılan çalışmalarda gölgede güneşlenmenin vitamin D3 yapımında anahtar rol oynadığı ve direk güneşe maruz kalmakla total ultraviyole ışıklarının vücutta oluşturacağı zararlı etkiden korunulacağı tespit edilmiştir.

Osteoporoz gelişmişse hekim kontrolünde etyolojiye yönelik uygun ilaç tedavisi ve takibi

-Kemik yıkımını önleyici ilaçlar

-Kemik yapımını uyarıcı ilaçlar

Bu makale 26 Nisan 2022 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Betül Bakan

Doç. Dr.Betül Bakan, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1993 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlayarak 2000 yılında Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı olmuştur. 


Mesleki çalışmalarına .Şişli Kolan International Hospital'da devam etmektedir.

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Bifosfanatlar
Doç. Dr. Betül Bakan
Doç. Dr. Betül Bakan
İstanbul - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube