Aç kalma hastalığı olarak da bilinen Anoreksiya Nervoza kilo almayla ilgili yoğun bir korkuya bağlı yeme bozukluğudur. Anoreksiya hastası olan kişiler sadece yaşamını sürdürebilecek kadar yiyip diğer her türlü gıda tüketimini reddederler. Yedikleri yemek çok küçük miktarda ve çok düşük kalorili olduğu için hızla kilo vermeye başlarlar ve hayati tehlike taşıyan bir kiloda yaşamaya çalışırlar. Anoreksiya hastası olan bireyler hastalığın ciddiyetinin farkında değillerdir. Ne kadar zayıf olurlarsa olsunlar aynaya baktıklarında kendilerini kilolu görürler. Anoreksiyanın çıkış noktası kendini beğenmeme, sağlıklı beslenmeyi ve diyeti takıntı haline getirmektir. Başlangıç yaşı 15-16’dır, görülme sıklığı % 2 civarındadır ve kadınlarda daha sık görülür.
Anoreksiyanın Nedenleri
Anoreksiya ilgili çalışmalarda % 56 oranında kalıtsal etmenler olduğu ortaya çıkmıştır. Ayrıca genlere bağlı olarak hormonal salgılar hastalığın fizyolojik sebepleridir. Ancak anoreksiyayı tetikleyen etmenler sosyokültürel ve çevresel faktörlerdir.
Toplumda ve medyada zayıflığın öne çıkarılması, karşı cinse ve çevreye karşı beğenilme ve onaylanma tutkusu, mükemmeliyetçi ve hırslı olma, bedeni kontrol altında tutmayı gerektiren meslekler (mankenlik, dans vs.) , boşanma, ölüm, taşınma, okul değişikliği gibi stres faktörleri anoreksiyanın davranışsal nedenleri arasındadır.
Anoreksiyanın Belirtileri
Çok zayıf olmaya rağmen kilolu olduğunu düşünme
Vücut kitle endeksine göre olması gerektiği kilodan çok daha az kiloda olma
Çok düşük kalorili yemekler yiyip pişmanlık hissetme
Düşük özgüven
Egzersizi ve diyeti aşırılaştırma
Bilişsel becerilerde azalma
Ani öfke patlamaları ve ağlama krizleri
İleri dönemde kemik kaybı ve kalp hastalıkları
Anoreksiya Tedavisi
Anoreksiya tedavisinde uzman bir doktorun, bir beslenme uzmanının ve bir terapistin işbirliği tedavi sürecinde etkilidir. Net bir tedavi yöntemi olmamasına rağmen öncelikle anoreksiya hastasının, hastalığını kabul etmesi gereklidir. Zorla yemek yedirmeye çalışma gibi yöntemler hasta üzerinde travmatik etkiler yaratabilir. Hastaya durumunu ve hayati tehlike riski taşıdığını anlatmak ve tedavi olmaya ikna etmek tedavinin ilk aşamasıdır. Hastalığın etkisiyle sağlıklı düşünemeyip sağlıklı karar alamayan hastalara yakınlarının destek olması çok önemlidir.
Tedaviyi kabul eden hastaya eğer ilk etapta yemek yemeyi kabul etmiyorsa damar yolundan besinle takviye yapılır. Süreç boyunca bir uzman tarafından hem bireysel hem de aile terapisiyle destek verilir. Anoreksiya tedavisi uzun bir süreçtir. Sabırlı olmak ve tedavisi aksatmamak iyileşme açısından çok önemlidir.
Özellikle kız çocukları olan ailelerin, çocuklarının ergenlik döneminde çok dikkatli olmaları, onları bedensel özellikleriyle yargılamamaları, başka çocuklarla kıyaslamamaları ve sağlıklı yaşam konusunda doğru yönlendirmeleri önemlidir.
Uzman Klinik Psikolog
Merve saraçoğlu