Kleptomaninin başlıca özelliği, kişinin kendi yararı ya da maddi değeri nedeniyle olmaksızın, birden çok kez, bir şeyler çalma dürtülerine karşı koyamamasıdır. Çalınan nesneler sıklıkla el altından geri getirilir ya da gizlice muhafaza edilir. Kleptomanisi olan bireyler genellikle dürtüsel olarak çaldıkları nesnelerin parasını ödeyebilecek durumdadır. Diğer dürtü kontrol bozuklukların da olduğu gibi, kleptomanide de eylem gerçekleştirilmeden önce gittikçe artan gerginlik , eylemi takiben haz ve gerginlikte azalma belirgindir. Eylem sırasında suçluluk hissi, vicdan azabı ve depresyon olabilir. Çalma planlanmamıştır ve işin içinde başka kişiler yoktur. Bir çok defa tutuklanmak nedeniyle acı çekmiş ya da gururlarını incitmiş olsalar da, kleptomanik kişiler tutuklanabilecekleri olasılığını düşünmezler. Kleptomanlar hırsızlık sonrasında suçluluk ve anksiyete hissedebilir, ancak öfke ve intikam alma isteği yoktur. Bundan başka kişinin amacı nesneyi çalmaksa tanı kleptomani değildir. Kleptomani de çalma eyleminin kendisi amaçtır. Bu tanının ölçütleri Tablo 2'de gösterilmiştir.
Tablo 2. Kleptomani için tanı ölçütleri |
A. Kişisel kullanım ya da parasal değeri için gereksinilmeyen nesneleri çalmaya yönelik dürtülere tekrar tekrar karşı koyamama. |
B. Hırsızlık girişiminde bulunmadan hemen önce giderek artan bir gerginlik duyumunun olması. |
C. Hırsızlık girişimi sırasında haz alma, doyum bulma ya da rahatlama sağlama. |
D. Kızgınlığını göstermek ya da intikam almak için çalma girişiminde bulunulmaaktadır ve bu bir hezeyan ya da hallüsinasyona yanıt değildir. |
E. Çalma, Davranım Bozukluğu. bir Manik Epizod ya da Antisosyal Kişilik Bozukluğu ile açıklanamaz. |
Tablo, Amerikan Psikiyatri Birliği: Mental Bozuklukların Tanısal ve Sayımsal Elkitabı, Dördüncü Baskı, (DSM-IV), Amerikan Psikiyatri Birliği, Washington DC, 1994’ten çeviren Köroğlu E, Hekimler Yayın Birliği, Ankara, 1994'ten yayıncının izni ile kullanılmıştır.
Kleptomani 19. yüzyılın erken dönemlerinde anlamsız bazı şeyleri çalma hastalığı olarak tanımlanmıştır. "Kleptomaniac" 1838 yılında Esquirol ve ark. tarafından, değersiz nesneler çalmakta usta olan kişilerin davranışını tanımlamak için kullanıldı. Hastalık 150 yıldan fazla zamandan beri tanınmasına karşın, kleptomani ile ilgili iyi düzenlenmiş bir çalışma henüz yapılmamıştır. Ayrı bir tanı grubu olarak ilk kez ICD-9 ve DSM-lll'de tanımlanmıştır. Daha sonra DSM-lll-R ve son olarak DSM IV'de başka yerde sınıflandırılmamış dürtü kontrol bozuklukları arasında yer almıştır. ICD-10'da ise "alışkanlık ve dürtü bozuklukları" arasında yer almaktadır.
Hastalığın toplumda görülme oranı %0.6 olarak tahmin edilir. DSM-IV'e göre dükkan hırsızlarının %5'den daha azında kleptomani vardır. Kleptomanik kişilerin utanmaları nedeniyle hastalıklarını gizlemeleri, ayrıca çoğu dükkan hırsızının yakalanamaması nedeniyle, kleptomani sıklığı bugün düşünüldüğünden daha fazla olabilir. Hastalığa sahip olan kadınların sayısı erkeklerden fazla olmakla birlikte, bu yükseklik yoruma açıktır. Bunun nedeni hırsızlık yaparken yakalanan kadınların psikiyatrik değerlendirme için erkeklerden daha fazla sevk edilmesi olabilir. Oysa erkekler genellikle hapse yollanır. Bundan başka, kadınların, dürtü kontrol bozukluğunun, kleptomani, trikotillomani gibi daha az agresif alt gruplarına, erkeklerin ise, aralıklı patlayıcı bozukluk, piromani, patolojik kumar oynama gibi daha fazla şiddet ve agresyon içeren alt gruplara sahip olduğu söylenir. Kadınlarda hastalığın başlangıç yaşı 35, erkeklerde ise 50 yaş civarındadır. Semptomların başlangıcından ilk incelemeye kadar geçen süre sıklıkla yıllarca sürer.