Kadın idrar kaçırmasında yapacak birşey yok mu?

Kadın idrar kaçırmasında yapacak birşey yok mu?

Kadın İdrar İnkontinansı

Genel populasyonun çoğunda özellikle kadınlarda ve yaşlılarda mesane disfonksiyonu vardır. ICS, üriner inkontinans; objektif olarak gösterilebilen ve sosyal veya hijyenik bir problem olan herhangi bir istemsiz idrar kaçırma olarak tanımlamıştır.

Üriner inkontinans tipleri başlıca; a. Stres üriner inkontinans (SUI) b. Sıkışma tipi (Urge) inkontinans c. Karışık tipte inkontinans d. Dolup-taşma tarzı inkontinansı ve extraüretral inkontinans olarak sınıflanabilir.

Üriner inkontinansta risk faktörleri “Yaş; Sıkışma ve SUI sıklığı ilerleyen yaşla artar. Kadınlarda erkeklerden daha sıktır. Gebelikte SUI sıklığı artar(%28) .Sigara

ile bütün inkontinanslarda risk 3 kat artar. Menapoz , histerektomi ve şişmanlık inkontinansı kolaylaştırır.

Hastaların değerlendirilmesi :

Ürojinekolojik anamnez; Spesifik sorular hastanın inkontinans tipini tanımlamaya ve tedavi yaklaşımını belirlemeye yardımcı olur. SUI’ ta hastalar hapşırma, gülme ile idrar kaçırmadan şikayet ederler. Bununla birlikte karın içi basıncını artıran oturma, kalkma, koşma gibi eylemlerde de idrar kaçırma görülebilir. Sıkışma inkontinansı (Sİ) olan kadınlar detrüsör kasının kasılmasını engelleyemeyerek idrar kaçırma ile birlikte tipik olarak sıkışma, noktüri ve artmış gündüz işeme sıklığı gibi yakınmalarla hekime baş vururlar.

Bu hastalar sıklıkla, sıkışma ile birlikte az miktarda veya tuvalete yetişme çabasındayken idrar kaçırmadan yakınırlar. Kaçırma su sesi ile, cinsel ilişki ile ve emosyonel stres ile tetiklenmektedir. Anamnezde bu tetikleyici faktörler ile gündüz ve gece işeme sıklığı sorgulanmalıdır. Karışık tipte idrar kaçırmada (Kİ) SUİ ile Sİ semptomları beraber izlenir.

Burada baskın olan semptomların tespit edilmesi tedavi planlanmasında önemlidir. Karışık tipte kaçırması olan hastalarda 3 gün boyunca mesane günlüğü tutulması baskın semptomların saptanmasında faydalıdır. Hastaların değerlendirilmesinde; Doğum sayısı, doğum yöntemleri , MS, Parkinson, İnmeler , karın içi basıncı artıran kronik konstipasyon , mesaneyi irrite eden sıvı/gıda tüketimi ,sigara alışkanlığı, kronik öksürük varlığı sorgulanmalıdır ( Kronik öksürük POP ve SUİ için risk faktörüdür). Ürojinekolojik muayene ve basit bir nörolojik muayeneyi kapsayan tam bir fizik muayene, POP veya inkontinansı olan her hastaya mutlaka uygulanmalıdır. Sistoskopi irritatif işeme, ağrılı mesane semptomları olanlarda ve ısrarcı hematürilerde yapılmalıdır.

Ürodinamik çalışmalar alt üriner sistem disfonksiyonu olan hastalarda uygun tedavi yaklaşımını belirlemede faydalı bilgiler verebilir. SUİ’ta karın içi basıncının artması sonucu idrar kaçırma olduğundan burada tedavi üretral sfinkter fonksiyonunu artırmaya yöneliktir. Fenilpropanolamin, pseudoefedrin ve fenilefrin gibi alfa adrenerjik ilaçlar üretral sfinkterin tonusunu ve kontraktilitesini artırarak inkontinansı azaltabilirler.

Pelvik taban egzersizleri , İmipramin, Duloksetin gibi antidepresanlar , Sİ’ da problem mesanede önlenemeyen kontraksiyonlar olduğundan, tedavide amaç anormal detrusor kontraksiyolarını önlemek olmalıdır.

Bu nedenle tedavide antikolinerjikler (Tolterodin, Trospiyum, Solifenasin, …) kullanılır. Bunların faydalı olmadığı durumlarda cerrahi tedaviler uygulanır.  Cerrahi tedaviler görüldüğü kadar zor ve başarısız değildir. Hastaya göre doğru tanı konup ameliyat bilen kişi tarafından yapıldığında idrar kaçırma kader olmaktan çıkacaktır. İlaç tek başına kalıcı bir çözüm değildir. Sosyal hayatına devam etmek isteyen ve cinselliğini önemseyen hastalarımız için bu ameliyatlar çok riskli olmayan çözüm sunacaktır.  

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Mehmet Lütfü Tahmaz

Prof. Dr. Mehmet Lütfü TAHMAZ, 1965 yılında Ankara’da doğmuştur. Lise öğrenimini Kuleli Askeri Lisesi’nde bitirdikten sonra 1982 yılında ÖSS’da Türkiye 24.sü olarak  Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitiminini Tübitak bursu ile 7. olarak tamamlayarak 1988 yılında tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise yine Gülhane Askeri Tıp Akademisi Tıp Fakültesi'nde yapmış ve 1995 yılında Üroloji Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitimi sırasında Amerika’da tıp eğimi görmek için FMG 1 ve USML 2   sınavlarını geçmiştir. Uzmanlık eğitimi sonrasında 1995 yılında Elazığ Asker Hastanesi'ne tayin olmuş olan Prof. Dr. Mehmet Lütfü TAHMAZ, 1997 yılında Ankara GATA Üroloji Anabilim Dalı'nda Yardımcı Doçentlik görevne başlamıştır. 2001 yılı boyunca ise bir sene Londra’da Institute of Urology, University Collage of London’da ve G ...

Etiketler
Duloksetin
Prof. Dr. Mehmet Lütfü Tahmaz
Prof. Dr. Mehmet Lütfü Tahmaz
Ankara - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube