Düşmanlarımızı iyi tanıyalım

Düşmanlarımızı iyi tanıyalım

                                           İKİ BÜYÜK DÜŞMAN

Öfke ve Şiddet…duygusal fiziksel ve psikolojik birçok acıya, olumsuzluğa verilen gayrı ihtiyari bir cevap olarak tanımlayabilirim . Öfke anında insan doğru düşünemez. Normal davranışlarda bulunamaz. Öfkeli olarak yapılan işler hep sonradan pişmanlık duyulan işlerdir. Bunun için ‘öfke ile kalkan zararla oturur' atasözünü hep duyar ve sayısız örneklerle bu gerçekliği hep yaşarız. Bazı insanlarda öfke bir âfettir. Sonun başlangıcı olabilecek kadar önemsenmesi gereken kontrolsüz bir tepkidir.

Öfkenin şiddeti süresi insanlara ve eşyalar verdiği zarar çok farklılıklar arz eder. Bir anlık öfke ile cinayet işleyenlere rastlanabildiği gibi öfkesini kontrol ederek örneklik yaşayan yanlışları düzelterek topluma yön veren insanlara da rastlanabilir.

Biz hekimler ise beyin felci, kalp krizi yada ani gelişen bayılma ajitasyon ve ruhsal tepkilerde hep öfkenin yada ani tepkiselliğin birçok durumda sebep olduğunu müşahade etmişizdir. Çünkü öfke bağışıklık sistemimizi çökerterek bizi hastalıklara karşı savunmasız hale getiren ciddiye alınması gereken olumsuz bir duygudur.

İnsanın öfke ve hiddet tepkisi çok farklı sebeplerden meydana gelebiliyor. Önemsenmemek, değer verilmemek, kullanılıyor intibaı yaşamak, aptal yerine konulmak, haksızlığa uğramak, aldatılmak, iftira vs… Öfkelenmeye sebep olabilecek çok sayıda sinyal kişiden kişiye değişen tepkilerle öfke fitilini ateşleyebilir.

Sık öfkelenen biri iseniz nedenini ve niçinini iyi sorgulamak durumundasınız demektir. Yapacağınız tesbitler son derece önemli olduğu için objektif olmak ve adaletli hareket etmek sorumluluğu burada ayrıca önem arz eder.

Yüce Mevlamız öfkemizi kontrol etmemizi emir buyururken, onun sevgili habibi Peygamber efendimiz ise yiğitliği pehlivanlığı öfke anındaki kontrolümüze bağlamıştır.

Peygamber Efendimiz, Cenab-ı Hakk'a sığınmayı öfkenin ilâcı olarak tavsiye etmiş, insanın kendi kendine telkinle ulaşacağı irade sağlamlığının onu öfkelenmekten kurtaracağına işaret etmiştir. Yine Peygamberimiz öfkeyi güç ve kuvvetin değil, zayıflığın ve aczin alâmeti olarak görmüştür. Öfke nefse hâkim olamamanın işaretidir. Nefislerine hâkim olamayanların sonu ise hüsrandır.

Öfke anında ilk yapılması gereken şey tıp otoritelerine göre çok değişkenlik gösterse de biz Peygamber efendimizin engin bilgi denizinde bize berrak olarak gösterilen gerçekle hareket etmeli ve Yüce rabbimizin adına sığınarak abdest tazelemesi yapmalıyız.

Yaptığımız eylemi kısaca açarak daha iyi anlamaya çalışalım: Euzü -besmele ile öfke anında, yani zayıf anımızda bize musallat olabilecek cin ve şeytanlardan korunmuş oluyoruz. Kalkıp hareket ederek gerilimden kaynaklanan stres hormonlarının kana verilişini azaltıyoruz. Abdest tazeleyerek ise üzerimize çöreklenen negatif enerji kütlesini su ile yıkayarak üzerimizden uzaklaştırıyoruz.

Öfkemizi yenmenin püf noktaları….

Öfkelendiğiniz kişi ile göz teması kurun.

Sen-ben davası yerine doğru olana yönelmeye çalışın.

Yargılayarak değil algılayarak algılatarak düşüncenizi anlatmayı deneyin.

Karşıdaki insanı küçük düşürcü söz ve eylemlerle haksız pozisyona düşmeyin

Size söylenen sözleri kesmeden dinleyerek anlaşma zemini bulmaya çalışın

Kızgınlık ve gerilim devam ediyorsa anlaşılmayı daha sonraya bırakın

Karşılıklı intikam duygularını canlandıracak pozisyonlara müsaade etmeyin

İçinizden ‘lahavlevela kuvvete illa billah' evrensel duası ile manen koruyun ve korunun.

Tüm tedbirlere rağmen öfkenizi kontrolde zorlanıyorsak sebebe yönelik tedbirlere başvurmak durumundayız. Troid bezi hastalığından şeker hastalığına kansızlıktan vitamin noksanlığına kadar çok sayıda  rahatsızlığın  ilk bulgusu öfke ve şiddet olabilir.Sağlık ve mutluluk dileklerimle….

Bu makale 17 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Ali Akben

Doç Dr. Ali AKBEN, 1957 yılında Kahramanmaraş'ta doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini Kahramanmaraş'ta bitirmiştir. 1976 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1982-1984 yılları arasında mecburi hizmetini Iğdır'da yerine getirmiş ve 1984 yılında Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde ihtisasına başlamıştır. İhtisasını tamalayarak Nöroloji Uzmanı olmuş olan Dr. AKBAN, Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı Nörofizyoloji bölümünde Elektromyografi eğitimimi tamamlayarak EMG uzmanı olmuştur. Tıp eğitiminin yanısıra 1988 yılında Akapunktur ve Tamamlayıcı Tıp uygulamaları alanında teorik ve pratik çalışmalar yapmaya başlayan Doç Dr. Ali AKBEN, Kanada, Amerika Birleşik Devletleri ve Çin'de ilgi ve tecrübelerini artırmak amacıy ...

Etiketler
Öfke
Doç. Dr. Ali Akben
Doç. Dr. Ali Akben
İstanbul - Nöroloji (Beyin ve Sinir Hastalıkları)
Facebook Twitter Instagram Youtube