Alkol ve eroin bağımlılığında engelleyici tedaviler ( implant ve enjeksiyonlar )

Alkol ve eroin bağımlılığında engelleyici tedaviler  ( implant ve enjeksiyonlar )

Alkol ve eroin bağımlılığı günümüzde en önemli sağlık sorunlarından sayılmaktadır. Alkol ve madde kullanan kişilerin bu maddenin etkilerinden kaynaklanan sorunlarının ötesinde, alkol ve eroinin kullanımına bağlı olarak ortaya çıkabilen   alkolik Hepatit, Hepatit B, siroz, hepatit C ve AİDS, mide hastalıkları, özafagus (yemek borusu yırtılmaları), solunum durması gibi komplikasyonlar nedeni ile ölüm riskinin olması nedeniyle aynı zamanda önemli bir halk sağlığı sorunudur.
 
Daha önce birçok yerde de belirtmiş olduğumuz gibi bu bağımlılıklar ancak uzun süreli bir psikoterapi, uygun ilaç tedavileri, kişinin ve ailesinin tedavi çabalarına tam destek olması ve uyum göstermeleri ile tedavi edilebilmektedir.
 
Alkol ve eroin bağımlılığı diğer bağımlılık türlerine göre ilaç tedavilerinin oldukça fayda verebildiği bağımlılıklardır. Son yıllarda alkol bağımlılığı konusunda da eroin bağımlılığı konusunda da birçok yeni tedavi seçeneği ve tedavi alternatifleri gündeme gelmiştir. Hastanın bağımlılığını yenebilmesine yönelik göreceği psikoterapinin yanında, bağımlı olduğu maddeye karşı arzuyu azaltan ve keyif almasını ortadan kaldırmaya yönelik ilaçlar giderek artmaktadır. Bunlar arasında akamprozat, naltrekson, nalokson, bupronorfin gibi ilaçlar bulunur.
 
 Özellikle alkol bağımlılığının tedavisinde kullanılan disulfiramdan da önemle bahsetmek gerekir. Disulfiram, alkol ile alındığında, asetaldehid denilen ve istenmeyen, bayılma, yüz kızarması, tansiyon düşmesi, kusma gibi zehirlenme belirtilerine yol açan bir ilaçtır. Hastaya bu etkiler anlatılarak verildiğinde, belli bir grup hastada caydırıcı etkiyle alkol bağımlılığı tedavisine yardımcı olabilmektedir. Şimdi özellikle Türkiye’de yaygın olarak kullanılan naltrekson ve disulfiramdan biraz daha detayli bahsedelim.
 
Naltrekson (hap, enjeksiyon ve pellet formları) İnsan beyninde herhangi bir maddenin etki edebilmesi için o maddenin belirli bir noktaya bağlanması gerekir, bu bağlantı noktasına ‘reseptör’ denir. Örneğin eroin, beynimizde opiyat reseptörü denilen bir tür bağlnatı bölgesine bağlanarak etkisini gösterir. Naltrekson, eroinin bu bağlandığı bölgeye bağlanarak, eroinin etki göstermesini tamamen engelleyen bir ilaçtır. Başka bir deyişle, eroini anahtara benzetirsek, anahtarın deliğine girmesini engeller, böylece kişi eroinin etkisini yaşayamaz.  Naltrekson eroinin etkisini tamamen ortadan kaldırır, alkole karşı ise içme arzusunu belirgin derecede azaltarak etki eder. Dünyada hem alkol hem de eroin bağımlılığının tedavisinde kullanılan yegane ilaçtır. Naltrekson bu kadar etkili bir ilaç olmasına rağmen bağımlılarda bu tedaviyi sürdürme konusunda tereddütler ortaya çıkmaktadır. Bu nedenle sadece ağızdan alınan hap şeklindeki formun yanı sıra alternatif metodlar da üretilmiştir. Örneğin 1 aylık uzun etkili enjeksiyon formu dünyada satılmaya başlanmıştır. Cilt altına ufak bir operasyonla  yerleştirilen ve her gün ufak miktarlarda kana karışarak eriyen formlara ‘pellet’ denir. Pelletler 2 aylık, 3 aylık veya 6 aylık olabilmektedir. Bu süre içinde kişi eroin kullanamamakta veya kullansa bile herhangi bir haz duygusu yaşamamaktadır.  Pellet( naltrekson), eğer yoğun alkol kullanımı nedeniyle uygulanıyorsa , kişide alkol alma arzusunu, alkole bağlı sınırı kaybedip konrolsüzce içki içme ataklarının sayısını azaltmaktadır.
 
Disülfiram ( hap, enjeksiyon ve pellet formları) Disülfiram daha önce de belirtildiği gibi alkol ile birlikte alındığında ya da vücutta alkol ile aynı anda bulunduğunda asrtaldehid adı verilen ve istenmeyen yan etkilere yol açan bir maddenin açığa çıkmasına neden olan bir ilaçtır. Türkiye ‘de antabus olarak da bilinmektedir. Ağır yan etkiler, bulantı kusma, aşırı terleme, bayılma hissi ve baş dönmesi ile tansiyon düşmesinden ibarettir. Bu nedenle kişiyi alkolden uzak kalmaya mecbur bırakır. Yine naltreksonda olduğu gibi disulfiram da da tedaviyi devam ettirme konusunda sıkıntılar ve tereddütler yaşanabilmektedir. Bu nedenle sadece ağızdan alınan oral hap formunun yanı sıra 4-6 hafta kadar etkili olan enjeksiyon formu da bulunmaktadır.  Yine ufak bir operasyonla cilt altına yerleştirilen ve her gün ufak miktarda kana karışarak 2 ayda eriyen pellet formu da bulunmaktadır. Bu alternatifler kişi eğer ilaç kullanmaktan vazgeçse veya tedaviyi bırakmak istese bile 4-8 hafta arasında koruma sağlayarak yeni fırsatlar yaratmaktadır.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Özgür Öztürk

1973 yılında doğdu. İzmir Bornova Anadolu Lisesi’nden mezun olan Özgür Öztürk, 1991 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı lisans eğitimini 1997 yılında tamamladı. 1998 yılında girdiği Tıpta Uzmanlık Sınavı’nda ilk tercihi olan Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Psikiyatri Anabilim Dalı’nda başladığı uzmanlık eğitimini, 2003 yılında “Şizofrenide Obsesif Kompulsif Belirtiler” başlıklı tez çalışması ile tamamladı. Uzmanlık tezi “Journal of Psychiatry and Clinical Neurosciences” dergisinde yayınlandı. Avrupa Psikiyatri Birliği (AEP) ve Amerikan Psikiyatri Birliği (APA) toplantılarında davetli konuşmacı olarak bulunan Dr. Özgür Öztürk, aynı zamanda Türkiye Psikiyatri Derneği Asistan Çalışma Birimi’nin de kurucusudur. 2005-2008 yılları arasında Balıklı Rum Hastanesi Anatolia Klinikleri’nde psikiyatri uzmanı olarak görev yapan Dr. ...

Etiketler
Alkol
Prof. Dr. Özgür Öztürk
Prof. Dr. Özgür Öztürk
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube