Yaşlılığı öteleyin

Yaşlılığı öteleyin

Yaşlanma, organizmanın geriye dönüşü olmayan bir şekilde yıpranması, işlevlerinin bozulmaya başlaması şeklinde tanımlanmaktadır. Yaşlanma, canlının oluşumundan yaşamın bitimine kadar devam eden bir süreçtir. Çözülmenin, çökmenin ilk davranış şekillerine dönüşün, bir gerilemenin başladığı zamandır yaşlanma. Yaşlanmayı ve yaşlılığın risklerini azaltmak için ömrünüzün başından sonuna kadar bazı beslenme önerilini köşe taşları yapın ve yaşlanmanın etkilerini azaltın.

Ülkemizde 65 yaş ve üzeri yaşlı nüfusun önemli bir bölümü, yetersiz ve dengesiz beslenmeden kaynaklanan hastalıkların etkisi altında yaşamaktadır. Bu yaş grubunda görülen şişmanlık, diyabet, kalp-damar hastalıkları, osteoporoz, felç, iskelet ve kas sistemi hastalıklarında bilinçsiz beslenme önemli bir risk faktörüdür.

Sağlıklı bir yaşam sürdürmek için besin değeri yüksek ancak kalorisi az besinlere yönelin. Yaşlılıkta en büyük problem kabızlıktır ve kabızlığın üç ana sebebi vardır. Yeterli egzersiz yapmamak, sıvı tüketiminin az olması ve diyet posasından fakir beslenme. Bu dönemlerde günde 3-4 porsiyon meyve tüketmeye, her öğünde mevsim yeşilliklerini içeren büyük bir kase salata yemeye özen göstermelisiniz. Bedenin her 20 kilosu için 1 litre su içmeyi ihmal etmemeli, egzersizi hayatımızın merkezine koymalıyız. Mümkün olduğunca kendinizi zorlamayacak ve rahatsızlık vermeyecek şekilde egzersiz yapmalıyız. Günde ortalama 3000-4000 adım atıyoruz ancak bunun 7000-10.000 arasında olması gerektiğini unutmamalı. Daha çok egzersizin metabolik hastalıklara yakalanma riskini azaltacağını bilmeli ve aklımızdan çıkarmamalıyız. Yaşamın her döneminde sağlıklı yağları tüketmeli, şekeri ve tuzu mümkün olduğu kadar hayatımızdan çıkarmalıyız. Beslenmenizde dört besin grubunu yeterli ve dengeli bir şekilde beslenme programınıza yerleştirin.  Bu besinler; süt grubunda yer alan süt, peynir ve yoğurt; et grubunda yer alan et, tavuk, yumurta ve kuru baklagiller; sebze ve meyve grubu ile tahıl grubuna giren ekmek, bulgur, makarna, pirinç, mısır ve tarhanadır. Bu besinlerin önerilen tüketim miktarları kişiye özgü olarak değişmekte, bireyin yaşı, cinsiyeti ve fiziksel aktivite durumu bu oranları etkilemektedir. Öğün sayısı artırılmalı, az ve sık yemek yenilmelidir. Sabah kahvaltısı mutlaka yapılmalıdır. İdeal vücut ağırlığı korunmalı, besinler yoluyla alınan enerji ile harcanan enerji arasındaki denge sağlanmalıdır. Haftada en az 2-3 kez balık tüketilmelidir. . Az yağlı veya yağsız süt ve yoğurt tüketimine özen gösterilmelidir. Kan şekerini hemen yükselten şeker, şekerli ve hamurlu besinler yerine muhallebi ve sütlaç gibi sütlü tatlılar tercih edilmelidir. Özel gün ve toplantılarda pasta, tatlı ve şekerleme tüketiminden olabildiğince kaçınılmalıdır.

Sigara, alkol, aşırı çay ve kahve tüketimi herkes için özellikle de yaşlı kişiler için sağlık sorunlarına davetiye çıkarmaktadır. Ihlamur, taze sıkılmış meyve suyu, ayran ve çorba yaşlı bireyler için uygun içeceklerdir. Her yaş grubunun dikkat etmesi gereken diğer bir önemli nokta ise alışveriş yaparken sağlığınızı düşünmeniz gerektiğidir. Alışverişe tok karnına çıkın ve evde bir liste hazırlayın listenin dışına çıkmayın.

Daha öncede bahsettiğim egzersiz konusuna tekrar değinecek olursak egzersiz yapmak kalbi korur, kemikleri korur, sizi gençleştirir ve daha zinde hissetmenizi sağlar. En önemlisi de mutlu ve pozitif olun. Her yaşın ayrı bir güzelliği var keyif almayı unutmayın.

Bu makale 9 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dyt. Cansu Teke

Etiketler
Yaşlanma karşıtı
Uzm. Dyt. Cansu Teke
Uzm. Dyt. Cansu Teke
Kırşehir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube