Varis hastalığı ve güncel tedavi yöntemleri

Varis hastalığı ve güncel tedavi yöntemleri
“Toplumda yaş gruplarına göre % 4,5-% 55 sıklıkta görülen varisin, Türkiye'de etkilediği düşünülen kişi sayısı yaklaşık 10 milyondur.”
Varis nedir? 
Bacaklarda yüzeyel toplardamarların düzensiz bir biçimde uzayarak büklümlü genişlemesi ve kıvrımlar oluşturması varis olarak adlandırılır. Varis sözcüğü Latince Varix (kıvrım yapmış damar) kelimesinden türetilmiştir.
Varis vücuttaki hangi sorundan kaynaklanıyor? Toplardamarın görevi nedir? 
Vücuttaki kirli kanı taşıyan toplar damarların içindeki kanın yerçekimini yenerek kalbe dönebilmesine yardımcı olan ven kapakçıklarının yetersizliği, ven duvarlarının zayıflığı ve doğuştan damar hastalıkları varisin yapısal nedenlerinin temelini oluşturur. Başka bir deyişle vücudumuzda kullanıldıktan sonra toksikmaddelerle kirlenen-oksijenini yitiren kanı kalbe taşıyan damarlar olan toplardamarların,  taşıyıcı görevini yapamaması sonucu damarlar genişler, deforme olur ve bazen ciltte daha belirgin hale gelerek bazen de görsel bir belirti vermeden sadece bazı yakınmalara yol açarak varis ortaya çıkar.
Varis neden oluşur? Kimler varis riskiyle karşı karşıya? 
Aşağıda saydığımız varis oluşumunun birçok nedenleri arasında en büyük rolü genetik, yani ailesel miras rol oynar. Ailesinde varis olanlar bu konuda özellikle daha duyarlı olmalı, varsa çocuklarını da takip altında tutmalıdırlar.
o    Genetik, ailesel geçiş
o    Obesite
o    Kadınlık hormonu taşıyor olmak veya tedavi için hormon kullanmak
o    Gebelik (özellikle çok doğum yapmış olmak)
o    Yaş; Her yaş gurubunda görülebilse de ileri yaşlarda görülme sıklığı artar
o    Yaşam Tarzı: Uzun süreli sabit oturuşlar veya sabit ayakta duruşlar
o    Mesleki: Öğretmen, iş adamı/kadını, pilot/hostes, doktor/hemşire, sekreter, memur, ev kadını gibi mesleki pozisyon hatalarından
o    Flebit gibi damar iltihaplanmaları sonrası
o    Derin Ven Trombozu nedeniyle olan damar hasarı
o    Travma: Bacaklara yönelik ameliyata veya kazalara bağlı hasarlardan
o    Tümörler
o    A-V şantlar ve bazı doğuştan gelen hastalıklar
Varis sık görülüyor mu? 
Toplumda yaş gruplarına göre % 4,5-% 55 sıklıkta görülen varisin, Türkiye'de etkilediği düşünülen kişi sayısı yaklaşık 10 milyondur.Kadınların bu hastalığa yakalanma ihtimali erkeklere oranla 3-4 kat daha fazladır. Buna kadınların gebelik durumları da eklenince oran 2-3 kat daha artmaktadır. Bunu şu şekilde de açıklamak da mümkündür; Çevremizdeki her beş kişiden biri varislidir.
Maalesef Bu varisli toplum kesiminin birçoğu ya farkında olmadıkları için veya çözümünün olmadığı kanaatinde olduklarından tedavi arayışı içinde değillerdir.
Varisin türleri var mı? 
Vücudumuzda değişik bölgelerdeki toplar damarlarda oluşabilen varisler bulundukları organa/yere göre çeşitlilik gösterirler:
A) VULVAR VARİS : Kadın genital organlardaki varisler olup buvarislerin oluşum nedenleri ve tedavisi bacak varisleri gibi yapıldığından konumuza dahil edildi. 
B)  ÖSEFAGUS (yemek borusu) VARİSİ: Sebepleri, oluşumu ve tedavisi tamamen farklıdır ve mutlaka değerlendirilmeye alınmalıdır.Gastro enterolojinin uzmanlık alanına girmektedir.
C) VARİKOSEL:Testislerin toplar damarlarında genişleme şeklinde olan bir tür varistir; Ürolojinin uzmanlık alanına girmektedir.
D) HEMOROİD: Her nekadar son dönemde hemoroidde asıl problemin damar genişlemesi değil daha çok taşıyıcı bağ dokusunda zayıflık ve hasar olduğu kabul edilse de makat bölgesindeki toplar damarlardaki genişleme varis tanımlamasına uymaktadır. Genel Cerrahi ve Gastro Enterolojinin uzmanlık alanına girmektedir.
E) BACAK VARİSLERİ:Yerçekimi etkisi ile bacaklarda daha sık rastlanan varisler değişik şekillerde karşımıza çıkar:  
1. Spider anjiomları ve telenjiektaziler: Örümcek ağını veya yıldızı andıran, ciltte yüzeyel yerleşim gösteren, 1 mm veya daha az çaptaki varislerdir. Elle hissedilmezler. Mavi veya kırmızı çizgisel renk değişiklikleri olarak görülürler. Bu çizgisel oluşumlar tüm bacağı sarabilirler.
2. Retiküler varisler: Ciltten hafif kabarık, çapları 4 mm’ den küçük olan mavi, mor renkli, elle hafifçe hissedilebilen varislerdir.
3. Yüzeysel ana varisler: Elle ve gözle kolayca fark edilebilen, 4 mm’den büyük çaplı, cilt altında seyreden varislerdir.
4. Büyük Toplar Damar Varisleri: Büyük ve küçük safen venleri denilen büyük toplar damarların seyirleri boyunca görülen büyük, geniş kıvrımlar oluşturan ve damarın kendine ait yeşilimsi renginin yansımasının görüldüğü varislerdir.
5. Derin Varisler: Toplar damar sisteminde derinden seyreden, yani buzdağının altından kaynaklanan varislerdir.
6. Kombine tipler: Birkaç değişik varis tipinin bir arada bulunmasıdır
Varisin dereceleri var mı? 
Hastalığın süresi, yaygınlığı, oluşturduğu yakınmalarla, cilt ve cilt altı dokularda oluşturduğu değişiklikler ve varisten gelişmiş sorunlar eşliğinde sınıflandırmalar yapılır. Bu kriterlere göre de kişiye özel korunma ve tedavi planları düzenlenir.
Variste belirtiler nelerdir? 
· Ağrı:Bu ağrı tüm bacağı ve özellikle diz altı bölgeyi etkileyen derin, künt ve bacağa ağırlık hissi veren bir ağrıdır. Uzun süre ayakta kalmakla artar ve bacağı yukarı kaldırmakla azalır. Yorgunluk ağrısı olarak da ifade edilebilir.
· Kaşıntı:Bacak kaşınabilir ve sıcaklık, yanma hissi ve bazende zonklama olabilir. Genelde varisli damarların üzerinde olur ve yaygın bir his olmasa da bazen cilt değişiklikleri olduğunda ayak bileğine sınırlı olabilir.
· Ayak bileğinde şişme:Özellikle akşamları,sıcak havalarda veya adet dönemlerinde ayak bileklerinde hafif, orta bazen de ileri dereceli şişlikler belirir.
· Gece krampları:Yaygın bir şikayet olup varis harici kalsiyum, magnezyum eksikliği, kansızlık, huzursuz ayak sendromu gibi durumlarda da karşımıza çıkabilir. Uzun süreli ayakta kalmak veya oturmak, adet dönemleri ve sıcak havalarda ağrı, kaşıntı, şişme, dolgunluk, gece krampları yakınmaları artar ve bu da varis hastalığı tanısını destekleyen önemli bir durumdur.
 · Bacaklarda Yorguluk,  gerginlik hissi
 · Yüzeyel tromboflebitler: Yüzeyel varisli toplardamarların yüzeysel pıhtılaşması sonucu üstünde bulunan cildin enflamasyonuna (bakteri olması gerekmeden oluşan vücudun bölgesel cevabıdır) neden olur. Kendiliğinden oluşabileceği gibi toplardamara hafif bir travma, hareketsizlik veya uzun süreli yolculuklar sonucu da oluşabilir. Gizli tümörler gibi diğer nedenler de unutulmamalıdır. Akut dönmede cilt kızarık, sıcak ve çok hassastır. Aradan zaman geçince sert hassas olmayan damar üzerinde kalıntı ciltte renk değişikliğine neden olur. Sonuçta toplardamar yeniden açılabilir (rekanalize) ve süreç kendini tekrarlayabilir.
· Ayak bileği cilt değişiklikleri: Bu değişiklikler hafif hemosiderin pigmentasyonundan (renk değişikliği), varis egzamasına, lipodermatoskleroz ve açık yaraya (ülser) kadar değişebilir.
· Kanama: Yüksek ayak bileği basınçlarının olduğu durumlar da hassas cilde hafif bir travma olduğunda büyük kanamalar olabilir. Benzer şekilde belirginleşmiş bir damara olan bir travma da aşırı kanamaya neden olabilir.  
Kişi hangi şüpheyle doktora başvurur? 
Yukarıdaki yakınmalardan bir veya birkaçının mevcut olduğunu düşünen hastalar, ailesinde varis olanlar veya bacaklarında alışageldikleri görüntünün haricinde damar oluşumları veya cilt değişiklikleri gören kişilerin varis taraması (veya en azından  Varis Testi) yaptırmasında yarar vardır kanısındayım.
Böyle bir sorunu olan hasta hastanelerin hangi bölümlerine başvurmalı? 
Bu tarz yakınmaları olan kişilerin varis konusunda uzmanlaşmış Kalp Damar Cerrahlarının denetiminde kurulmuş teşhis ve tedavi merkezlerine (Varis Merkezi vb.) başvurmalarında yarar vardır.
Varis mutlaka tedavi edilmeli mi? 
Gündelik yaşamımızı etkileyen yakınmalara yol açan varislerin tıbben tedavi edilmesi gerektiği gibi sadece kozmetik yakınmalara yol açan varislerin de tedavisi taraftarıyım. Bunun en önemli nedeni eğer gündelik yaşamı psikolojik yönden etkileyecek  kozmetik varis mevcutsa tedavisi de gerekmektedir kanaatindeyim. Çünkü yaşam kalitemizi bozacak hiçbir şeye bilerek izin verecek lüksümüz yok. Hele ki önlenmesi mümkünse….
Varis tekrarlayan bir hastalık mı? 
Varis hastalığında en önemli nokta tedavi yapılmasının gerekliliğini bilmek kadar korunmayı da bilmek gerekmektedir. Çünkü hekim olarak varisli damarı tedavi de etseniz o anda varisli olmayan toplardamarların da ileride varisleşmesi mümkündür (hastanın risk faktörlerine bağlı olarak).
Varis Tedavi edilmezse ne olur? 
Varislerin tedavi edilme gerekliliği tedavi edilmemiş varislerin neden olabileceği sorunlar bilindiği zaman önem kazanır. Sonuçta bacaklarda görülen hafif mor damarlar hastaya pek estetik kaygı vermese de bunların tedavi edilmemesi sonucu bakın neler olur:
o    Dolaşım bozukluğuna bağlı cilt hastalıkları (varis de bir dolaşım bozukluğu hastalığıdır - staz dermatiti)
o    Cilt altında kalınlaşma – cildin kendisinde incelme (patoloji bulgusudur, hasta fark etmez).
o    Cilt yaraları ve/veya varis kanamaları (tedavi edilmemiş varislerde uzun sürede oluşabilecek sorunlardır, tedavisi skleroterapi gibi basit olmayacaktır).
o    Kronik venöz yetersizlik (toplar damarda kalıcı hastalıklar).
o    Yüzeysel trombofilebit (toplar damarda bir çeşit iltihabi tıkanıklık).
o    Estetik kaygılar sonucu oluşabilecek psikolojik rahatsızlıklar (kendine güvensizlik, memnuniyetsizlik gibi).
Varis teşhisi nasıl konuluyor? 
Varis teşhisi günümüzde kolaylaşmıştır. Varis hastalarında hastanın özgeçmişi, geçirdiği hastalıklar, ailesinde varisin mevcudiyeti, yakınmaları ve muayene bulguları tanıda önemli yer tutar. Muayene sırasında yapılacak Trendelenburg ve Perthes Testleri varisleşen damar sisteminin temel bölgelerini belirler. Muayene sonrası yapılan el dopleri tetkiki ve Renkli Dupleks Ultrasonografi ile her hastaya özgün Varis Haritasının çıkartılması varisde % 99'lara varan teşhis olanağı sağlar. Bu tetkikler hasta konforunu bozmaz, ağrılı ve girişimsel yöntemler değildir.
Tedavi seçenekleri nelerdir?
1. Klasik Varis Operasyonu:
2. Mikro Flebektomi:
3. Skleroterapi (İğne Tedavisi):
4. Köpük Tedavisi:            
5. Lazer Tedavisi:
a) Yüzeysel Lazer:
b) Endovenöz Lazer Ablasyon (EVLA, Damar İçi Lazer Tedavisi):
6. Radyo Frekans Dalgaları ile Ablasyon
Lazer tedavisi nedir? Lazer tedavisi hangi tür varislere uygulanabilir? 
Lazer tedavisinde temel prensip hastalıklı damara özgü dalga boyundaki enerji uygulamasıyla hastalıklı damarı devre dışı bırakmaktır. Lazer tedavisinin yüzeysel (cilt) varislerinde ve halk arasında iç varis diye bilinen varis tipleri olmak üzere iki değişik uygulaması vardır.
Lazer damar içine nasıl uygulanıyor? 
Daha önceleri klasik operasyonla ekarte edilebilen ileri derecedeki varislerin bir çoğu günümüzde EVLA (Endovasküler Lazer Ablasyon; Damar İçi Lazer) tedavisiyle ortadan kaldırılabilmektedir. Bu yöntemde hasta konforu en ön planda tutularak makarna çubuğu kalınlığında bir lazer kateterinin ultrason eşliğinde hasta damarın içine lokal anestezi ile yerleştirilmesini takiben hastalıklı damarın lazer ışığıyla devre dışı bırakılması temeline dayanmaktadır.
Açık cerrahiden farkı  ne? İşlem ne kadar sürüyor?
Damar içi lazer  (EVLA) yönteminin cerrahiye üstünlükleri aşağıda sıralanmaktadır:
o    Hasta güvenliği ve memnuniyetine en iyi hizmet  eden Lazer dalgalarından oluşması (Nd Yag:1064 vb.)
o    Genel anestezi yok (Tümessant anestezi denilen lokal uyuşturma  ile yapılıyor)
o    Hastane yatışı yok
o    Girişimden 1-2 saat sonra hasta yürüyerek klinikten ayrılabilir
o    Kısa işlem süresi (45 dakika)
o    Güvenli
o    Ağrısız
o    Başarı oranı (%95-97)
o    Başarılı kozmetik sonuçlar
o    Cerrahi girişimden daha ekonomik
Herkese yapılabiliyor mu? 
İşlemin yapılmasına engel teşkil edecek damar yapısı mevcut olmayan her hastaya uygulanabilir. Yani lazer kateterinin girebildiği ve ilerletilebildiği her vakada kullanılabilir. Tabi ki bu noktada daha önemli bir şart var: o da hastanın seçimidir. Hastaya uygun yöntemi önermek kadar eğer tıbben fark yoksa son kararın hastaya ait olduğunu da unutmamamız gerekir.
Yan etkileri var mı? 
Damar İçi Lazer ile varis tedavisi sonrası yan etkiler oldukça nadirdir. Bazen hastalar lazer yapılan hat boyunca kızarıklıktan şikayetçi olabilirler. Bazen işlem sonrası erken dönemde lazer uygulanan damar deri altında hafif ağrılı bir sertlik şeklinde hissedilebilir. Bu birkaç hafta içinde kaybolur. Hastalar çok nadiren lazer uygulanan toplar damar üzerindeki deride uyuşukluktan yakınabilirse de, bu durumda birkaç hafta içinde düzelir.
Deri lazeri nasıl yapılıyor? 
Küçük orta boy yüzeysel varislerde (kozmetik ve yakınmaları gidermek amaçlı) hasta memnuniyeti sağlayacak bir tedavi yöntemidir. Özellikle halk arasında kılcal damar genişlemeleri olarak bilinen spider ven ve telenjiektazilerde Nd-YAG lazerin küçük başlıkları ile mükemmel başarı elde edilmektedir. Uygulama sadece 15-20 dakika sürmektedir ve Skleroterapi yöntemiyle birlikte kullanarak daha başarılı sonuçlar almak mümkündür.
Bu yöntemde kullandığımız lazerin en önemli yararı yaz kış uygulanıyor olması ve her cilt tipinde kullanılabilmesidir.
 
Tedaviden sonra nelere dikkat edilmeli? 
Hastalar işlemden hemen sonra gündelik yaşamlarına dönebilir, spor aktivitelerini gerçekleştirebilirler. Yürüyüşü her işlem sonrası öneriyoruz. Varis çoraplarını düzenli kullanmaları hem tedavinin başarısını arttırıyor hem de yeni gelişebilecek varislere karşı da korunma sağlanmalıdır. Lazer işlemi sonrası güneşlenmeyi 1 hafta kadar önermiyoruz sonrasında da normal koruyucu güneş kreminin yeterli olduğunu düşünüyoruz.
Lazer tedavisi ciltte yanıklara yol açabilir mi? 
Konusunda uzman olmayan kişilerce yapılan lazer uygulamalarında yanık, kalıcı lekelere rastlamak mümkündür.
İğne tedavisi nedir? Nasıl yapılıyor? 
İğne Tedavisinde (Skleroterapi) amaç damar içine sklerozan (kurutucu) madde vererek yüzeyel venlerin kurutulmasını sağlamaktır. İnce ve orta kalınlıktaki varislerde mikrofine (çok ince) iğnelerle hasta damarın içine sklerozan (kurutucu) madde verilerek varis ortadan kaldırılır. Anestezi ve cerrahi bir kesi gerekmez.Kozmetik amaçlarla 1mm olan lezyonlarda da artan oranlarda kullanılmaktadır. Yöntem ağrısızdır ve 15-20 dakikalık uygulama sonrası gündelik yaşama dönülebilir.
Bu yöntemde kullanılan kurutucu ilacın köpürtülerek damara uygulanmasına da Köpük Tedavisi denmektedir ve daha kalın damarlarda kullanılmaktadır.
Yan etkileri var mı? 
İğne tedavisinde çok nadiren gelişen ve çoğu zaman kalıcı olmayan yan etkileri şöyle sıralayabiliriz:
· Damarın tam kapanmaması, tekrar tedavi gerektirmesi
· Yer yer morarmalar (1-2 hafta)
· Kapanan damarın sert  bir biçimde ele gelmesi (15-20 gün)
· Kapanan damarın yerinde hafif  kahverengi pigmentasyon (Lekeler genelde 1-6 ayda kaybolur)
· Tedavi edilen bölgede "matting" (çok ince kırmızı damarlardan oluşan lekeler)
· Allerji
Başarı oranı nedir? 
İğne tedavisinin başarı oranını arttırmak ve yan etkilerini azaltmak amacıyla yüzeysel (cilt) lazeriyle kombine olarak (Hibrid Tedavi) kullanmaksonuçlarımızı oldukça olumlu etkilemektedir. Hibrid Tedavi yönteminde tıbbi başarı %80-95’ lere, kozmetik başarı ise % 60-90’lara ulaşmaktadır. Bu sonuçlar varisin ne kadar süredir var olduğu ve altta yatan diğer etkenlere bağlı olarak değişmektedir.
Ne kadar süre tedavi gerekiyor? 
Varislerin yaygınlığına ve ne kadar süredir mevcut olmasına bağlı olarak 1-8 seans (15-20 dakikalık) gerekir. Bu noktada benim önem verdiğim ne kadar kısa sürede tedavi ettiğimizden daha fazla üzerinde durduğum ne kadar iyi sonuç elde edebiliyor olmaktır.
Ses dalgalarıyla tedavi nedir? 
Lokal veya bölgesel anestezi ile uygulanır. Küçük bir açıklıktan ince bir iğne ile damar içine girilir. Buradan radyofrekans kateteri Doppler US eşliğinde damar içine yerleştirilir. Yerleştirilen kateter üzerinden damar duvarına radyofrekans enerji uygulanır. Radyofrekans enerji damar duvarını ısıtırak kapanmasına neden olur. Uygulama ve sonuç olarak Damar İçi Lazer (EVLA)  yönteminden farkı yoktur.
Cerrahi tedavi ne zaman devreye giriyor? 
Günümüzde daha nadir kullandığımız cerrahi yöntem, diğer tedavi yöntemlerinin kullanılamadığı ileri evre varislerde, mikro cerrahi yöntemlerle varisli damarların devre dışı bırakılmasıdır. Cerrahi girişim öncesi ultrasonla hastanın varislerinin haritası çıkartılarak bacaklarında gerekli işaretlemeler yapılır. Böylece ameliyatta çok küçük (2-3 mm) noktalardan varisler çıkartılır (dikiş kullanılmamaktadır). Sadece kasık çizgisinde 2cm.lik bir yerden ana hastalıklı damar çıkartılarak kozmetik olarak kapatılır. Hasta 1 saatlik ameliyatını olduğu gün evine gidebilir ve normal yaşantısına 2-3 günde dönebilir.
Bacakta yaralar varsa ne olacak? 
Varise bağlı gelişebilen venöz ülser dediğimiz yaralarda altta yatan hastalığı tedavi etmediğimiz müddetçe çoğu zaman yaralar kapanmakta gecikirler. En inatçı yaralardan olan bu ülserler özel çoraplar, yara örtüleri, ilaçlar ve gerektiğinde lazer girişimiyle tedavi edilebilirler.
Varis çoraplari ne ise yarar? Kaç tür varis çorabı  var? 
Varise ve kronik venöz yetmezlikte uygulanan yöntemlerin hiç birisi tek başına varis çorabı (Kompresyon Tedavisi) uygulaması olmadan başarılı olamaz.Bu nedenle varis çorabı uygulamaları venöz yetmezlik tedavisinde altın standart olarak kabul edilebilir.
Varis çorapları ayak ve bacağı saran kuvvetli elastik (çoğu zaman doğal kauçuk dokuma) materyalden yapılmıştır. Ayağı ve bileği daha sıkı, baldır ve uyluğu ise daha gevşek sarar. Bu sayede baldır adeleleri daimi olarak sıkıştırılmıştır. Baldır adaleleri yürüme esnasında kasıldığında çorap kanın kalbe doğru pompalanmasını destekler , aşağıda birikmesini engeller.
Temelde 5 basınç gurubu altında ve 4 değişik uzunlukta  olmak üzere varis çorapları sınıflandırılabilirler.
Varis çoraplarını kimler kullanabilir ve nasıl alabilirler? 
Varis çorapları varis teşhisi konmuş kişilerde veya risk guruplarındakileri korumak amacıyla kullanılabilir.  Varis çorapları mutlaka doktorlardan alınan kişiye özel basınç, boy ve ölçüleri içeren reçetelerle sadece yetkili bayilerden alınması gerekir. Rastgele alınan çorapların yararı olmadığı gibi zararı bile dokunabilir. ABD’de doktor reçetesi olmayan hastalara varis çorabı satılmadığı gibi satan bayilerin lisansı iptal edilir.
Varis çorabını ne zaman giymek gerekiyor? 
Varis çoraplarını doktor aksini söylemediği müddetçe sabah yataktan kalkmadan giymek ve yatarken çıkarmak gerekir. Eğer sabah çoraplar giyilmeden kalkıldıysa ve günün herhangi bir zamanında giyilmeye karar verilirse yatar pozisyonda bacaklar    2 dakika havada tutulduktan sonra giyilmesi uygun olur.
Burada en önemli nokta varis çorabını hastalarımızın bir ceza gibi görmek yerine hayatlarını kolaylaştıracak ve koruyacak (diş fırçalama benzeri)  bir yöntem gibi benimsemeleridir.
Varis sadece bacakta mı  görülüyor?
Varisler vücutta toplardamarların bulunduğu her yerde gelişebilir. Yerçekiminin etkisiyle bacaklarda daha sık rastlarız .
Varis ilaçla tedavi edilemez mi? 
Varisli damarları tedavi edecek hiç bir ilaç yoktur. Bunu özellikle vurgulamamın nedeni bazı çevrelerce doğal ya da tıbbi ilaçların varisi tedavi ettiği gibi yanlış bir kanı oluşturabilecek açıklamaları varis hastalarının maalesef geç tedaviye gelmelerine yol açmaktadır. Varis hastalarının yakınmalarını azaltacak, tedavi sürecini kısaltacak destek olarak kullandığımız ilaçlar mevcuttur ama tek başına kesinlikle çözüm değildirler.
Varislerde yararlı doğal ürünler var mıdır?
Asıl varis tedavisine destek olabilecek veya koruyucu olarak doktor tavsiyesiyle önerilebilecek birkaç ürün mevcuttur:
At kestanesi tohumu özütü: Bu oral bileşik Avrupada hemoroid, varis, siklik ödem ve yorgun bacakların tedavisinde kullanılır.
Gotu Kola: Centella asiatica bitkisinden elde edilir. Çin’ de 2000 yıldan beri bilinen Ayurvedik bir bitkidir. Hintliler bu bitkiyi cilt iltihaplanmalarında ve diüretik olarak kullanmışlardır. K vitamini, magnezyum ve kalsiyum bakımından zengin olan Gotu Kola; kan dolaşımını düzenleyerek varis ağrılarını ve bacak kramplarını gidermeye yorgunluk etkilerini hafifletmeye, beyin fonksiyonlarını desteklemeye yardım eder.
Grape seed (Üzüm tohumu): Üzüm çekirdeği, özü ve kabuğundan elde edilerek kurutulmuş ve toz haline getirilmiş, damar geçirgenliği ve kırılganlığının azaltılmasındaki etkileri ile ödem ve kanamaları engellemeye yardımcı etkileri olan çok güçlü antioksidandır. İçerdiği yüksek oranlı flavinoidler hücreleri çevresel zararlardan korurlar. Damar sistemine etkisiyle venöz yetmezlik, varis, kapiller frajilite, morarma ve berelenme ile retina bozuklukları gibi venöz ve kapiller bozukluklarda kullanılır.
Varisli hastalarda sülük tedavisinin yeri var mı?
Sülük kan emebilmek için salgıladığı bazı enzimler ile bölgesel olarak kanın sulanmasını ve dolaylı olarak geçici dolaşım artışını sağlar. Varisli hastalarda çok özel durumlarda ve çok nadiren doktor kontrolünde uygulanma alanları vardır. Ancak bunun haricinde gereksiz ve kontrolsüz uygulamalar geri dönüşü olmayan sonuçlara yol açabilir.
Varisi olanlar nelere dikkat etmeli? 
Kişiye özel koruyucu hekimlik,varis hastalıklarının gelişmesinin önlenmesinde ve gelişmiş varislerin ilerlemesinin yavaşlatılmasında çok önemli bir yer tutar.
Güneşli/sıcak ortamlardan uzak durmak, uzun süreli ayakta durma veya uzun süreli oturma zorunluluğu olan mesleklerde uygun egzersizler ve koruyucu varis çoraplarının kullanılması, aşırı kilolardan kaçınmak, varis oluşturabilecek risk faktörlerinin saptanıp nedene yönelik önlemlerin alınması varis hastalıklarının günümüz yaşam temposunun bir parçası olmasını engellemeye yardımcı önlemler arasında sayılabilir. 
Varislerin tedavisinde yanlış bilinen bir bilgiyi hastalara mutlaka anlatmamız gerekir: Hastalar varisleri ortadan kaldırılırsa ileride by pass ameliyatı gerektiğinde kullanılacak bu damarlardan yoksun kalacaklarını düşünürler. Ancak bu yanlış bir bilgidir, çünkü bacaklarda bile işe yaramayacak kadar hasta bir damarı kalbe nakletmek zaten mümkün değildir. Kaldı ki vücudumuzda bu amaçla kullanabileceğimiz başka damarlar da vardır.
Varis hamilelerde daha mı  çok görülüyor? 
Gebelerde kılcal varis gelişme oranı bazı çalışmalarda %60’ları buluyor. Gebelik öncesi varisi olmayan her 100 anne adayından gebelik sonrası kalıcı varis sorunu yaşayanların sayısı 4-10 olarak  karşımıza çıkar.
Gebelikte Varisi Tetikleyen Nedenler 
o    Gebelerdeki hormonal değişiklikler nedeniyle ve (toplar damar) duvarlarının gerilme/genleşme yatkılığı artar.
o    Bebeğin ve rahmin büyümesi kalbe geri dönüş yolunda pelvis (leğen kemiği) içinde bası oluşturur.
o    Gebelikte vücutta artan kan/sıvı miktarını bacak damarlarında daha fazla basınç oluşturması
o    Hiperlordozis (L5-S1):Bel kemiğinde gebelik nedeniyle oluşan eğrilik 
o    Çoğul gebelikler
o    Gebelik öncesi varisin olması
o    Obesite/ gebelikte fazla kilo alımı
o    Varisten korunma önlemlerinin alınmaması  
Bu varisler doğumdan sonra geçiyor mu? 
Gebelik öncesi varisleri olan anneler gerekli önlemleri almazlarsa doğum sonrası varisleri artmış olarak karşımıza çıkarlar.
Gebelik öncesi olmayıp gebelikte varisleri oluşan annelerin doğumdan 2 ay sonrasında büyük çoğunluğunun varisleri yok olur. Bu süreden sonra varisleri halen devam edenler mutlaka uzman hekime başvurmalıdırlar.
Gebelikte Hangi Varisi, Ne Zaman Tedavi Etmek Gerekir?
Hamilelikte varisler tedavi edilmemelidirler (özel durumlar haricinde):
o    Doğumdan 2 ay  sonra bile kaybolmayan varislerde,
o    Doğum sonrası varis şikayetleri devam eden varislerde,
o    Kozmetik sorun yaratan varislerde
o    Doğumu takiben 3. aydan itibaren tedaviye başlamak gerekmektedir.
 
Saygılarımla
Op. Dr. Mustafa Kemal Çalık
Kalp Damar Cerrahisi Uzmanı


 

 
 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Mustafa Kemal Çalık

Uzmanlık İstanbul Üni Kardiyoloji Fakültesinden alınmıştır. 

Op. Dr. Mustafa Kemal Çalık
Op. Dr. Mustafa Kemal Çalık
İstanbul - Kalp Damar Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube