Varis

Varis

Varis

Varis nedir?

 

Varis toplardamarların kalıcı olarak genişlemesi, kıvrılması ve uzamasıdır.Yetişkin nüfusun %15-20 sinietkiler. Kadınlarda erkeklere oranla 2-4 kat daha fazla görülür. Ailesel geçiş oranı %50 den fazladır. 20-70 yaş arası kadınların %55' i varislerden şikayetçidir. 

Varisler esas olarak toplardamar sisteminin hastalığıdır. Toplardamar sisteminin görevi dokulardan alınan kanın kalbe taşınmasıdır. Atardamarların aksine toplardamarların içinde hassas kapakçıklar bulunur. Bu kapakçıklar yerçekiminin etkisine rağmen kanın kalbe doğru tek yönde hareketini sağlayıp geri kaçışı önlerler ve insan ayakta olsa bile toplardamar drenajı sağlanır. Ayakta sabit olarak çok fazla duran bireylerde ise bu kapakçıklar bozulur ve varis gelişebilir. 

 

Varis kimlerde görülür?

 Bu hastalık grubunda bazı kimseler daha fazla risk altındadır. Özellikle hareketsiz ve sürekli oturarak çalışmayı gerektiren günümüz çalışma koşulları, çalışan kadınların büyük bir bölümünü varis hastalığı açısından riskli gruba sokmaktadır. Hamilelik ve şişmanlık da varis hastalığına olan yatkınlığı artırmaktadır. Ayrıca doğurganlık çağındaki kadınların kullandığı doğum kontrol hapları ve menopoz sonrası kadınların kullandığı hormon tedavileri de hastalığın gelişimine yatkınlık oluşturan diğer faktörler arasından sayılabilir.

 

Varis hastalığında şikayetler nelerdir?

Çapı 1 mm civarında olan genişlemelere kılcal varis denmektedir. Kılcal varisler genelde görüntü bozukluğu dışında bir yakınmaya yol açmazlar. Özellikle çapı 3-4 mm üzerinde olan varislerde ise görüntü bozukluğuna ek olarak belirgin yakınmalar başlar. Uzun süre ayakta kalma sonrası bacakta ağrı, şişme, hassasiyet ve ağırlık hissi oluşabilir. Hastalar bacakta sürekli bir sızlama olduğunu ve dinlenseler de kolay kolay geçmediğini farkederler. Bu yakınmalar günün sonuna doğru çok belirgin hale gelir.
Geç dönem varis hastalarında özellikle ayak bileği iç tarafında şişme ve siyaha yakın renk değişikliği başlar. Bu alan kaşıntılıdır ve yara açılabilir. Bu yaralar tipik olarak geniş, ancak derin olmayan yaralardırTedavi çok güçtür. Açılan bu yaraların kapanması için uzun süren pansumanlar gereklidir ve tedavi hayat boyunca süregelir. Tedavi edilmeyen varislerde gelişebilecek bir diğer komplikasyon enfeksiyondur. Varis kanın göllendiği alandır ve kan mikroplar içinde çok iyi bir beslenme ve çoğalma ortamıdır. Enfeksiyon gelişirse bu alanda kızarıklık, bölgesel ısı artışı, hassasiyet ve şişlik oluşur.

 

Varis hastalığında genel yakınmalar bacaklara kramp girmesi, ayaklarda yanma, ağrı, ağırlık hissi, bazen uyuşma, kaşınma, görüntü bozukluğu şeklinde özetlenebilir. Hastalar bacakta sürekli bir sızlama olduğunu ve dinlenseler de kolay kolay geçmediğini farkederler. Bu yakınmalar günün sonuna doğru çok belirgin hale gelir ve hastalar ayakkabılarının dar geldiğini tanımlar. Bayan hastalarda adet dönemlerinde yakınmalar belirgin olarak artar. Bu hastalık “venöz yetmezlik” olarak tanımlanır ve 6 ana grupta incelenebilir. Bu ana gruplar şunlardır

 

Derece O: Görülebilen toplardamar hastalığı yok

Derece 1: 1-3 mm çapında ince varisler

Derece 2: Çapı 4 mm üzerinde olan gerçek varisler

Derece 3: Bacakta şişlik

Derece 4: Ciltte kahverengi-siyah değişiklikler

Class 5: Cilt değişiklikleri ve ayak bileği çevresinde iyileşmiş yara

Class 6: Açık yara olması (hemen daima ayak bileği içi tarafında)

Tanı nasıl konulur?

 

Varis hastalığının tanısını koyabilmek için dikkatli bir öykü almak ve muayene yaptıktan sonra günümüzde en sık kullanılan yöntem ultrasondur. Bu yöntem ile gözle görülemeyen derin toplardamarlar incelenebilmekte, kapak yetersizliği değerlendirilebilmektedir. Varis tedavisi öncesi altta yatan tüm sorunları anlayabilmek için Doppler ultrason gittikçe daha sık kullanılmaktadır. Bu yöntem ağrısız olup iğne kullanılmamaktadır. Pahalı bir inceleme değildir. Sık sık tekrarlanabilir. Üniversitemiz hastanesine her yıl binlerce varis hastası başvurmakta ve bu hastaların çok büyük kısmına doppler ultrasonografi uygulanmaktadır.

 

Varisten korunma yöntemleri nelerdir?

Varis veya venöz yetmezliği tanısı konulmuş kişilerde bacak baldır kaslarının çalıştırlması çok önemlidir. Bu kaslar çalışarak damarları sıkıştırmakta ve kanın kalbe dönüşünü kolaylaştırmaktadır. Dolayısı ile varisli hastalar bacak kaslarını çalıştıracak egzersizler yapmalı,uzun süre ayakta sabit kalmamalı ve uzun süre oturur pozisyonda kalmamalıdırlar Hastalarımıza genel öneriler ayaklarını biraz yukarıda tutarak uzanmaları veya hızlı tempoda  yürüyerek baldır kaslarını çalıştırmalarıdır.

 

Uzun süre oturmanın ve ayakta durmanın her zaman önüne geçilemeyeceğini durumlarda Parmak uçlarında yükselip alçalmak ve otururken ayakları aşağı yukarı hareket ettirmek faydalıdır 
İsyerinde veya uzun yolculuklarda arada bir arabayı durdurarak uçak, otobüs yada trende ise ayağa kalkarak kısa yürüyüşler yapmak son derece faydalı olacaktır.

Ayaklarıı mümkün oldukça yukarı kaldırarak damarlardaki basıncı hafifletmek önemlidir. Gün boyunca ayakları arada bir, tabureye, ya da masa kenarına koymak yardımcı olacaktır. Varis hastaları aşırı sıcaktan kaçınmalı. Çok sıcak suyla banyo yapmamalı, hamam, sauna kaplıca gibi ortamlardan kaçınmalıdır. Yine aynı şekilde güneşte uzun süre kalmamalı ve
Bacaklara ayaktan ve dış taraftan başlayıp yukarı doğru 15 sn süreyle her gün 1 veya 2 kez soğuk   duş yaptırmalıdır.

Varis hastaları aşırı kilodan kaçınmalıdır ve bazı durumlarda, mesela hamilelik süresince, ayaklar şiştiğinde veya varis damarları belirginleştiğinde hiç aksatmadan varis çorapları giyilmelidir.

Varis hastaları ayrıca şikayetleri için çeşitli ilaçlar kullabilirler. Doktor kontrolünde alınan bu ilaçlar kısa sürede şikayetlerde azalma sağlamaktadırlar.

Bu öneriler var olan varisleri engeller mi?

Hayır. Varolan varisleri engellemek için çeşitli yöntemler mevcuttur.

Kılcal damar varislerini yok etmek için çeşitli yöntemler uygulanır. Bu yöntemler hastanemizde mevcut olup varisli damarın boyuna ve genişliğine göre değişiklik gösterebilmektedir. Kılcal damar varislerinde genelde o damarı yok etmek için TC3000, skleroterapi, köpük skleroterapisi, lazer yöntemlerinden biri tercih edilebilir.

Bu yöntemlerden TC 3000 ince varislerin yok edilmesini amaçlayan, her cilt tipinde kullanılabilen bir cihazdır. Herhangi bir bölgede, her biçim ve renkteki ince varisler TC 3000 ile tedavi edilebilir. Özellikle, çok küçük çaplı ve skleroterapi yöntemiyle ulaşılamayan varisler için uygundur.

Cihaz, bir jeneratör ve sadece damara enerji verilmesini sağlayan çevredeki dokuya herhangi bir zarar vermeyen tek kullanımlık izolasyonlu nikel veya altın  iğnelerden oluşur. Ok küçük bu iğnelerin oluşturduğu termokoagülasyon ile kılcal damar varisleri yok edilmektedir.

 

Bir diğer yöntem olan Skleroterapide amaç damar içine sklerozan (büzüştürücü) madde vererek yüzeyel varislerin yok olmasını sağlamaktır.

 

Daha büyük varisler içinse cerrahi ya da son dönemde kliniğimizde de sıklıkla kullanmakta olduğumuz lazerle veya RF enerjisi ile büyük varislerin yok edilmesi mümkün olabilmektedir.

Bu yötemin avantajları Kanamaya neden olmaması, daha az travmatik olması ve işlem sonrası günlük aktivitelere hemen dönülebilmesidir. Her yöntemde olduğu gibi bazı yan etkiler görülebilir. Diğer tedavi yöntemlerine göre daha pahalıdır.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Tankut Akay

Etiketler
Varisin belirtileri nelerdir
Prof. Dr. Tankut Akay
Prof. Dr. Tankut Akay
Ankara - Kalp Damar Cerrahisi
Facebook Twitter Instagram Youtube