Vakum yardımlı kapama ile yara tedavisi

Vakum yardımlı kapama ile yara tedavisi

 

 

Bu yöntem özellikle plastik cerrahi açısından onarım imkanlarının kısıtlı ve riskli olduğu veya narkoz alınması mümkün olmayan durumlarda adeta hayat kurtarıcı bir yöntemdir. İyileşmesi çok uzun zaman alacak yatak yarası, şeker yarası gibi durumlarda veya tekrarlayan yaralarda iyileşmeye yardımcı olan bir tedavi yöntemidir. Vakum tedavisi sadece kaviter (oyuk, çukur şeklinde olan) yaralarda uygulanabilmektedir.

Yara bölgesini dış ortamdan tamamen izole edip özel bir makina ile oluşturulan subatmosferik basınçta yara iyileşmesi esasına dayanır. Yaraların iyileşmesindeki problemlerden biri de bölgenin kan akımının bozulmuş olmasıdır. Vakum tedavisi, lokal kan akımını yaklaşık 4 kat arttırarak hem iyileşme (granulasyon) dokusu gelişimine olumlu etki etmektedir, hem de bakteri sayısını azaltarak antibakteriyel etki sağlamaktadır. Ayrıca oluşturduğu negatif basınçla uygulamanın ikinci gününde bile farkedilebilen yara kontraksiyonu yani yaranın boyutlarında gözle görülebilir küçülme elde edilmektedir.

Yara iyileşmesini bozan bir başka problem de yara bölgesinde oluşan doku ödemidir. Vakum tedavisi ile ödem sıvısını azalmakta ve ödemin yara iyileşmesi üzerinde yarattığı kısır döngü kırılabilmektedir.

 

Hangi hastalıklarda vakum tedavisi kullanılabilir:

 

Vakum tedavisi ameliyat öncesi yarayı hazırlamak için kullanılabildiği gibi tek başına da kullanılabilir. Cerrahinin mümkün olmadığı veya riskli olduğu çoğu yatak yarasında olduğu gibi veya kişinin yara bakımının yeterince sağlanamadığı felç gibi durumlarda ve aşırı akıntı ve kokunun verdiği rahatsızlıkların kontrol altına alınamadığı durumlarda vakum tedavisi oldukça fayda sağlamaktadır.

Ayrıca artık süregenleşen ve klasik pansumanlarla iyileşme belirtisi göstermeyen şeker yarası diye tabir edilen olgularda da vakum sistemi başlı başına veya cerrahi ile kombine edilerek fayda sağlayabilmektedir.

Kaynar su dökülmesi sonucu meydana gelen yanık yaraları örneğinde olduğu gibi daha yüzeyel ve geniş yaralarda yeri olmadığı gibi kaviter olan ve cerrahın uygun gördüğü her yarada kullanılabilir.

 

Uygulama nasıl yapılmaktadır:

Bası yaraları (halk arasında yatak yaraları olarak tabir edilir) veya diyabetik yaralar (ayaktaki şeker yaraları) gibi yaralar genellikle temiz olmayan yani zemininde ölü dokuların bulunduğu yaralardır. Bir yaranın iyileşmesindeki birinci kural yara bölgesinin ölü dokulardan temizlenmesidir. Aksi halde Vakum sistemi hiçbir işe yaramayacaktır. Keza mevcut olan hiçbir sistem ölü dokuyu canlandıramaz.

Anestezi altında veya felçli veya uyuşuk olan hastalarda anestezisiz de yapılabilen, “debridman” adı verilen ölü dokuların temizlenmesi işlemi ile yara, yaşayan doku haline getirilir ve kan akımı artar. Böyle bir yaraya vakum tedavisi uygulandığında yara iyileşmesinde gözle görülür bir gelişme tespit edilebilir. 

Yukarıda bahsedilen artık kronikleşmiş veya evde bakım hastası olarak nitelendirilen kişilerin yakınları, hastalarını hastane hastane dolaştırarak tedavi arayışına girerler; oysa ki bu hastalar evlerinde takip ve tedavi edilebilirler. Bu uygulamaların, bu konuda tecrübeli olan Plastik Cerrahlar tarafından yapılması gerekmektedir.

 

Ameliyat Öncesi Hazırlıklar ve Değerlendirme

Bası yarası tedavisi diğer yara tedavilerinden farklılık arzetmektedir. Ameliyat için birinci şart kişinin orientasyon ve kooperasyonunun olması yani bilincinin açık olması, iletişim kuruluyor olması ve söylenenleri yapabilecek durumda olması gerekmektedir. Ameliyat sonrası bir ay kadar ameliyat bölgesi üzerine hiç yatmaması ve diğer pozisyonlarda da iki saatte bir pozisyon değiştirmesi sağlanabilmelidir. Yukarıda sayılan şartlara uymayan hastalara yarayı kapatıcı ameliyat yapılmaz sadece palyatif yani hafifletici ameliyat planlanabilir.     

Öncelikle hastalar genel durum ve metabolik açıdan değerlendirilmelidirler. Kalp-akciğer ve böbrek rezervi açısından ilgili branş hekimi tarafından konsulte edilmeli ve kansızlık ve mevcut olabilecek kanama ihtimaline karşı gerekli tedbirler alınmalıdır.

Diyabetik ayak denilen durumda hastaların ayaklarının normal anatomik yapısı, kan mikrodolaşımı ve sinirsel yapılar bozulduğundan şeker yaralarının tedavisi ayrı bir teknik gerektirmektedir. Genellikle de basma yüzeyinde olabilen bu yaralar için ameliyat seçenekleri son derece kısıtlıdır. Yara tedavisindeki birinci kural kan şekerinin kontrol altına alınmasıdır. Bu konuda genellikle Plastik Cerrah ve Dahiliye Uzmanlarının multidisipliner çalışması gerekmektedir. Yaranın temizlenmesini müteakip vakum tedavisi uygulanmasının son derece faydası bulunmaktadır.

Bunlardan başka trafik kazalarına bağlı yaralanma, ateşli silah yaralanmaları gibi travmatik her türlü yaralanma sonrasında ve elektrik yanıkları sonrası oluşan kaviter yaralarda da vakum tedavisi uygulanabilmektedir.

 

Vakum Tedavisinin Etki Mekanizması Nasıldır?

 

Vakum tedavisi subatmosferik (120 milimetre civa ) basınç ortamında yara iyileşmesi esasına dayanır. Steril şartlarda yara temizliği yapıldıktan sonra steril polivinil gümüşlü bir sünger materyali yara boşluğuna doldurulur. Steril cerrahi bir drape yardımıyla mühürlenerek yara, dış hava ortamından tamamen izole edilir ve bir alıcı ile subatmosferik basınç yaratan özel bir cihaza bağlanır. Yara ortamında 120 mmHg subatmosferik basınç oluşturulmuş olur. Bu uygulama yaranın sekresyon durumuna göre 3 ila 5 gün yerinde tutulabilmekte ve gerekirse aynı şekilde tekrar uygulanabilmektedir.

Vakum yardımlı kapama tedavisi yara iyileşmesi üzerine olumlu etkilerinin yanı sıra farklı açıdan da faydalar sağlamaktadır: Klasik pansumanlar yara bölgesinden kaynaklanan akıntı ve kokuyu gidermede genellikle yetersiz kalarak hijyenin sağlanamadığı bir durum oluşturur. Günde iki kere hatta üç kere pansuman değiştirme ihtiyacı doğar ki bu hem sağlık personeli veya ev halkının iş yükünü önemli miktarda arttırır, hem de ciddi bir masraf artışına yol açar. Ayrıca gün içinde defalarca yapılacak olan pansuman kişinin her seferinde canının acımasına yol açarak içinde bulunduğu durumu daha da acılı hale getirebilir.

Vakumlu yara kapama tedavisinin diğer bir kullanım alanı da özellikle çocuk yaş grubunda pansumana bağlı korku ve ağrı ve anestezi ihtiyacını azaltmasıdır.

Negatif  basınç uygulaması ile yara bakımı özellikle kronik, problemli ve zor iyileşen yaralarda ümit vaad etmektedir.

 

 

 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Türker Özyiğit

Op. Dr. M. Türker ÖZYİĞİT, 1974 yılında Kocaeli’nde doğmuştur. 1992 yılında İstanbul İSTEK Özel Kaşgarlı Mahmut Lisesi’nde lisans öncesi öğrenimini bitirmiştir. 1993 yılında Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni kazanarak tıp eğitimine başlamıştır. 1995-1996 yılları arasında Genetik Anabilim Dalı’nda deneysel bir çalışmada görev almış, 1996 yılında İspanya’ya giderek Hospital General “Gregorio Marańon”’da genel cerrahi stajı yapmış ve 2000 yılında tıp eğitimini tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. 1 yıl boyunca çeşitli özel kliniklerde pratisyen hekim olarak çalıştmasının ardından 2001 yılında İstanbul Vakıf Gureba Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Dalı'nda ihtisasına başlamıştır. 2007 yılında Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Uzmanı olmuştur. Uzmanlık eğitiminin hemen ardından Elazığ Asker Hastanes ...

Etiketler
Yara vakum cihazı
Op. Dr. Türker Özyiğit
Op. Dr. Türker Özyiğit
İstanbul - Plastik Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube