Transla zayıflama tekniği

Transla zayıflama tekniği

Fazla kilo problemlerinin hepsini aynı kefeye koymak ve problemin arkasındaki nedenlere hiç bakmadan bunlara tek bir reçete uygulamak zayıflama ile ilgili çalışmalardaki en temel yanılgı. Fazla kilo sorunu yaşayan kişinin durumunu birkaç açıdan incelemek ve uygulanacak yönteme öyle karar vermek gerekir. Fiziksel bir nedenle kilo sorunu yaşayan insanları öncelikle bir yana koymalı. Onların kilo almalarının nedeni sağlık problemleridir. Diyabet, tiroit fonksiyon bozuklukları ile hamilelik sırası ve sonrasında kilo alan insanların problemi doktor kontrolünde uygulanacak tedavilerle kolaylıkla çözülecektir. Bu süreçlerde hastalığın kendisinin ve tedavisinin yan etkileri ya da hamilelik sonrası olduğu gibi rutin dışı beslenme ve hormonal değişimlerin sonuçları tıbbi müdahalelerle rahatlıkla ortadan kaldırabilir. Kişiler fazla zorluk yaşamadan ideal kilolarına dönerler.

Asıl zor olan ve günümüzde kronik hale gelmiş olan mesele kişinin psikolojik nedenlerle kilo alması. Birçok yöntemle bununla başa çıkmaya çalışsa da kilo almayı devam etmesi. Bu durumun stresi altında gün be gün kendini çaresiz hissetmesi. Benim psikolojik danışman olarak üzerinde çalıştığım  problem bu.  Psikolojik nedenlerle fazla kilo problemi yaşamayı iki ana başlıkta incelemekte yarar görüyorum: Birincisi, duygusal açlığın sonucunda oluşmuş olan sıkıntı ve boşluk hissinden dolayı kontrolsüz biçimde sürekli yemek yemekten kaynaklanan problemler. İkincisi de fazla kiloyu takıntı haline getirmek. Hedeflenen kiloya düşülmedikçe bir kısır döngüye girmek ve sorunun varlığından beslenir hale gelerek kilo problemini kalıcılaştırmak. İşte bu duygusal açlığın ve kilo takıntısının sebeplerini bulup durumu yeniden yapılandırmazsak fazla kilolardan kurtulmak, ideal vücut ağırlığına kavuşmak mümkün olmayacaktır.  Sadece kiloyu yok etmeye yönelik çalışmalar genellikle kişinin bir süre için zayıflaması ve sonra yeniden kilo alması ile sonuçlanıyor.  Ardından amacı sadece belli zaman diliminde fiziksel yöntemlerle kilo verdirmek olan başka bir yöntem deneniyor. Sonuç aynı: Kısa bir dönem kilo veriliyor sonra yeniden eski kiloya hatta daha fazlasına dönülüyor. Her deneme bu kısır döngüyü büsbütün içinden çıkılmaz hale getiriyor. Konuyla ilgili istatistikler de bu gözlemi doğruluyor. Herhangi bir zayıflama yöntemiyle zayıflamış bireylerin % 98 oranında yeniden aynı kiloya geri döndüğü görülüyor. Hatta çoğu zaman insanlar öncekinden daha kilolu hale geliyor. İstatistiklerin ve çevremizde bu tür yöntemlerle zayıflamaya çalışıp da bunu başaramayan çoğunluğun bize söylediği şey şu: "Kilo almak istiyorsanız diyet yapın"

Peki, gerçekten zayıflamak, vücudumuzla barışık ve sağlıklı yaşamak istiyorsak nasıl bir yol izlemeliyiz?  Ben danışanlarıma, yıllardır üzerinde çalıştığım, gerek bu alandaki kaynaklardan yararlanarak, gerek çeşitli terapi yöntemlerinin sonuçlarını gözlemleyerek olgunlaştırdığım seçenekler sunuyorum. Sorunun niteliğine, kişinin yapısına göre en uygun yöntemi seçerek terapiyi sürdürüp sonuçlandırıyoruz.  Trans da kilo sorunlarının ardındaki nedeni keşfetmemizdeki en etkili yöntemlerden biri.  Peki trans ile nasıl zayıflarız?

Trans zayıflama çalışmalarında birkaç farklı biçimde kullanılır.  Bunlardan birincisi telkin yöntemidir. Trans altında kişiye fazla yememesini sağlayacak inandırıcı telkinler yapılır. Bazen de midesine kelepçe takılmış gibi hissetmesi sağlanabilir. Böylelikle kişinin fazla yemek yemekten uzaklaşması hedeflenir. Bu çalışma her zaman işe yaramaz. Bazı kişilerde düşük etkiye sahiptir, bazı kişilerde de hiçbir etkisi olmaz.  Etkisi yüksek olsa bile kalıcı değildir. Çünkü telkin tek başına uygulandığında meseleyi temelden çözmeye yönelik bir yöntem değildir. Çünkü fazla yemeğe  sebep olan durumlar aynen varlığını sürdürmektedir.   Ağrı kesici ilacın ağrıyı dindirmesi ancak gerçek sebebi yok etmemesine benzer bir durumdur.

Ben trans tekniği ile zayıflama çalışmalarımı Regresyon ve bunun sonucunda uygulanan telkin ile yapıyorum. Bu çalışma aşağıda özetleyeceğim adımlarla şekilleniyor ve kesin çözüme ulaşıyor.

Başlangıçta danışanımın fazla kilolu olmasına ve sürekli kilo almasına neden olan etmenleri tespit ediyorum. Doyumsuzluk, öfke, yalnızlık, boşluk hissi,  güvende hissetmemek, hayal kırıklığı, mükemmeliyetçilik gibi belli başlı hisler duygusal açlığın ve/veya kilo takıntısının sebeplerinden bazılarıdır..

Diyelim ki kişinin kilo probleminin altındaki neden özgüven eksikliğinden kaynaklı bir güvende hissedememe sorunu olsun.  Güvende hissedememe kalp, göğüs ve/veya midede boşluk hissi ile fark edilir.  Kişi yediklerinin tadını hissedemeden sürekli yiyerek içindeki boşluğu doldurmaya çabalar. İçindeki boşluk tamamen dolana kadar yer. Genellikle karbonhidrat düşkünlüğü ile kendini gösteren durum budur. Karbonhidrat su ile şişer. Bu yüzden içini doldurur kişinin. "Ekmek yemeden karnım doymuyor" der danışanlarım. Aslında durum şudur:  İçlerindeki boşluk dolmuştur ve kısa bir süreliğine kendilerini güvende hissetmişlerdir. Doymak başka bir şeydir. İçimizin şişmesinden farklı bir olgudur. Benim çalışmalarımda hipnoz tam da burada devreye girer. Öncelikle kişinin güvende hissetme ile içindeki boşluğu doldurma arasında kurduğu bağı hipnozla çalışarak koparıyorum. Daha sonra güvende hissetmeme sorununa neden olan durumlar üzerinde incelikle çalışıyorum.  Doygunluğu hissetme, duygusal açlığını doyuracak yöntemler bulma konusunda telkinler veriyorum. Birey artık probleminin ne olduğunu idrak ediyor ve aldığı telkinlerle de sorununu çözebiliyor. Çoğu zaman telkine bile gerek kalmayabiliyor. Çünkü midesini doldurduğunda yaşadığı şeyin doyum değil güvende hissetmeye duyduğu ihtiyacı giderme çabası olduğunu fark ediyor. Güvende hissetmemenin nedenleriyle yüzleştiğinde de doyma hissini normal birey gibi yaşayabiliyor. Gereğinden fazla yemiyor.  Sürekli yemek ihtiyacı hissetmiyor. Bunları hissetmediği için de daha önce yaşadığı suçluluk duygusunun ağırlığından da kurtuluyor. Telkinin buradaki yardımcı etkisi kişinin bu değişen duruma çok kolay adapte olmasını sağlamak oluyor.  Sonuç olarak danışan, doygunluğunu ve açlığını hissedebildiği için de ideal kilosuna kolaylıkla ulaşıyor. Ve hayatını sağlıklı, bedeninden memnun bir birey olarak sürdürüyor.

Özetle kilo sorununu sadece zayıflamak teknikleriyle yok etmeye çalışmak problemi ortadan kaldırmıyor. Tam aksine çoğu zaman içinden çıkılmaz hale getiriyor. Kendi gerçeğimizi bilmeden sonuca varma çabamız genellikle hüsran ile sonuçlanıyor. Yapılması gereken fazla kiloyu yok etmek değil, “ ne oluyor da bu beden kilo alıyor?” sorusunun yanıtını bulmaktır.

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. İnci Kavi

Psk. İnci KAVİ, 1998-2001 yılları arasında Maltepe Üniversitesi - Endüstriyel Psikoloji alanında lisans eğitimini tamamlamıştır. 2009 yılında Arel Üniversitesi'nde başlamış oldu yüksek lisans eğitimini 2011 yılında Klinik Psikoloji alanında tamamlayarak lisansüstü derecesinin almıştır. Yüksek lisans tezini “Obezitenin nedenleri ve tedavi yöntemleri” üzerine hazırlamış olan Psk. İnci KAVİ, 2010 yılından beri kendi özel ofisinde danışanlarını kabul etmektedir. Yüksek lisans eğitiminde kazandığı birikimlerin yanı sıra halen Nefes Terapi, Hipnoz, EFT, Part Terapisi, Geştalt Terapi, Kognitif Terapi gibi yaklaşımları da bütünleştirici bir tarzda kullanmaktadır.  Süreç içinde insanların psikolojik kaynaklı problem çözüm taleplerine daha etkin bir şekilde yardımcı olabilmek, kendini mesleği ile ilgili daha fazla geliştirmek ve var olan bilgi b ...

Etiketler
Hipnozla zayıflama
Psk. Dan. İnci Kavi
Psk. Dan. İnci Kavi
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube