Tiroid kanseri

Tiroid kanseri

Tiroid hastalıkları radyoaktif I-131 ile yaklaşık 60 yıldan beri tedavi edilmektedir. Bu süre zarfında milyonlarca insan radyoaktif madde olan I-131 ile tedavi edilmiştir. Bu tedavi yönteminin radyasyona bağlı olumsuz etkileri 60 yıldan beri araştırılmış ve herhangi bir bulgu saptanmamıştır. Radyoaktif I-131 tiroid kanseri ve diğer tiroid hastalıklarında güvenle kullanılan bir yöntemdir. Radyoiyot tedavisi esasında kanser tedavisi için bir “model” tedavi yöntemidir. Çünkü sadece yok edilmesi istenilen dokuyu etkiler, uygulaması kolaydır, hastaya belirgin bir yan etki oluşturmaz ve çok ucuzdur.

Ayrıca radyoiyotun vücuttaki dağılımı ve etkin olup olamayacağı sintigrafik görüntülerle değerlendirilebilir. Kanser tedavisinde kullanılan diğer kemoterapötikler radyoiyotun yanına bile yaklaşamazlar. İlaç endüstrisi bu “model” tedaviye bakarak “hedeflenmiş tedavi” (targetted treatment) kavramını geliştirmiştir. Büyük ilaç şirketleri benzeri tedavi yöntemleri geliştirebilmek için büyük bütçelerle araştırmalar yapmaktadır. Yanda radyoiyot ile tedavi edilen bir tiroid kanseri olgusu görülmektedir. (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi arşivinden). Radyoiyot tedavisi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalında ilk kez 1954 yılında Batı Avrupadaki bir çok ülkeden daha önce başlamıştır. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı ülkemizin en büyük, Dünyanın da sayılı tiroid merkezlerinden biridir. Halen tedavi edilen binlerce hasta takip edilmektedir.

Karaciğer kanserleri

Radyoaktif maddelerin kanser tedavisinde kullanımına verilebilecek en gelişmiş örnek Y-90 ile mikroküre tedavisidir. Çok yakın bir zamanda kullanıma sunulan bu radyoaktif madde ile ameliyat edilemeyen karaciğer kanserleri çok etkin bir biçimde tedavi edilebilmektedir. Katater denilen ince bir boru yardımıyla kanserli dokunun içerisine Y-90 içeren çok sayıda küçük küre bırakılarak kanser tedavi edilmektedir. Hastanın herhangi bir olumsuz etki hissetmediği bu tedavi yönteminde birkaç ay içerisinde kanserli doku ortadan kaldırılmaktadır. Yanda bu yöntemle tedavi ettiğimiz hastada karaciğerde bulunan kanser dokusunun ortadan kalktığı PET sintigrafisi görüntülerinde bariz biçimde izlenmektedir. (Cerrahpaşa Tıp Fakültesi arşivinden)

 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Levent Kabasakal

Prof. Dr. Levent KABASAKAL, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden mezun olarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise 1993 yılında İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda yapmış ve Nükleer Tıp Uzmanı olmuştur. İstanbul Üniversitesi Çapa Tıp Fakültesi Nükleer Tıp Anabilim Dalı'nda, 1997 yılında Doçent, 2003 yılında ise Profesör olmuş olan Prof. Dr. Levent KABASAKAL, Uluslarası Atom Enerjisi Kurumu (IAEA) uzmanı olarak çok sayıda ülkede eğitim vermiş olup Fransa ve Milwaukee, Paris ve ABD'de çalışmalarda bulunmuştur.  Ulusal ve uluslararası düzeyde bilimsel kongrelerde özellikle tiroid konusunda konferanslarda konuşmacı olan Prof. Dr. Levent KABASAKAL, evli ve 1 kız çocuk babasıdır. Ayrıca kendisi, Türkiye'de Radyonüklit Tedavilerin (Atom Tedavisi) gelişiminin öncülerinden biridir. İleri evre ti ...

Etiketler
Radyoaktif iyot
Prof. Dr. Levent Kabasakal
Prof. Dr. Levent Kabasakal
İstanbul - Nükleer Tıp
Facebook Twitter Instagram Youtube