Teknoloji ile erken yaşta tanışmak

Teknoloji ile erken yaşta tanışmak

Küçük yaşta teknolojiyi iyi kullanabilmek üstün zeka göstergesi mi?

Çocukların günümüz teknolojisini çabuk öğrendikleri ve kavradıkları bir gerçek.
Ancak bu durum onların üstün zekalı olmasının doğrudan bir göstergesi değildir. Çocukların yapı olarak meraklı ve keşfetmeye açık olmaları ve korkusuzca teknolojiyi kullanmalarıyla ilgili bir durumdur.
Özellikle birbirlerinden öğrenerek, birbirlerini modelleyerek bazı uygulamaları ve son teknolojik aletleri kullanabildiklerini göz önünde bulundurmak gerekir.

Son yıllarda çocuklardaki gelişim süreçleri incelendiğinde gerek çevresel koşullar, gerekse ailelerin eğitim ve bilinç düzeylerinin yükselmesinden kaynaklanan bir üstün zeka durumu da var.
Geçmiş yıllara kıyasla üstün zekalı çocukların genel nüfusa oranında ciddi bir artış görülüyor.

Anne babaların çocuk gelişimine gösterdikleri önem, sağlıklı ve bilinçli beslenme, imkanlara ulaşmadaki kolaylık, çocuğa saygı ve sevgi gösteren, kendini geliştirmeye açık anne babalar, çocukların daha sağlıklı gelişmelerini sağlayan önemli faktörler arasında. Ve asıl önemli etken teknolojiye alışık olmayan, korkan kuşakların, günümüz çocuklarındaki korkusuz, özgüvenli tavırları karşısında saygıyla karışık hayranlıkları, çocukların bu tavırlarını bir zeka göstergesi olarak görmelerine yol açmış bulunuyor.

Açık söylemek gerekirse günümüzdeki teknolojik imkanlara ulaşabilmiş tüm çocuklar bunu zeka olarak değerlendireceksek çok zekiler. Aslında zekadan daha çok teknolojiye hakimler.
Biz yetişkinlerin hala korkarak kullandığı birçok aletle çok iç içeler ve pek çok yeniliğe uyum göstermiş durumdalar. Çocukların bu becerileri kazanmış olması güzel ama bu diğer çocuklardan çok farklı olduğu anlamına gelmiyor.
Üstün zeka çok daha başka bir şey.

Günümüzde sahip olunan imkanların artması, kalitesi ve anne babaların bilinçlenmesiyle doğru orantılı olarak çocukların daha zeki oldukları, teknolojiyle daha hakim oldukları bir gerçek. Ancak bu, çocukların üstün zekalı ya da dahi oldukları anlamına gelmiyor.
Anne babalar tam da bu noktada zaman zaman büyük bir yanlışa düşerek çocuklarının bir dahi olduğunu iddia ediyor ve bunu çocuklarının ya da başkalarının yanında da dile getiriyorlar.

Çocukların önemsenmeleri ve aileleri tarafından taktir edilmeleri elbette çok olumlu bir davranış. Ancak dozu iyi ayarlanmadığı taktirde abartılı bir özgüven çocuklar için zararlı olabilir.
Aynı zamanda çocukların hayatını kolaylaştırmaya yönelik aşırı koruyucu ebeveyn tutumları son derece yanlış. Bu tutum onları korumaktan çok olaylara ve durumlara karşı hazırlıksız yakalanmalarına yol açabilir. Her davranışları onaylanan ve takdir gören çocuklar kendi hayat deneyimlerini oluşturmakta yetersiz kalabilirler.

Kendi kendilerine karşılaştıkları sorunu çözme konusunda başarılı olamayan çocuklar, ailelerinin verdiği yanlış motivasyonla ve onların hayatı kolaylaştıran abartılı destekleriyle gereksiz bir özgüven duygusuyla yetişirler. Bu şekilde yetişmiş çocuklar ‘Özgüven Jenerasyonu’ yani ‘Özgüven Kuşağı’ olarak tanımlanıyor ve bu tip bir özgüvenin sahte bir duygu olduğu, çocukların gereksiz yerlerde ciddi tehlikelerle karşılaşabildiği biliniyor.
Zira kendi kendilerine kazanamadıkları bir başarı ve özgüven duygusuyla hareket etmek, çocukların olayların getirecekleri riskleri doğru hesaplayamadan yetişmeleri ve gözü kara olarak her olaya atılmaları anlamına gelir.

Teknolojiyi kullanmak, merak ve hevesle öğrenilecek bir eylemler bütünüdür.
Tıpkı bir elektrikli süpürgeyi çalıştırmak gibi bir davranıştır. Bunları yapmış olmak için üstün zekaya ihtiyaç yok, ortalama bir zekayla pekala yapılabilir.

Sosyal hayatın içinde olmak, karşılaşılan sorunlara kendine uygun çözümler üretmek ve bu çözümleri hayatına uygulayabilmek, zarar görmeden hayatını sürdürebilmek yani kendini tehlikelere karşı koruyabilmek zeka gerektirir.
Üstün zekanın çok belirgin özellikleri vardır. Birçok anne baba bunu fark edebilir:

- Özellikle akranlarından farklı bir bakış açısı,

- zengin kelime haznesi,

- farklı anlatım ve ifade tarzı,

- olaylara ve sorunlara getirdiği çözüm önerileri,

- problemleri çözme becerisi,

- herhangi bir ya da birkaç konuya yönelik ilgi, yetenek ve merak duygusu çocuklarda üstün zeka belirtisi olarak değerlendirilebilir.

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Serap Duygulu

Psk. Serap DUYGULU, İstanbul'da doğmuştur.  Psikoloji dalında gerçekleştirdiği çalışmalarına önemli ölçüde katkılar sağlayan, Sosyoloji, Edebiyat, Kamu Yönetimi alanlarında da Lisans  düzeyinde akademik eğitimler alan Serap Duygulu İstanbul Ticaret Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde ‘Uygulamalı Psikoloji’ üzerine Yüksek Lisans yapmış ve  "Afazi Hastası Yakınlarında Depresyon ve Olumsuz Otomatik Düşünceler" başlıklı tezi ile lisansüstü derecesini almıştır.  Ayrıca bu çalışma bu alanda yapılmış ilk ve tek psikolojik araştırma olarak önemini halen korumaktadır.  2009- 2011 yılları arasında Bakırköy Halk Eğitim Merkezi ile yürütülen ortak bir çalışma sonucunda her hafta Perşembe günleri, Bakırköy Halk Eğitim Merkezi'nde Bakırköy halkına kişisel gelişim seminerleri vermiştir. 2012 yılında Cine5'te her gün canlı olarak yayınlanan ‘ ...

Etiketler
Teknolojinin çocuklar üzerinde etkisi
Psk. Serap Duygulu
Psk. Serap Duygulu
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube