Süt mü, yoğurt mu, kefir mi?

Süt mü, yoğurt mu, kefir mi?

ACABA HANGİSİ??

Sütle ilgili son yıllarda bilimsel geçerliliği olmayan birçok haber çıktı. Hatta bu haberlerin içeriğinin çoğu sütün kanser yapması yalanıydı..

Süt beslenmenin temelini oluşturan en temel içecek. Protein,  karbonhidrat ve yağıyla bir denge halinde. Sütün içerisinde süt şekeri olarak adlandırdığımız ‘laktoz’ bulunur. Süt yağının 2/3’ü doymuş yağ asitleri, 1/3’ünü  ise doymamış yağ asitlerinden oluşturur. Sütün içinde en çok palmitik ve oleik asit bulunur. Oleik asit, özellikle kalp-damar hastalıklarından korunmada önemli rol oynarken palmitik asit ise diğer yağların vücutta dokulara taşınmasında rol oynar.

Sütün içerisindeki MCT denen yağ asitleri de vücut için oldukça önemlidir. Beyindeki sinir hücrelerinin iletişimini kolaylaştıran fosfolipitler sütün yapısında bulunmaktadır. Sütün içeriğindeki  yağ ; A,D,E ve K vitaminlerinin emilimini sağlar.

Sütün içinde yağ yakımını hızlandıran çok değerli yağ asitini unutmamak gerek… Konjuge linoleik asit (CLA) ..Bu yağ asiti başta barsak kanserleri olmak üzere ,tüm bağışıklık sisteminin korunmasında en büyük destekçi. CLA , barsaklarda geçiş süresini azaltarak karbonhidrat ve lipitlerin emilimini azaltarak kilo kontrolünde de önemli rol taşıyor.

Sütün içinde  bulunan protein , laktozun kan şekerini hızla yükseltmesini engeller. Midede doygunluk sağlayarak , çabuk acıkmayı önler. Ayrıca içerdiği yağ da midede doygunluk süresini uzatır.

Süt okul çağı çocuklarının beslenmesinin temelini oluşturur. İçimi daha pratiktir ve tat olarak diğer süt ürünlerine göre çocuklar tarafından daha çok sevilir.

Süt şekerine (laktoz) karşı bazı bireylerin hassasiyeti olabilir. Kişi süt içtiğinde gaz ve şişkinlik problemleri yaşayabilir. Böyle durumlarda  hassasiyete bağlı olarak ; laktozsuz sütler, keçi sütü, yoğurt,veya kefir gibi süt ürünleri tercih edilebilir. Yoğurt ve kefirin laktoz içeriği süte göre çok düşüktür.

Keçi sütü inek sütüne göre, daha fazla kalsiyum, A vitamini, potasyum, selenyum ve niasin içerir. Sindirimi inek sütüne göre daha kolay olur daha az alerjendir. Fakat şunu da söylemek gerekir.. İnek sütü de keçi sütüne göre daha  allerjen olmasına karşın; daha fazla B12 vitamini ve folik asit içerir. B12 ve folik asit eksikliği olan bireylerin inek sütünü tercih etmesi daha uygun olabilir.

Yoğurt, sütün bakteriyel fermantasyonu ile elde edilmiş, içinde canlı laktik asit bakteriler bulunduran fermente süt ürünüdür.  Lactobacillus bulgaricus bakterisi sütten yoğurt yapmak için kullanılan birkaç bakteri türünden biridir.

Bunun dışında yoğurt yapan bakteriler arasında Streptococcus thermophilus, Lactobacillus, Streptococcus , Bifidobacterium  bulunmaktadır.

Yoğurdun mayalanma esnasında; laktik asit fermantasyonu sonucunda laktoz miktarı azalmakta, laktk asit  oluşmakta,aminoasit,protein ve yağ asitleri miktarı artmaktadır.Sütün ısıl işlem görmesinden dolayı bazı vitamin ve mineraller de ( C, B1, B6, B12 ve folik asit)azalma görülmektedir.

Laktoz, laktik asite çevrildiği için barsak emiliminde de değişme gözlemlenmektedir. Laktik asitin sindirimi laktoza göre daha yavaş olmaktadır. Bu da yoğurt tüketen bireylerin süt tüketenlere göre daha fazla süre tok kalmasını sağlar. Hatta laktik asit süt şekeri olan laktozun sindirimini bile kolaylaştırır.

Yüzyıllardan beri özellikle Kafkasya’nın en temel içeceği olan bir diğer fermente süt ürünü kefirdir.Gerek inek sütünden gerekse keçi sütünden yapılan kefir içeriği ile tüm dünyada ün salan bir içecek halini almıştır.

KEFİR İLE YOĞURT ARASINDAKİ FARKLAR…

Kefirde, yoğurttaki  bakterilere ek olarak; lactobacillus caucasus, leuconostoc, asetobacter ve streptokok gibi bakteriler bulunmaktadır.

*Rusya’da yapılan bir araştırmada aynı miktar yoğurt ile kefiri karşılaştırmışlardır. Yoğurtta 2 adet olan probiyotik sayısı ,kefirde 25-30 adet bulunmuştur.

*Yoğurt tek başına bakteri ile fermente edilirken kefir ise; hem bakteri hem maya ile fermente edimektedir. Farklı bir mayalanma tekniği kullanılır. Yoğurttan farklı olarak  içinde kefiran adlı polisakkarit bulunur ve bu maddenin bağışıklık sistemi hastalıklarından birçok kanser türüne uzanan mikroorganizmaları yok ettiği çalışmalarda gösterilmiştir.

*Yoğurt içerdiği bileşenler ile probiyotik bakteri üretimine katkı sağlar. Kefir ise  diret olarak probiyotik (dost) bakterileri barındıran bir içecektir.

*Kefirde triptofan isimli  aminoasit süte ve yoğurda göre daha fazla bulunur. Triptofan beyin fonsiyonlarında önemli rol oynayan bir aminoasittir.

YOĞURT VE KEFİRİN SÜT İLE FARKLARI…

*Fermente süt ürünleri (yoğurt ve kefir) barsakların ph dengesini düzenler. Yoğurt ve kefir yapıları gereği süte göre daha asidiktir. Barsak içi ortamı asite çevirerek kolona zarar veren bakterileri ortamdan uzaklaştırır. Barsak enzimlerinin daha iyi çalışmasını sağlar.

*Yoğurt ve kefir  içindeki probiyotiklerden dolayı  barsaklarda B vitaminleri ve folik asit sentezinden sorumludur.  Suyuyla beraber tüketilen yoğurt, size B vitamini yönünden destek sağlar.

*Kefir ve yoğurt, bağışıklık sistemini güçlendiren immünoglobulin A’dan  süte göre daha zengindir.

*Yoğurt ve kefir, sütten farklı olarak kolon sağlığını geliştirici etkisi bulunan yararlı bakterilerin yaşamasını sağlayan inülin adı verilen prebiyotik bir madde içerir.

*Yoğurt  ve kefir gibi fermente süt ürünlerinde kullanılan laktik asit bakterileri gastrointestinal sistemde canlı kalamadığı için gaz oluşumunu azaltır. Mide ve barsak hastalıklarında süte göre daha iyi tolere edildiği için kullanılabilirler.

*Üç besin de hayvansal kaynaklı olmalarına karşın kolestrol miktarları düşüktür.

*Unutmamak gerekir ki bu üç besin de en iyi kalsiyum kaynaklarından…

O HALDE NE TÜKETMELİYİZ?

Süt, yoğurt ve kefir kendine özgü özellikleriyle, içerdikleri vitamin ve minerallerle vücut için ayrı ayrı önem taşıyor. Bu nedenle üçünden  de  yeterli miktarlarda tüketmek beslenmeniz açısından en doğrusu . Çünkü hepsinin farklı  faydaları ve içerikleri var. Fakat alternatif olarak en azından;süt içemeyenler, yoğurt veya kefir tüketebilirken; yoğurt tüketemeyenler süt veya kefir tüketebilir .

 

 

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dyt. Gizem Taşkın Kalay

Dyt. Gizem TAŞKIN, 2005-2009 yılları arasında İzmir Güzelbahçe 60.Yıl Anadolu Lisesi’nde lisans öncesi öğrenimini tamamlamıştır. 2009 yılında Başkent Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölümü’nde başladığı lisans eğitimini 2014 yılında başarıyla tamamlayarak Diyetisyen unvanı almıştır. Halen Okan Üniversitesi Beslenme ve Diyetetik Bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etmektedir. Dyt. Gizem TAŞKIN, henüz öğrenciyken pek çok farklı kurumda staj yapmış ve mesleğine dair deneyim kazanmıştır. 2013 yılında Zekai Tahir Kadın Doğum Hastanesi’nde, 2013-2014 yılları arasında Ankara Başkent Hastanesi’nde (Klinik Diyetisyenlik), Ankara Dışkapı Çocuk Hastanesi’nde ve TAİ / TUSAŞ -Türk Havacılık ve Uzay Sanayi’nde staj eğitimlerini tamamlamıştır. Mezuniyetinin ardından 15 ay boyunca Eskişehir Diyetera Spor, Beslenme ...

Etiketler
Yoğurt
Uzm. Dyt. Gizem Taşkın Kalay
Uzm. Dyt. Gizem Taşkın Kalay
İzmir - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube