Sosyal medya ebeveynleri

Sosyal medya ebeveynleri

İnternet ve sosyal medya hepimizin hayatında büyük bir yer edinmiş durumda. Her birimiz yaşadıklarımızı, özel ve güzel anlarımızı, duygularımızı sosyal medyada paylaşmaktan keyif alıyor ve insanların bizi takip etmesinden, gönderilerimizi beğenmesinden hoşlanıyoruz. Hatta bu durum bazı kişiler için bir gelir kapısı bile olmuş durumda. Paylaşımlarının pek çok kişi tarafından beğenilmesi ile birlikte adını büyük kitlelere duyuran ve bundan kazanç sağlayan kişiler hayatlarını başka bir tarafa çoktan yönlendirdi bile. Bazı kişiler için gerçekten fayda sağlayıcı olan bu durumda benim ilgimi çeken nokta ise, pek çok kişinin sosyal medyada ve gerçek hayatta farklı kişiler olduğu. Demek istediğim şu; bir kişinin sosyal medyada bulunan profillerinden bir tanesine girdiğimiz zaman onun yardımsever, kültürlü, paylaşımcı ve herkese karşı sevecen biri olduğunu düşünebiliriz. Ancak aynı kişiyle gerçek hayatta kendi çocuğuna bile tahammül edemeyen bir kişi olarak karşılaşabiliriz. Bu tip kişiler arasından en çok ilgimi çeken kesim ise “sosyal medya ebeveynleri.”

Sosyal medya ebeveynleri, çocuklarına sosyal medyada harika annelik ve babalık yapan ancak gerçek hayatta çocuklarını önemsemeyen kişilerdir. Diğer insanlara karşı çocukları ile ilişkilerini iyi göstermek; bu tip kişiler için çocukları ile kurdukları ilişkiden çok daha önemlidir. Yani çocuk ile kurulan ilişki sahte ve gösterişe dayalı bir ilişkidir.

Çocuklar ailelerinin kendileri ile kurdukları ilişkinin sağlıklı olup olmadığının tamamen farkındadır. Çocuğun davranış bozukluklarının olması, ailesini sürekli rahatsız etmesi gibi durumlar aslında aileye gönderilen bir “benimle ilgilenin” mesajıdır. Ancak aileler bu mesajı çoğu zaman yanlış alırlar, çocuklarının istediği ilgiyi şımarıklık olarak değerlendirirler. Halbuki, çocukla gerçekten oyun oynamak, çocuğu ile birlikte oyun oynarken çekilmiş fotoğraftan çok daha değerlidir.

Geçenlerde denk geldiğim bir olayı paylaşmak istiyorum sizinle. Bir anne, baba ve çocuğu parkta oturuyor, güzel güzel sohbet ediyorlardı. Tabi bu anın ölümsüzleşmesi gerektiğini düşünen anne hemen akıllı telefonunu çıkardı ve fotoğraf çekeceğini söyledi. Ancak çocuk geçirdiği andan keyif almış olacak ki, fotoğraf çekilmek istemedi ve konuşmaya devam etti. Anne çocuktan birkaç kez poz vermesini istedi, çocuk yapmadı. En sonunda sinirlendi ve “zaten seninle hiçbir şey yapılmaz, insana bir rahat bile vermiyorsun, seni bir daha hiçbir yere götürmeyeceğim” diye çocuğa bağırmaya başladı. Üstelik annenin çocuğa bağırmasına baba da destek verdi. Çocuğun azar işitmesinin sebebi anne ve babası ile geçirdiği güzel ana devam etmek istemesi ve poz vermemesi idi. Sonuç olarak çocuk keyif aldığı bir olayı olumsuz bir sonla bağdaştırdı ve kendisinin iyi bir anı bile berbat edebileceği düşüncesine kapıldı.

Bu ailenin çocukları ile kurduğu ilişki güzel bile olsa çocuğa hitap ediş tarzları, ses tonu ve kurulan cümleler tamamen yanlıştı. Bu çocuğun sağlıklı büyüyebilmesi, her ilişkide iyi ve kötü zamanlar olabileceği bilincine varabilmesi ve bu durumları sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmesi için temel bir iletişim bilincine sahip olması gerekiyor. Bu da anne ve babası ile birlikte yaşadığı olumlu ya da olumsuz her anda kurdukları tutarlı bir iletişim ile mümkündür.

Çocuğa anne ve baba tarafından söylenen her söz çocuğun kendisi ile ilgili bir yorum yapmasına neden olur. Çocuğun parka götürmemek ile tehdit edilmesi, sevdiği şeylerden mahrum bırakılması onun daha çok hırçınlaşmasına sebep olur. O çocuk büyüyüp bir yetişkin olduğu zaman, işler onun istediği gibi gitmediği anlarda sevdiği kişileri tehdit etmeye, isteklerini bağırarak, çevresindeki kişilerin kalbini kırarak elde etmeye başlar. Aynı zamanda bu çocuğun etrafındaki herkesi üzeceğine dair bir kaygısı  da oluşabilir. Çünkü küçüklüğünde anne ve babasından bu şekilde öğrendi.

Yaşanan her olumsuz olayı anne ve babanın davranışlarına bağlamak tabiki de doğru değil ancak çocukların temel değerlerinin anne ve babalarının sözleri ile şekillendiğini asla unutmayın. Siz diğer insanlar için değil kendisi için verimli olabilecek bir insan yetiştiriyorsunuz. Onu doğru yönlendirmek, ona doğru bilgiler öğretmek ve ona sağlam bir kişilik kazandırmak sizin göreviniz. Sosyal medyayı, interneti, güncel oyuncakları dilediğiniz gibi kullanın ancak onların sizin ilişkilerinizi zedelemesine izin vermeyin.

Psikolog Gonca BAĞLAR

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Gonca Bağlar

Etiketler
Psikolojik
Psk. Gonca Bağlar
Psk. Gonca Bağlar
Eskişehir - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube