Şizofreni

Şizofreni

Psikiyatrinin major sendromlarından birisi  “şizofreni”dir.

 

Kişi gerçek yaşamım sıradan yasalarına aykırı bir duruş, düşünüş ve duygu hali içindedir. Aklına ya birçok bağlantısız, her hangi bir sonuca ulaşmayan düşünceler gelmektedir, ya da düşünsel olarak tamamen fakirleşmiştir. Bir takım duyumsamaları vardır. Bunlar çoğu kez işitsel niteliktedir. Bunlara genel olarak halusinasyon adı verilir. Gerçek olması olanaksız bir takım fikirleri vardır. Bunlara da hezeyan adı verilir. Hezeyanlar çok çeşitli içerikte olabilirler. Takip edilmek, zarara uğramak, düşüncelerin okunması, yine düşüncelerin TV ve radyo yolu ile yayınlanması vb çok sayıda hezeyan tanımlanabilir. Aslında hezeyanlar kişinin özmel durumu ile bağlantılıdır. Yani içinde yaşadığı sosyal ortam, coğrafya, geçmiş psikolojik deneyimleri burada rol alabilir. Malatya’da bir toplantı için bulunduğum sırada oradaki melektaşlardan aldığım bilgiye göre şehirdeki Üniversite Hastanesi ile ilgili hezeyanlar sık ortaya çıkmaktaydı. Zira, hastane bölgenin genel mimari yapısından çok farklı ve çok ileri bir donanıma sahipti. Örnekler bu zeminde çoğaltılabilir. Çok genel bir ifade ile kişi uyaranların kendisinden mi yoksa dış dünyadan mı geldiğini bir türlü ayırt edememektedir. Yani olanlar bir rüya mıdır? Yoksa gerçek midir? Bilemez. Bir süre şaşkınlık yaşar. Başlangıç dönemine denk düşen bu şaşkınlık ciddi bir sıkıntıyla beraberdir.

 

Şizofreni hastalığı genellikle genç yaşlarda ortaya çıkar. Ancak bu bir kural değildir. Çocukluk yıllarında ortaya çıkabidiği gibi çok ileri yaşlarda da başlayabilir. Yaşam boyu ortaya çıkma olasılığı %1 dolaylarındadır. Kadın-erkek farkı yoktur. Sınıfsal farklıklıktan da söz edemeyiz. Gerçi bazı araştırmacılar sos-ekonomik düzeyi düşük olanlarda daha sık rastlandığını iddia eder, ama çoğunlukla bu bulgunun hastalığın sebebi değil sonucu olduğu görüşü hakimdir.

 

Hastalığın sebebi ne yazık ki tam olarak bilinmemektedir. Bir çok teori vardır. Ben bunlardan, “çok sayıda faktörün üzerinde rol oynadığı, birden fazla genin etkisiyle ortaya çıkan bir beyin hastalığıdır” şeklindeki teoriye inanmaktayım. Sonuçta dopamin adı verilen kimyasal iletkene karşı duyarlılık ortaya çıkmaktadır. Bu şekilde pozitif semptomlar dediğimiz hezeyan ve halusinasyonlar açıklanabilir hal almaktadır. Negatif semptomların biyolojik temelleri ise halen araştırılmaktadır. Sosyal içe çekilme, düşünce içeriğimde fakirlik vs negatif semptomlar olarak bilinir.

 

Hastalığın tedavisinde ilaçlar önemli yere sahiptir. Pozitif belirtileri engellemek için dopamin karşıtı ilaçlar verilmektedir. Katatonik (bendensel olarak donup kalan) şizofrenide ve intihar riski olanlarda elektroşok iyi bir seçenektir.

 

Unutulmamalıdır ki, her psikotik atak milyonlarca sinir hücresinde kayba yol açmaktadır. Dolayısıyla, tedaviye erken başlamak ve istikrarlı bir şekilde sürdürmek yaşamsal önem taşır. 

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Kemal Arıkan

Etiketler
Hezeyan
Prof. Dr. Kemal Arıkan
Prof. Dr. Kemal Arıkan
İstanbul - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube