Sevilen birini kaybedince yaşanan sorunlar bir hastalık mı'dır? tedaviye ihtiyaç varmı'dır?

Sevilen birini kaybedince yaşanan sorunlar bir hastalık mı'dır? tedaviye ihtiyaç varmı'dır?

Kişinin dönüşü olmayan bir kayıp sonrası birçok psikolojik, fiziksel veya davranışsal sorunları olabilir. Yas tepkisi kayba karşı oluşan normal yanıttır. Uyuşukluk hissi, geçici hissizlik, ağlama, öfke, eksiklik hissi, suçluluk, dikkat dağınıklığı, kaygı, takıntılı düşünceler, uykusuzluk, sinirlilik, mide rahatsızlıkları, kas ağrıları, nefes almada güçlük, uyuşma, karıncalanma görülebilir. Birçok kayıp yaşayan kişi hatıraları anımsamak acı verici olduğu için içine kapanabilir, çevresiyle görüşmek istemeyebilir. Kaybedilen kişinin eşyalarından uzak durmaya çalışabilir.

Yas sadece sevilen bir kişinin kaybı sonrası değil aynı zamanda hamilelik sırasında düşük yapılması, iş kaybı, sağlık kaybı, fiziksel engellilik oluşması, taşınma veya boşanma sonrası da oluşabilir.

Yasın süresi ve şiddeti kaybedilen kişi ile kalan kişinin arasındaki ilişkinin yakınlığına göre değişir. Eğer yıllarca süren bir yas süreci varsa uzamış ya da patoloji yas ve depresyon tanıları gözden geçirilmelidir. Yas sırasında bazı kişilerde tıbbi ya da psikiyatrik hastalık oluşabilir. Yasın belirtilerinin özellikle yıldönümlerinde tekrarlaması sık görülen bir durumdur.

Yas depresyon ile karıştırılabilir. Şikayetlerin aralıklı olması, kişinin işlevselliğinin bozulmaması, aralıklarla normal duygulanımının olması, semptomların bir tetikleyici sonrası oluşması ve gerilemesi bize normal yas sürecini düşündürten belirtilerdir. Diğer yandan ölümle ilgili yoğun suçluluk duyguları, ölüm düşünceleri, değersizlik hisleri, işlevsellikte bozulma, belirtilerin 6 aydan uzun sürmesi ve sürekli olması ve major depresyonun diğer belirtilerinin oluşması bize depresyon tanısını düşündürür.

Eğer yasa bağlı anksiyete şikayetleri uzun sürer veya ek psikiyatrik hastalık oluşumu olursa ilaç tedavisi de başlanabilir. Psikoterapi kayıpla başa çıkmak konusunda yardımcı olabilmektedir. Kişinin duygularını diğer insanlarla paylaşması desteklenmeli, izole olmaması için uğraşılmalıdır.

Bu makale 16 Mayıs 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Dr. Sevgi Gül Ertürk

Uzm. Dr. Sevgi Gül Ertürk lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 2010 yılında başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, İstanbul Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tamamlayarak Psikiyatri Uzmanı olmuştur.  Uzmanlık eğitimi sonrasında Bitlis/Tatvan'da mecburi hizmetini tamamlamış olan Uzm. Dr. Sevgi Gül Ertürk, 2018 yılında özel bir kurumda 1 yıl görev almış, Psikofarmakoloji Derneğinin vermiş olduğu 60 saatlik Bilişsel Davranışçı Terapiler Kuramsal Eğitimi, Halime Odağ Psikoterapi Vaktfı'nın Kuramsal Eğitimleri ve Etkileşim Odaklı Grup Psikoterapi Katılımı, Cinsel Travma Hastalarında Emdr Uygulama Eğitimi, Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi Psikoterapi Merkezi'nden alınmış Emdr, Cinsel İşlev Bozuklukları, Eş ve Aile Terap ...

Etiketler
Davranış
Uzm. Dr. Sevgi Gül Ertürk
Uzm. Dr. Sevgi Gül Ertürk
İzmir - Psikiyatri
Facebook Twitter Instagram Youtube