Popüler diyetler ve sağlığa etkileri

Popüler diyetler ve sağlığa etkileri

Diyet yapmak tatsız tuzsuz yemekler veya aç kalmak anlamına gelmez. Yemek yemek sosyal bir davranıştır. Doğum günü, evlilik yıldönümü gibi özel günlerde aklımıza ilk ne yiyeceğiz sorusu gelir. Hem sağlıklı hem de lezzetli beslenmek mümkün mü? Sağlıklı bir beslenme programını etkileyen pek çok faktör vardır. Bunlar; aileden aldığınız genetik özellikleriniz, çalışma şartlarınız, boyunuz-kilonuz, besin pişirme alışkanlıklarınız, yaş, boy, cinsiyet, fiziksel aktivite, fizyolojik ve sosyolojik durum kişiye göre farklılık gösterir.  Bu nedenle beslenme programı kişiye özel olmalıdır. Ancak popüler diyetler kişiye özel değildir.

Peki bu kadar popüler diyet varken neden kilo kaybı kalıcı olmuyor? Kilo mu yoksa sağlığınızı mı kaybediyorsunuz?

İşte size 4 popüler diyet ve sağlığa etkileri:

Paleo Diyeti

Paleotik çağ, 10.000 yıl önce son bulmuş, avcı ve toplayıcı toplumları temsil eden bir dönemdir. Tarım yapılmadan önce insanlar  yabani sebze, meyve ve kökleri ile avlandıkları hayvanları yiyerek beslenmişlerdir. Taş devri diyeti olarak da bilinen bu diyet gen aktarımı sayesinde daha kolay tolere edileceğini savunur. Protein ağırlıklı, kısıtlamaların çok olduğu ve besinlerin en doğal haliyle tüketildiği bir diyettir. Sebze, meyve, yoğurt, kefir, fıstık, badem gibi besinleri tüketmek serbesttir. Nişasta içeren patates, bezelye gibi besinlerin tüketimi sınırlı, işlenmiş gıdalar ve tam tahıllı ürünler yasaktır. Besinler taze olmalı ve olabildiğince az pişmiş veya çiğ tüketilmelidir. Omega-3 yağ ve kanola yağı dışında yağlar kullanılmaz. Protein ağırlıklı bir diyet olduğu için kısa sürede kilo kaybı olur. Ancak fazla protein vücut tarafından tolere edilemez ve kalp ve böbrek hastalıklarına neden olur. Çoğunlukla bu tip besinlere erişmek- satın almak da zordur.

İsveç Diyeti

İsveç diyeti, protein ağırlıklı ve düşük kalorili ketojenik bir diyettir. İsveç diyetinin kuralları arasında 6-13 gün uygulanması ve 3 aydan kısa sürede tekrarlanmaması gerektiği belirtilir. İsveç diyetinde kahvaltı yerine kahve içilmesi gerekir. Kahvaltı ise günün en önemli öğünlerinden biridir. Güne kahvaltı ile başlamak metabolizmayı harekete geçirir. Karbonhidrat kısıtlı bir diyettir. Ancak karbonhidratlar vücudun temel enerji kaynağıdır. Doymuş yağ ve kolesterol miktarı fazladır. Kalp-damar hastalıkları riskini arttırır. Vitamin ve mineral eksiklikleri sağlık sorunlarına ve posa içeriği düşük olması kabızlığa yol açabilir. Tüketilen protein fazlası böbrek hastalıklarına neden olur. Hızlı verilen kilo yağ dokusundan değil kas ve su kaybı ile olur.  Önemli olan kas dokusunu koruyarak yağ dokusunun azalmasıyla kilo vermek.

South Beach Diyeti

South Beach diyetinin bir diğer adı Miami diyetidir. South Beach Diyeti, Dr. Agatston’nun tarafından kalp hastalıklarından korunmak için hazırlanmıştır. Ancak kısa sürede kilo vermek için yapılan popüler diyetlerin arasında yer almıştır. Diyetin özelliği glisemik indeksi düşük besinlerin beslenme programında bulunmasıdır. Glisemik indeksi yüksek besinler ise tamamen çıkarılır.  Glisemik indeksi yüksek besinler hızlı emilir ve kan şekerinde ani yükselmelere neden olur. Bu da kilo kontrolünü zorlaştırır. Doymuş yağ içeren besinler yerine omega-3 yağ asitlerinden zengin balık tüketimi daha fazladır. Yağlı etler yasaktır.  Bu beslenme düzeni kan şekeri kontrolü sağladığı için daha uzun süre tok kalmayı sağlar. Ancak yasaklanan besinler nedeniyle uygulanması zordur ve vitamin-mineral eksikliklerine yol açabilir. Yaşam tarzı değişikliği olmadığı için 2 haftada hızlı kilo vermek de işe yaramaz, verilen kilolar geri alınır.

Akdeniz Diyeti

Akdeniz diyeti, taze sebze ve meyvenin bol, doymuş yağların az, posadan zengin, tuz miktarı düşük bir beslenme tarzıdır. Tabii ki bu diyette ilk aklımıza gelen zeytinyağıdır. Protein ihtiyacı süt, yoğurt ve özellikle balıktan sağlanır. Balıkta bulunan omega-3 yağ asitleri inflamasyonun azalmasına yardımcı olur.   Sebzeler daha az işlem görerek pişirilir. Bu nedenle vitamin ve mineral kayıpları daha az olur. Sebze ve meyve tüketiminin fazla olması kanser riskini azaltır. Posadan zengin beslenme midede hacim kaplayarak doygunluk süresini arttırır. Kırmızı etin tüketimi daha az olduğu için doymuş yağ alımı azdır. Kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucudur.

 

Sonuç olarak kilo vermek kolay, korumak zor. Hızlı kilo vermek için yapılan diyetler yaşam tarzı değişikliği sağlamaz. Bu nedenle kalıcı olmaz. Normal beslenme düzenine dönüldüğünde daha fazla kilo alımı başlar. Hızlı kilo vermek kan şekeri düzensizlikleri, kalp-damar hastalıkları, böbrek hastalıkları gibi sağlık sorunlarına yol açar. Alışkanlıklar bir anda değil, zamanla yavaş yavaş değişir. Sağlıklı beslenme alışkanlıkları kazanarak kalıcı kilo vermek mümkün.  Porsiyon ölçülerine dikkat ederek, gün içinde değişimler yaparak ve daha aktif bir hayat sürerek kilo kontrolü sağlayabilirsiniz.

Dyt. Perihan KILIÇ

Bu makale 16 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Dyt. Perihan Kılıç

Etiketler
Kadın
Dyt. Perihan Kılıç
Dyt. Perihan Kılıç
İstanbul - Diyetisyen
Facebook Twitter Instagram Youtube