Paratiroid hastalıkları ve cerrahi tedavisi

Paratiroid hastalıkları ve cerrahi tedavisi

Paratiroid Hastalıkları:
Paratiroid bezleri tiroid bezinin arkasında yer alırlar. Her biri ortalama 25-30 mg ağırlığında ve 2-5 mm boyuttadır. Paratiroid bezler genellikle 4 adettir (tiroid bezinin her iki tarafında üst ve alt paratiroid bezler) ancak sayıları ve bulundukları yerler değişkenlik gösterebilir. Normal yerleri dışında boyunda dil kökünden göğüs boşluğuna kadar herhangi bir yerde bulunabilirler. Paratiroid bezlerin yerleşiminin ve makraskopik görünümlerinin iyi bilinmesi hem kendi hastalıklarının tedavisinde hem de tiroid bezi (guatr) cerrahisi sırasında korunmaları için önemlidir. Paratiroidler, Parathormon (PTH) adı verilen bir hormon salgılarlar Normal paratiroid bezleri, kan kalsiyum düzeyini ideal bir seviyede tutulmasını sağlarlar. Kalsiyum miktarı düştüğünde PTH salgılanarak kalsiyum düzeyinin artmasını sağlar. Kalsiyum düzeyi normal veya fazlaysa, paratiroid bezleri PTH salınımını durdururlar. Kan kalsiyum seviyesinin normal olması, kalp, sinir sistemi, böbrekler ve kemikler için çok önemlidir.

Paratiroid bezlerinin hastalığı bu bezlerin normalden fazla PTH üretmesi ile ilgilidir. Bu durum klinik olarak 3 şekilde ortaya çıkabilir: 
Primer Hiperparatiroidi: En sık görülen form olup hastalık, bir veya birkaç paratiroid bezi fazla çalışmaktadır.
Sekonder Hiperparatiroidi: Paratiroid bezler sağlıklı olup, başka sebeplerle düşmüş olan kan kalsiyum seviyesine cevap olarak (böbrek yetmezliği, barsaklardan emilim bozukluğu) artan PTH yapımı söz konusudur.
Tersiyer Hiperparatiroidi: Ççok nadir görülen bir formdur. Sekonder hiperparatiroidi sonrası paratiroid bezlerden birinin otomatik olarak fazla PTH salgılama yeteneği kazanması sonucu meydana gelir.
Primer hiperparatiroidizm kan kalsiyum yüksekliğinin en sık nedenidir. Kadınlarda daha sık görülür. Bir kısmı ailesel veya diğer bazı endokrin hastalıklar ile beraber olabilir. Bazı hastalarda belirtiler çok hafif veya hiç yoktur. Bu tip hastalar çeşitli nedenlerle kan incelemeleri yapılırken kan kalsiyum düzeylerinin yüksek bulunması ile tanı alırlar. Hiperparatiroidili hastalarda ensık halsizlik, kas, eklem ve kemik ağrısı başta olma üzere, kilo kaybı, bulantı, ülser gelişimi, pankreatit, kabızlık,güçsüzlük, baş ağrısı, konsantrasyon güçlüğü, hafıza bozuklukları, ders başarısında düşme, psikolojik problemler, böbrek taşı, idrarda kan, çok idrara çıkma ve yanma kalple ilgili şikayetler çarpıntı, tansiyon yükselmesi gibi şikayetler olabilir. Hastalığın ileri dönemlerinde böbrek taşı ve buna bağlı böbrek yetmezliği, kemik kistleri ve patolojik kemik kırıkları (kalça ve kol kemiklerinde) gelişebilir.
Tanıda biyokimyasal laboratuar testlerle kanda parathormon ve kalsiyum yüksekliği tespiti ve fazla hormon salgılayan bez ya da bezlerin radyolojik ve nükleer tıp tetkikleriyle (Ultrasonografi ve MIBI sintigrafisi ile %95'ın üzerinde oranda hastalığın hangi paratiroid bezinde olduğu ortaya koyar) gösterilmesi esastır.
Paratiroid Hastalıklarının Tedavisi:
Tüm hiperparatiroidi hastalarına cerrahi önerilir. Hastanın belirgin şikayeti varsa cerrahi kaçınılmazdır. İlginç olarak son yıllarda belirgin şikayeti olmasa bile rastlantısal olarak tanı konmuş (kan testlerine kalsiyum ve parathormon yüksekliği) olgularda bile cerrahi tedavinin faydalı olduğu bulunmuştur.
Paratiroid bezlerinin klasik ameliyatı, tiroid ameliyatlarına benzer şekilde deri kesisi yapılması ve bütün paratiroid bezlerin gözlendiği boyun eksplorasyonu yapılması ve patolojik bezin hasta anestezi altıdayken frozen incelem denilen yöntemle teyid edilmesidir. Bu şekilde yapılan bir ameliyatın tecrübeli endokrin cerrahların elinde %98 oranında başarı sağladığı gösterilmiştir. Son yıllarda minimal invaziv yöntemler ile daha küçük kesilerle başarılı ameliyatlar yapılmaktadır. Özellikle Gama Probe yardımlı aletlerle daha zor bulunan veya daha önce ameliyat edilip hastalıklı paratiroid bezinin bulunamadığı durumlarda başarılı lokalizasyon yapılmaktadır. 

 
 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Murat Akın

Prof. Dr. Murat Akın, 1974 yılında Mersin'in Erdemli ilçesinde dünyaya geldi. 1990 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1996 yılında tamamlayarak tıp doktoru unvanını aldı. Genel Cerrahi ihtisasını ise yine aynı fakültede 2004 yılında tamamladı. Prof. Dr. Akın, 2004 ile 2005 yılları arasında Ankara Bayındır Hastanesi'nde görev aldıktan sonra akademik hayatına 2006 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalında öğretim görevlisi olarak başladı. Prof. Dr. Akın, 2010 yılında doçent unvanını aldı ve halen aynı fakültede öğretim üyesi olarak görev yapmaya devam etmektedir. Türk Cerrahi Derneği, Endokrin Cerrahi Derneği, Ankara Meme Hastalıkları Derneği, Türkiye Endoskopik ve Laparoskopik Cerrahi Derneği olmak üzere pek çok derneğin üyesi olan Prof. Dr. Akın, Türk Cerrahi Derneği tarafınd ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
instagram
Etiketler
Hiperkalsemi
Prof. Dr. Murat Akın
Prof. Dr. Murat Akın
Ankara - Genel Cerrahi
Facebook Twitter Instagram Youtube