Öfke ve trans

Öfke ve trans

Öfke en kolay gözlemleyebileceğimiz insan davranışlarından biridir. Yakın çevremizde öfke kontrol sorunu yaşayan bir insanı çoğu zaman tedirginlikle izleriz. Öfkeli bir insanla muhatap olduğumuzda çoğu zaman ne yapacağımızı bilemeyiz. Peki öfkemizin nedenlerini anlayıp çözümleyebiliyor muyuz,  onun olası yıkıcılığından kendimizi koruyabiliyor muyuz? Daha önemlisi bu her zaman negatif bir duygu mudur? Öfke tam olarak nedir?

Öfke enerjisi en yüksek duygudur. Kişi kendisini tehdit altında hissettiğinde oluşur tehdit duygusu ne kadar güçlü işe şiddeti o kadar yüksek olur. Temel olarak tehditten korunmak için  tehtidin  yarattığı olumsuzluk ile savaşmak zorunda kalırız.  Öfke bu durumun ortaya çıkardığı enerjidir. Tehlikede hissediş hali sürdükçe beden bununla baş etmekte zorlandıkça ekstra enerji üretir bu da kızgınlığın gittikçe büyümesine neden olur. Biriken enerji kabına sığmayacak hale gelince kendini çok güçlü şekilde dışa vurur. Öfke patlaması dediğimiz şey tam olarak budur.  

Kişinin karşılaştığı, yaşadığı durum gerçek bir tehditse bu durumda oluşan enerji ve bunun dışavurumu olması gereken, istenen, sağlıklı bir davranıştır. Oluşan bu enerjiyi bastırmak, yok saymak ileride olumsuz sonuçlar yaratacak sağlıksız bir seçim olur.  Bu noktada öfke ile saldırganlığı karıştırmamak gerekir. Öfkenin açığa çıkması değil nasıl dışa vurulduğu önemlidir. Dışavurum kişinin kendisine ve çevresine zarar verecek niteliğe bürünürse ve normalden çok tekrarlanan bir davranış haline dönüşürse tehdit algısının gerçekliğini sorgulamak ve bu duygunun saldırganlığa dönüşmesinin başka nedenleri olup olmadığına bakmak gerekir. Öfkeyi saldırganlıkla yaşamakla onu bastırmak arasında sıkışıp kalmış bir bireysek ya da bu iki uçtan birinde yaşamakta ısrar ediyorsak öfkeyi  ifade etmek  ile ilgili eğitim almamız yararlı olacaktır. 

Buradaki temel mesele tehdit olarak algıladığımız birçok şeyin aslında öyle olmayışıdır. Buna sahte tehditler diyelim. Toplumsal hayat  genellikle kendimiz dışındakilere karşı her zaman korunaklı davranmaya, yeri geldiğinde herkesin  potansiyel bir tehlike olabileceği bilgisi üzerine inşa edilmiştir. Bu nedenle en küçük bir sosyal etkileşimde, küçük bir tartışmada, olağan bir belirsizlikte, normalin  çok üstünde bir tehdit potansiyeli algılıyoruz.  Bu durumların hepsine karşı öfke üretirken birçoğundan kaçmayı başaramıyoruz. Bu da biriken enerjiyle baş edememe sorununu beraberinde getiriyor. 

Günlük hayatın ritmini bozma riski yüzünden birçok durumda öfkeyi içimize atmak zorunda kalırız aksi halde hayatımızı normal ritminde yaşayamayız. Çünkü toplum bize öfkeli insanın sevilmediğini, makbul olanın boyun eğen, uslu ve sakin insanlar olduğunu öğretmiştir. 

"Terbiyeli", alttan alan, sesini hiç yükseltmeyen kişilerin makbul insanlar olarak kabul görmesi bizi öfke üretiminde savaşmaktan alıkoyan en önemli nedendir. Bu da en basit olaylarda bile kızgınlık biriktirmemize en nihayetinde bunun altında ezilmemize neden oluyor. Tepki göstersek, duygularımızı dışa vursak bile var olan toplumsal normlar yüzünden yoğun bir suçluluk duygusu yaşıyoruz ve  gerçek anlamda kendimizi ifade edemiyoruz. Bu da öfkeyi gerçekten boşaltmamızı engelliyor.  Öfkeli insanlar öfkeli olmaya devam ediyorlar. Duyguları yaşamak öfke ile baş etmelerini sağlamıyor.

Benlik algılımıza, duygularımıza, ihtiyaçlarımıza karşı hissettiğimiz her türlü tehdit öfke üretir. Çocukken neyin ne olduğunu kavrayacak yetkinliğe sahip değilken bile karşılanmayan ihtiyaçlarımız öfkelenmemiz için yeterlidir. Hangi yaşta olursa olsun hissedilen öfkeyi yaşayamadığımız zaman kendimizi koruma ihtiyacı ve duygunun yoğunluğunda kaybolmamak korkusuyla hissettiğimizi bastırmak için değişik yollar ve yöntemler deneriz:  Duygularımızı kendimizi yabancılaştırma, saldırganca tutumlar benimseme, içe kapanma,  yemek ve eğlence düşkünlüğü, alışveriş bağımlılığı... Bu saydıklarımız  öfkemizi unutmak, bastırmak için en tercih edilen kaçış yollarıdır. 

Bütün kaçış yolları geçici, anlık önlemler olmaktan öte bir anlam ifade etmez. Çözüm değildir. Birçok nedenle biriken öfkeler bizi bir müddet sonra her daim sinirli bir insan haline getirir.  Bu sinir halinin üstesinden stres yöntemi ile gelmeye çalışmak da bir çözüm olmaz.  Stres kontrol yöntemleri hisleri boşaltmak yerine davranışı kontrol ettirir. Kontrol edilen his daha çok sıkışır bir süre sonra daha güçlü olarak yeniden ortaya çıkar. Çözüm içimizdeki sıkışmış yaşanmaya izin verilmemiş öfkeleri kontrollü ortamda bilinçaltı teknikleri kullanarak boşaltmaktadır. 

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. İnci Kavi

Psk. İnci KAVİ, 1998-2001 yılları arasında Maltepe Üniversitesi - Endüstriyel Psikoloji alanında lisans eğitimini tamamlamıştır. 2009 yılında Arel Üniversitesi'nde başlamış oldu yüksek lisans eğitimini 2011 yılında Klinik Psikoloji alanında tamamlayarak lisansüstü derecesinin almıştır. Yüksek lisans tezini “Obezitenin nedenleri ve tedavi yöntemleri” üzerine hazırlamış olan Psk. İnci KAVİ, 2010 yılından beri kendi özel ofisinde danışanlarını kabul etmektedir. Yüksek lisans eğitiminde kazandığı birikimlerin yanı sıra halen Nefes Terapi, Hipnoz, EFT, Part Terapisi, Geştalt Terapi, Kognitif Terapi gibi yaklaşımları da bütünleştirici bir tarzda kullanmaktadır.  Süreç içinde insanların psikolojik kaynaklı problem çözüm taleplerine daha etkin bir şekilde yardımcı olabilmek, kendini mesleği ile ilgili daha fazla geliştirmek ve var olan bilgi b ...

Etiketler
Öfke
Psk. Dan. İnci Kavi
Psk. Dan. İnci Kavi
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube