Obezite ve karaciğer:
Obezitede karaciğerin de yağlanması kaçınılmaz bir durumdur ve bu tıpta “steatosis” olarak bilinir . Tüm obezlerin 2/3 ‘ünde, morbid obezite söz konusu ise bunların % 90’ ında karaciğer yağlanması olur ve bunların da bir kısmında ciddi ve bazen de kalıcı karaciğer hasarı gelişebilir.Aşırı şişmanlığa bağlı karaciğer yağlanması sonucu oluşan bu durum, ciddi alkol tüketimi de olmayan bir kişide özel bir hastalık tablosu olarak değerlendirilir ve tıpta “non-alcoholic-fatty-liver-disease NAFLD” (alkole bağlı olmayan yağlı karaciğer hastalığı) olarak bilinir. Eğer obezitegiderilmez ise karaciğer yaralanmasının ciddiyeti giderek artarak tıpta NASH ( non-alcoholic-steato-hepatitis) sendromu olarak bilinen ve karaciğer sirozuna yol açabilecek ciddiyette kronik hepatit tabloları ortaya çıkabilir. Bu nedenlerle merkezimizde tüm “obezite cerrahisi” adayı hastalara ameliyat öncesinde karaciğer fonksiyon testleri ve karaciğerin ultrason ile incelenmesi bir rutin olarak yapılmaktadır. Obezite ameliyatı sonrasında ciddi kilo vermenin ardından NASH sendromu tamamen ortadan kalkabilmektedir. Bu bağlamda hastaların ciddi ve kalıcı karaciğer hasarı oluşmadan ameliyat edilmiş olmaları tabi ki büyük önem taşır.
Obezite ve akciğerler:
Hem çocuklar ve hem de erişkinlerde “obez” olmak ile “nefes darlığı çekmek” arasında aşikar bir ilişki vardır. Obezler fizik aktivite yaptıklarında daha çabuk nefessiz kalırlar. Bu egzersiz kapasitesindeki azalmanın nedeni taşıdıkları aşırı kilolara bağlı olarak artmış olan genel metabolik maliyettir. Ayrıca obezlerde göğüs kafesinin genişleyebilme özelliği ve solunum kaslarının gücü azalır , karın içi yağların artması sonucu diyafram akciğerleri yukarı doğru sıkıştırmaya başlar ve bunlar da “nefes darlığını” ve bunun algılanmasını artıran nedenlerdir. Obezite sonucu akciğerlerin daha az havalanması durumu tıpta bir Charles Dickens karakterinden esinlenerek “Pickwickian” sendromu olarak da bilinir. Vücut kitle indeksinin 50’nin üstünde olduğu “süper” obezlerdesolunum fonksiyonları daha da ileri oranda bozuk olabilir ve bunlarda ciddi solunum kısıtlanması çok nadir değildir. Dolayısı ile “obezite cerrahisi” adayı morbid obezite hastalarının değerlendirilmesi esnasında tecrübeli göğüs hastalıkları uzmanlarının değerlendirmesi büyük önem taşır. Bu değerlendirmede muayene ve akciğer filmine ek olarak mutlaka solunum fonksiyon testleri yapılır, bazen kan gazlarının görülmesi gerekebilir ve muhtemel akciğer hastalığının varlığı ve ciddiyeti araştırılır. Çünkü sonuçlara göre değişik tedavi stratejileri belirlenmesi olasıdır.