Neden bize zıt karakterden biriyle eş / sevgili oluruz ?

Neden bize zıt karakterden biriyle eş / sevgili oluruz ?

Bazen tercih ve ırar edilen partner, bir hedefe ulaşmak, ulaşılamayanı elde etmek, kendi içinde yarım kalan eksiklik ve özgüveni tamamlamak adına çabalamak olabilmektedir. Mesela, narsist birinin ilişkiye ikna etmek, sizin için zamanla sevgi ve aşk ile değil, sizin içinizdeki elde etmek ve kendini kanıtlamak sürecine dönüşebilir.

Böylece ilişkiye ikna etmek, kendini onun hayatına kabul ettirmek ısrarı sevgi ve aşktan değil, kendini gerçekleştirme ve tamamlama  için bir araç haline dönüşür. Bu tip çabalar, ilişki başladıktan sonra ısrar edenin, kendini çekmesi ya da soğuması hatta  aldatmasına kadar gidebilir.

Freud derki; seçtiğimiz erkekler babamıza, kadınlar ise annemize benzeyebilir. Bu tüm seçimler için geçerli değildir . fakat çocukluk yıllarında yarım kalmış bir hikayeniz varsa, bu eş / partner seçiminizi etkiler. Özellikle seçtiğiniz kişinin eksik veya hatası var ise bu sizin için bir çekim nedeni olabilir. ilişki  aracılığı ile onu tabiri caizse adam etmek, onu kötülüklerden kurtarmak, sizin için artık bir hedef olabilmektedir. Bu aynı zamanda anne-babanız arasındaki ilişkinizin de aynası gibidir. Babası alkolik olan bir kız, herhalde yapacağı en son şey, bir alkolikle evlenmek iken evet bir alkolikle evlenebilir. çünkü annesinin başaramadığını başarmak görevini bilinç dışı üstlenir bizce mantıksız olan bu evliliği yapar. Burada hem annesinin rolünü üstlenir, hem çocuklukta  annesinin yapamadığını yaparak annesiyle olan savaşı kazanmayı amaçlar hem de alkolik eşini yola getirmek adına onu cezalandırdıkça babasına ona öfkesini ve intikamını alır.

Oysa eş seçimi, her zaman böyle olmasa da genelde bilinç dışı süreçler ve bastırılmış duygu-düşünceler ile yapılır. Herkesin peşinde koştuğu güzel bir bayanı düşünün. Herkes o kadar ilgili ve talepkar iken onun ilgisiz ve aşk dilendiği biriyle evlenmesi tesadüf değildir. Bu ilişkilerde kızın anne-babası arasındaki ilişki örneği önce ele alınmalıdır. Annesi, babasından sevgi –ilgi alamayan biriyse o kız istediği kadar güzel –ilgi çekici olsun, milyonlar peşinde olsun bir anlam ifade etmez. O gider, babası gibi ilgiyi esirgeyen duygularını yansıtmayan biriyle sevgili-eş olabilir. Başka birinden 24 saat alacağı ilgi yerine, ilgisiz erkekten alacağı azıcık ilgi bile onun için çok büyük bir başarıdır. Kazanmıştır.

Buradan yola çıkarak diyebiliriz ki, hayatımızdaki ilk evliliğimiz,anne-babamızın evliliğidir. Bu model tüm bakışımızın senarize edilmiş halidir. Eğer anne-baba evliliklerinde hep şikayet eden- mağdur olan bir döngü içinde iseler, o zaman bizim görevimiz evlenip bu döngüyü  bozmak olacaktır. Hatta bazen, insanlar çevrelerine ailelerine örnek olmak adına en mükemmel evliliği yapıp ders verircesine örnek olmak isterler. Bu tip evlilikler de sıkıntılıdır. Çevreye ders verirsiniz ama sonrasında ne yapacaksınız?

Türk evliliklerinde, genelde gördüğümüz şekil, ilişkide karşıdakini adam etmeye çalışan, kendisine uymayan birini ısrarla uydurmaya çalışan bir yapıyı hep görmekteyiz. Bu durumun devam etmesi, hem yalnızlık kaygısı, hem savaşı kaybetme düşüncesidir. Zaten genelde baktığınızda bu tip düşünceye sahip  olan insanların hayatlarında yaralı ilişkilerinin benzer tercihlerden kaynaklandığını, seçtikleri kişilerin de birbirine benzer oldukları söylenebilir.

Ayrıca ilgisiz veya suçladığımız partnerimizin aslında bizden önceden de aynı kişi olduğu, sadece bu ilişkide böyle olmadığı gerçeğini unutmaktayız. O kişiyi,öyle olduğunu bilerek, evlenmiş  bulunuruz. Aslında partnerinizin ilgisizlik dediğiniz tutumu, ilgisizlik olamayabilir de. Sizin olaya bakış açınız itibariyle bu algınız hep yetersiz bir ilgi olarak anlamlandırılır. siz ilgisiz derken, çevreniz partneriniz için aynı şeyi söylemeyebilir. Ya da sizin için yaptıkları insanlarda büyük beğeni toplarken sizin için anlamsız kalabilir. Bu demek oluyor ki, ilişkiye başlama şekli, sonrasındaki sorunların da kaynağıdır.

Anne-babasının evliliğini onaylamayan birey, kendisine” asla annem / babam  gibi bir eş olmayacağım” der. Bunu uygulamak için erkek çocuk, annesi gibi biriyle karşılaştığında çocukluğunda gelen o düşünceler aktivite olur. Ve kendisine hiç uymadığı halde  o bayana ilgi duyar. Aslında buradaki yakınlık hissi ilgi değil, yıllardır “babam gibi olmayacağım” iç sesinin uygulanması için bir fırsattır. Annesine benzeyen birini bulduğu an babasıyla içsel yarış başlar. Kendince babasıyla aynı kulvardadır. Ve babasından daha doğru yaklaşarak güzel ilişki nasıl olunurmuş kanıtlamak ister. Fakat seçtiği kişinin kendisi için doğru insan olup olmadığı sorusunu kendisine ancak  hedefe ulaştığında (evlendikten sonra) sorar. Hatta “niye evlendim ki” sorusu sorulur. Anne-babasının evliliğinde onaylamadığı annesine benzeyen biriyle ilişki yaşamak isteyen erkek, aslında bir yandan da kendini gerçekleştirmek, babasının yapamadığını yaparak kupayı kazanmak isteyecektir.

İşte bu noktada babanın yapamadığını yapacağını sanan erkek, partneri olan  bayanı annesi gibi olan davranışlarından vazgeçmesi için değiştirmek, zorlamak, yeni özellikler kazandırmak ister. Bu durum ise, ilişki  yaşamak yerine bir savaşa dönüşür. Mutlu anlar az, çatışma anları fazla bir ilişki halini alır.

Bayan için ise anne-baba arasında problem var ve kronikleşmiş ise, aslında farkında olmadan babaya olan öfkesi nedeniyle sevgilisi ya da eşine de aynı tepkiyi gösterebilir. Hatta bütün erkekler aynı tezinden yola çıkarak, gizli bir güvensizliği yıllarca sürdürür. Ya da annesinin babasıyla ilişkisinde yaptığı hataları yapmamak için babasına benzeyen birini seçerek çalışma alanı bulmuş olur. Aynı zamanda babasını elinde alan annesine karşı ertelenmiş savaşı kazanmaya çalışır. Hatta annenin büyük tepkisine rağmen o kişi ile evlenir.  
Birey evliliğini veya ilişkisini neden yaptığını ve niye o kişiyi seçtiğini bilirse, yaşadığı sorunlar aniden kesilir. Yıllarca şikayetçi olduğu ilgisizliğin aslında bir ego savaşı olduğunu, ilginin aslında yeterli düzeyde olsa bile kendisine yetmemesinin evliliğin kuruluş amacında gizli olduğunu fark edebilir.

Evlilik veya ilişkideki kronik sorunların temelinde amaçlar vardır. Amaçlarınızın sonradan gerçekleşmemesi yıllar süren bir fırtınalı evliliğe dönüşür. Hem kopamaz hem de mutlu olamazsınız. Bu nedenle çarpık bir tercihin altında yatan temel süreçleri fark edebilmek adına bir uzmandan yardım almak gerekebilir.

Yanlış  ve mutsuz model evliliklere şahit olmuş bireylerde evliliğe ve ciddi ilişkilere karşı bir özgüven eksikliği vardır. Bunun altında, anne-babanın mutsuz evliliği, çevrede çok sayısal mutsuz evlilik, arkadaş grubunun karşı cinse güvenmeme telkinleri ilişki ve evlenme adımlarını daha da zora sokar.

Yaş ilerledikçe bireyin evlenmesi zorlaşır. Aslında bilindiği üzere seçicilikten dolayı değil, kaygı ve korkulardan dolayıdır.  Kaygı ve korkuların üzerine gidilmedikçe kişinin, bu kaygı ve korkuları kemikleşir, İnanç halini alır. Yaş  ilerledikçe, insanların daha detaycı olması işte bu kaygı ve korkularının yoğunluğu ile alakalıdır. Seçici olması ise; kendisini en az üzecek, çok zorlamayacak, kaprissiz, sorumsuz ilgisiz olmayacak birini aramasıdır.

Çünkü yaş ilerledikçe insanların emek verme gücü ve isteği azalır, hatta küçük kaprisli  hareketler daha da kaldırılamaz hale gelir.  Hatta genç yaşlarda ayrılan çiftlerin  barışması kolay olurken yetişkinlerin barışması daha zordur. Çünkü zaten zor inanmıştır inancı sarsıldığında da güvenmesi mümkün hale gelememektedir.

Evlilikte ve ilişkide kronikleşen sorunlar yaşamak, tek taraflı bir  durum değildir. Bu uç bir fikir gibi görünse de çözümü  vardır.   Böyle durumlar için uzman desteği şarttır.

Bu makale 15 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Psk. Dan. Serhat Yabancı

Etiketler
Evlilik
Psk. Dan. Serhat Yabancı
Psk. Dan. Serhat Yabancı
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube