Nasıl görürüz?

Nasıl görürüz?

- İYİ GÖRMEK İÇİN;

IŞIĞA,

BİR FOTOĞRAF MAKİNESİNE VE

BİR BİLGİSAYARA İHTİYACIMIZ VARDIR.

Nasıl olur?  demeyiniz. Görme olayı, dünyanın fotoğrafını çeken gözlerimiz ve bu resimlerin analizini yaparak görüntüleri algılamamızı sağlayan sinir sisteminin ortak çalışması sonucunda oluşur.

Sağlıklı bir gözü bir fotoğraf makinesine benzetebiliriz: Bu muhteşem optik sistemi içeren fotoğraf makinesinin önünde bir mercek (kornea) arkasında bir mercek (lens) ve onun arkasında da fotoğraf filmi (retina) bulunur. Fakat, göze gelen ışık ile fotoğraf filminde net bir  görüntünün oluşması, net görebilmemiz için yeterli değildir. Üstelik, optik kurallara gore bu görüntü ters olarak oluşacaktır. Gözlerimiz iki tane olduğuna göre de iki farklı yerde iki görüntü oluşur. Bu görüntülerin optik sinirler (bilgisayar kabloları) yoluyla beynimizin iç ve arka kısmında yer alan bölgelerine (bilgisayar) gitmesi ve buralarda işlenerek (analiz edilip formatlanarak) görme algımızın oluşturulması gerekir.

Beynimiz, görüntüyü düz ve tek algılamamızı sağladığı gibi, aynı zamanda karşımızdaki cismin yerini, rengini üç boyutlu olup olmadığını, hareket edip etmediğini fark etmemizi sağlar. Bununla kalmayıp, vücudumuzun dengesi, baş pozisyonumuz sürekli değişse bile görüntünün sabit algılanması ve gözlerimizin birbirine paralel olarak hareket etmesi de beynimizdeki kusursuz  sistemler sayesindedir.

- BU MUHTEŞEM SİSTEMİN HEP İYİ ÇALIŞMASI İÇİN NE YAPMALIYIZ?

- Evet. Bu sistem gerçekten muhteşem.  Öncelikle kusursuz bir görme sistemi ile doğduysak çok şanslıyız. Fakat bütün organlarımızda olduğu gibi, çevresel faktörler ve yıllar burada da aleyhimize işliyor.

Yaşlanmayı durdurmak mümkün olmasa bile, göz sağlığımızı uzun bir ömür boyu devam ettirmek için dikkat edeceğimiz şeylerden en önemlisi çeşitli ve dengeli beslenmektir. Dengeli beslenmekle birlikte özellikle görme sisteminin her aşaması için diyetimiz bolca katacağımız gıda örnekleri verecek olursak:

Göz yüzeyinin kalın ve yağlı bir göz yaşı tabakası ile kaplanmasının görüntüde netliği arttıracağı muhakkaktır. Bol su içmek, en az haftada 2 kez omega 3 yağ asitlerinden zengin balık ve ceviz yemek önemli. Bu besinler aynı zamanda gözün sinir tabakası, optik sinirler ve beyin sağlığı açısından da önemlidir.

Göz merceğinin saydamlığını kaybetmesi (katarakt) maalesef önlenemeyecek bir durum olsa da, beslenmeden fazla şekeri ve fazla sodyumu çıkarmak gereklidir. Retina tabakasına gelince, buradaki ışığa hassas hücreleri ultraviyole hasarından koruduğu düşünülen orman üzümleri – maviyemiş-yaban mersini-, karadut gibi koyu kırmızı meyveler bolca tüketilmelidir.

Görüntünün  en keskin olarak yakalandığı orta retina bölgesinin (makula) sağlığı için burada bulunan  lutein ve karotenoidleri bolca içeren koyu yeşil yapraklı (ıspanak, pazı, brüksel lahanası gibi) ve koyu kırmızı-turuncu (domates, havuç gibi) sebzeleri bol tüketmeliyiz. Bu sebzeler arasında özellikle ıspanağı, içerdiği besin değerini en çok koruyarak, yani mümkün olduğu kadar dondurulmuş değil taze olarak, yıkandığı suda uzun sure bekletmeden her gün salatamıza katabiliriz. İçerdiği asidik moleküllerden arınması için kaynayan bol suda ve tencerenin kapağını kapatmadan birkaç dakika pişirerek ana öğünlerimizde tüketebiliriz . Günde bir bardak taze ıspanak yenilmesi, Uluslararası Yaşa Bağlı Göz Hastalığı Araştırması’nın sonuçlarına göre yapılan bir öneridir.

Optik sinir ve beynimizdeki görme yollarının sağlığı, bu yollarda aynen elektrik iletimi gibi çok hızlı yapılan bir görsel bilgi iletimi ile mümkündür. Bu dokuların işlevselliğini arttırdığı, ayrıca yüksek göz içi basıncına karşı optik sinirii koruduğu düşünülen  birçok besinle ilgili bilimsel çalışmalar yapılmaktadır. Henüz kesin sonuçlar olmasa bile olumlu katkıları olduğu kabul edilen bazı besinler gingko biloba, üzüm çekirdeğinden elde edilen resveratrol, balık yağı-Omega 3 yağ asitleri, balık, sakatat ve tam tahıllarda bol miktarda bulunan Koenzim Q 10’dan bahsedebiliriz.

- DENGELİ BESLENMEK DIŞINDA GÖZ VE GÖRME SİSTEMİMİZİN SAĞLIĞI İÇİN NELERE DİKKAT ETMELİYİZ?

- Gözlerimize iyi “bakmamız” gerekir! Bazı optik kusurları gözlükle düzelterek beynimize her zaman net görüntüler göndermek için düzenli görme muayeneleri yaptırmak çok önemlidir. Belirti vermeyebilen bir hastalık olduğu için glokom (göz tansiyonu) açısından sağlıklı gözlerimizin de göz içi basınçlarını yılda bir kez ölçtürmemiz gerekir.

Ultraviyole-güneş ışığı- retina hücrelerinde hasara neden olur. Ayrıca ultraviyolenin görünmeyen bir ışık olduğunu ve bulutlu havalarda bile güneş gözlüğü takmanın anlamlı olduğunu belirtelim. Bu arada gözlük camının renginin koyuluğu değil, yüzde yüz UVA ve UVB korumalı olması önemlidir. Ayrıca, camlardan yansıyan ışınları engellemek için camın ön ve arka yüzeyinde yansıma önleyici kaplamaların olduğu güneş gözlüklerini tercih etmeliyiz. Sağlıklı gözlere sahipseniz, renk ayırımı açısından en iyi cam rengin gri tonları olduğunu da biliyoruz. Emin olunuz, bu her zaman en pahalı güneş gözlüğü demek değildir. Dikkatli bir tüketici olmak yeterlidir.

- PEKİ GÖZ VE GÖRME YOLLARININ SAĞLIĞI İÇİN KAÇINMAMIZ GEREKEN ŞEYLER VAR MIDIR?

- Gelelim zararlı şeylere. Öncelikle sigara gözlerimiz ve beynimiz için bir zehirdir. Bununla birlikte aşırı alkol tüketimi optik sinirlerde zayıflamaya neden olur. Sigaranın, merkezi makula noktasının yaşa bağlı hasarını hızlandırdığını ve ciddiyetini arttırdığını da söyleyelim. Hatta bu ikisini uzun yıllar boyunca fazla miktarda  kulllananlarda bu hasar körlüğe kadar gidebilir.

Göz sağlığını dolaylı yoldan etkileyebilecek ilaçlar ve gıda takviyeleri konusunda bilinçli olmak gerekir. Örneğin toplumda sık sık endişe, depresyon giderici ve uyku düzenleyici olarak kullanılan sarı kantaron otu (St. John’s Wort) ışığa karşı duyarlılığı arttırmakta ve zararlı ışınların göze daha çok girmesine neden olmaktadır. Bu ilaç kullanıldığı sürece güneşe çıkmamak gerekir. Ayrıca bazı antibiyotikler, allerji ilaçları, depresyon ilaçları, akne ilaçları ve ağrı kesiciler de bu yönden dikatle kullanılması gereken ilaçlar  arasındadır. Bazı bitki ve baharatların bilinçsizce kullanımının göz ve beyin dokularına zararlı olabileceği de her zaman akılda tutulmalıdır.

Optik olarak görmesi netleştirilmiş gözlerle bile uzun sure yakına bakarak çalıştığımız veya okuduğumuz zaman göz yorgunluğu olması tamamen normaldir. Çok koşunca bacaklarımızıın yorulması gibi… Kısa bir süre yakın çalışmaya ara vermek, mümkünse uzağa bakmak veya bir süre gözleri kapatarak istirahat etmek yorgunluğu giderecektir.

Sağlıklı ve parlak renkli günler dileğiyle.

Bu makale 7 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Gölge Acaroğlu

Doç. Dr. Gölge ACAROĞLU, lisans öncesi eğitiminin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tıp eğitimini tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. 1990 yılında Hacettepe Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı’nda ihtisas eğitimini tamamlamış ve Göz Hastalıkları Uzmanı olmuştur. 15 yıla yakın süre boyunca SSK Ankara Eğitim Hastanesi ve Ulucanlar Göz Hastanesi'nde Nöro-Oftalmoloji - Kapak - Orbita birimleri sorumlusu ve başasistanı olarak görev yapmıştır. New York Columbia Üniversitesi’nde Tiroid Göz Hastalığı ve Optik Sinir Kılıfı Cerrahisi konularında ve San Fransisko Kaliforniya Üniversitesi’nde Nörooftalmoloji ve Oküloplastik birimlerinde klinik araştırmacı olarak çalışmalarda bulunmuştur. 2004 yılında Doçentliğini alan Doç. Dr. Gölge ACAROĞLU, 2010 yılı itibariyle serbest hekimlik yapmaktadır.  Doç. Dr. Gölge ACARO ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Göz sağlığını neler etkiliyor
Doç. Dr. Gölge Acaroğlu
Doç. Dr. Gölge Acaroğlu
Ankara - Göz Hastalıkları
Facebook Twitter Instagram Youtube