Narsisizm Nedir?
Bir kişilik bozukluğudur. Narsisist kendisini diğer insanlardan üstün gören ,kendini aşırı derecede beğenen, çevresinden sürekli bir takdir ve ilgi bekleyen, imtiyazlı davrandığını düşünen, özel muamele bekleyen kişidir. Empati yetenekleri yoktur. Sürekli pohpohlanma ihtiyacı güder. Başarılarından bahseder sürekli övünür, eleştiriyi kabul etmez. Olaylar karşısında kendini söz sahibi olarak görür ,her şey onun kontrolünde olsun ister. Başka insanlarla aynı evde yaşamak, topluluk duygusu onlara çok yabancı şeylerdir çünkü menfaat ön plandadır ve sorumluluk duygusu gelişmemiştir.Sorumlu olduğu tek kişi kendisidir bu nedenle bencil kişilerdir narsistler. Çözüm bulmak, karar vermek, sorgulamak onlar için gereksizdir. Birey bir şeyi seviyorsa onu sorgulamadan,yargılamadan,araştırmadan kabul eder.Her zaman kolaya kaçandır narsist.
Hastalığın zemininde derin bir kendine güvensizlik var …
Yetersizlik ve aşağılık hissini bastırmak için özgüveni yüksek kişi imajı çizmeye çalışırlar. Ancak bu tamamen yaptıkları rolü içselleştirmeyle alakalı bir durumdur.
Bu kişiler tebrik edilmeyle,övgülerle,başarılarla için hayatta hep iyi yerlere gelirler. Zirvedekiler narsistlerdir diyemeyiz ama narsistler hep zirvededir diyebilirz. Okul hayatlarında, iş yaşantılarında hep hırs içindedirler çünkü rakiplerinin gerisinde kalmak hiç onlara göre değildir. Narsist kişi genellikle kliniğe narsist olduğunun farkında olmadan , depresyon şikayeti ile gelir, çevresindekileri ve tabiki özellikle eşini çok yorduğu için aile terapisine başvurduğu zaman aile ve çift odaklı terapilerde de kişinin bozukluğu ortaya çıkar.
Narsist bir kişi ile yaşamak neden zordur?
Bencil bir karaktere sahip olan narsisizmde kişiyi seven eşleri ya da ailesi, arkadaşları bu narsist olan kişinin neden kendini sevmedğinin sebebini düşünüp dururlar ve bu kez hatayı kendilerinde aramaya başlarlar. İşleri düşünce alçakgönüllü bir kişiymiş gibi davranırlar, planlamadan istemsiz bir şekilde rol yaparlar. Empati rolü yapmak da genel karakteristik özelliklerindendir. Tanıştıkları kişilere ilk dakikadan kendilerine aşık edebilirler ancak uzun süreli ilişkilerde karşı taraf tükenir. Aşkı saçma bulurlar. Önemsedikleri şeyler, para, şan, şöhret, markadır.
Kendilerinin yapmadığı şeyleri sizden beklerler. Vefa duyguları minnet duyguları yoktur. Depresyona yatkındırlar. Zayıf noktalarından bahsederseniz sizi düşman olarak görmeye başlarlar ve motivasyonunuzu, özgüveninizi kaybettiecek her şeyi yapabilirler. Para kazanamadıkları zaman ya da herhangi bir başarısızlıkta ortamı huzursuz etmeye başlarlar.
Nasıl başa çıkarız?
Baştan sınır koymalıdır kişi narsist kişiye karşı, eleştirel olmamalıdır, teşekkür beklememelidir. Asla suçlayıcı olmamalıdır. Öfke kontrolünü öğrenmelidir, özgüvenini arttırmalıdır ki narsist kişinin egosu altında ezilmesin, ona karşı hemen öfkelenmesin. Narsistik kişi ile birlikteyseniz ve onunla yaşayıp, uğraşmak zorundaysanız kararlı ve tutarlı olmalısınız. Bu tutum ilişkinin ilk gününden itibaren başlamalıdır. Narsistler zor durumlarla karşılaşmayı istemezler, böyle bir durum oluştuğunda amaç ve çıkarlarını değiştirirler. Kendi hedefini, kendi yolunu çizmelidir insan, kendi isteklerini belirlemelidir önce.. Kendini bilen bir kişiyi hiçbir narsist elinde oynatamaz. Böylece narsist kişi ile karşılıklı menfaat planı içerisine girmiş olurlar.
Narsisizm Geçici Midir?, Tedavisi Nasıl Olmalıdır?
Narsizim bir kişilik bozukluğu olduğu için kişinin tamamen narsistik özelliklerinin kaybolması beklenemez. Tedavideki amaç kişinin superegosuna destek vermek, empati yeteneği kazandırabilmek, topluluk kavramını ona yerleştirmek ,insanların da en az onun kadar değerli olduğu fikrini kişiye empoze edebilmek amaçlı olmalıdır.
İkili ilişkilerde ya da aile ile olan ilişkide problemler çıkmaya başlar ve narsist kişi bu tür duygusal çalkantılara gelemez, depresyona sürüklenir. Zaten depresyon eşiği çok düşüktür. Genellikle hayalindeki kişi ile gerçekteki kendisi arasındaki farkı gördüğü zaman yani o güçlü, kimsenin bırakıp gidemeyeceği, vazgeçilmez kişiyi eşinin terk etmesi, patronunun işten çıkarması gibi olaylar derinden sarsar ve depresyonla sonuçlanır.
Narsistler yardım almak istemezler, onlara göre yardıma ihtiyaçları yoktur …
Psikologlar, psikiyatristler onlara yardım etmek için varlar ve narsist kişi boyun eğme, yardım alma başkasına mecbur kalma gibi duygulardan yoksundur. Onları tedaviye başlatmak çok zordur. Terapisti ciddiye almaz daima kendi görüşlerini önemserler ancak bazen gerçekten yıkılmış durumda olabiliyorlar. Bu durumda kliniğe başvurduklarını görebiliyoruz. Kendileri hakkındaki düşünceleri, geçmişleri, şu anki durumları ve tedavinin ne için gerektiği konusunda ki fikirleri itibarlarını yükseltme arzusu ile çarpıtılmıştır. Dolayısıyla gerçeklere dayalı yorumları kabul etmezler ve egolarına zarar veren noktalar olur ise terapiden çekilebilirler. Dolayısıyla belli bir raddeye gelene kadar kişinin gururunun okşanması tedavinin devamını sağlamak açısından önemli olabilir.
Psikoterapi çevresindeki insanlar ile ilişkilerinde daha olumlu ve yararlı bir biçimde haraket etmeyi öğrenmesi, kendisi ve başkaları hakkında daha realist düşünceler geliştirmesi açısından yararlı olabilir, ancak terapistin danışan ile son derece dengeli bir iletişim yürütebilmesi önem arz etmektedir.
Uzm.Klinik Psikolog Sinem ÖZER