Memenizi koruyun!

Memenizi koruyun!

Meme kanseri tanısı, hatta sadece olasılığı bile, yol açtığı çağrışımlar yüzünden
ürkütücüdür. Eskilerde olduğu gibi kanserin ölümle eş anlama
gelmediğini bilseniz bile hayatınızı karmaşaya sürükleyebilecek ciddi bir
sorunla karşı karşıya olduğunuzu hissedersiniz.
Sezgileriniz varlığınızı acilen savunmak zorunda olduğunuzu söyler,
ama neye karşı olduğunu bilmediğiniz bir savunma planı yapamazsınız.
Her şeyden önce, bilinmeyene karşı duyduğunuz korku kararlılıkla harekete
geçmenizi engeller. Kendinizi güçsüz ve çaresiz hisseder, ilk gelen
yardım teklifine hiç düşünmeden sarılırsınız. İşte bu adım, geri dönüşsüz
bir yanlış kararlar sürecini başlatabilir! Pek çok kadın, hayatlarının geri
kalanı boyunca ilk yanlış kararın bedelini öder. Çoğu bunun hiçbir zaman
farkında olmaz ve benzer durumla sonraki karşılaşmalarında da aynı hataları
tekrarlamaya devam eder.


Hastalık hakkında doğru bilgilenmek, bilinçli ve doğru kararlar almanın
ilk şartıdır! Bilgi sizi güçlendirir, çünkü seçeneklerinizi fark etmenizi
sağlayacak arayışlara girmenize olanak verir. Seçeneklerinizi bilmek kendinizi
güvende hissettirir. Kendinizi güvende hissettiğinizde ise mantıklı
düşünmeniz ve doğru kararlar almanız kolaylaşır.
Ancak bilgi tek başına yeterli değildir ve hekimler için de bu böyledir.
Hekimlerin idealleri, bakış açıları ve deneyimleri, bilgiyi nasıl kullanacaklarına
kılavuzluk ederek hastalarının kaderini belirler. Tıbbi anlamda “en
iyi”, size özel olarak planlanan, gereksiz ve aşırılıktan uzak, kaliteli bakımdır!
Oysa günümüzün sağlık sistemleri standart şekilde basitleştirilmiştir
ve “hastaya” değil “hastalığa” odaklanan bir bakımı öne çıkarır: ucuz, kısa,
yüzeysel ve zayıf! Bu sistemde hasta kendi yararlarını kendisi gözetmek
zorundadır! Bunu yapabilmek için hastalık hakkında bilgilenmeniz
yetmez. Tıbbi hizmetlerin nasıl yürütüldüğüne ilişkin bir farkındalık geliştirmeniz,
iyi ve kötü uygulamaları ayırt edebilmeniz de gerekir! Konunun
uzmanı olan hekimlerin mesleki bilgi ve görüşlerini kamuoyuyla paylaşmaları bunun için önemlidir.

Elinizdeki kitap, bütün kadınlar ve onlara
değer veren erkekler için bu niyet ve umutla yazıldı.
Bedenlerimiz tabiattaki her şey gibi muhteşem yaratılmıştır. Gereksiz
ya da fazlalık sayılabilecek hiçbir organ ya da işlev içermez. Koruyucu hekimlik
insan varlığını bütünlüğü içinde korumayı amaçlar, ama ne yazık
ki bazı tıbbi yaklaşımlar bu saygın amaçla hiç bağdaşmaz. Hele konu kanser
olasılığı ise! “Kanserle savaş” adına zarar gören organlar arasında ilk
sırayı meme almaktadır ve kendinizi korumak yolunda kararlı bir çaba
içinde olmadığınız takdirde kolayca zarar görmeniz kaçınılmazdır! Bu kitap,
memenizi neden korumanız gerektiğine ve bunu nasıl yapabileceğinize
dairdir. Sağlığınıza vesile olması dileğiyle.

Bu makale 18 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir

Prof. Dr. Ayşegül ÖZDEMİR, lisans öncesi öğreniminin ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı'nda almış ve Radyoloji Uzmanı olmuştur.  1991 yılından beri alt uzmanlık alanı olan Meme Radyolojisi ile ilgili çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Ayşegül ÖZDEMİR, 2000 yılında Doçent, 2006 yılında ise Profesör unvanını almıştır. Türkiye’de meme kanseri tarama ve takip protokollerinin uygulanmasında, mamografik kalite ve radyasyon dozu çalışmalarında, meme görüntülemesinde başarı ve verimlilik kıstaslarının ölçümünde, iyi huylu meme lezyonlarında biyopsi yerine radyolojik takip, tarama amaçlı meme ultrasonografisi, stereotaksik ve sonografik biyopsi, cerrahi biyopsi öncesi telle işaretle ...

Etiketler
Meme kanser tanısı
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir
Prof. Dr. Ayşegül Özdemir
Ankara - Radyoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube