Kalçanın avasküler nekrozunda prp

Kalçanın avasküler nekrozunda prp

Avasküler nekroz nedir, vücutta ne gibi sonuçlara yol açar?

Avasküler nekroz yada diğer adıyla aseptik nekroz  kemiklerin  kanlanmasındaki bozulmaya bağlı olarak kemik hücrelerinin ölmesi ile karakterize bir durumdur. Adından da anlaşılacağı üzere mikrobik bir olay söz konusu değildir. Vücutta en çok kalça eklemini oluşturan femur kemiğini tutar.  Femur kemiğinin kalça eklemi içindeki baş kısmının dolaşımı bilinmeyen bir sebeple bozulur.  Kanlanamayan kemik bölümlerindeki hücreler ölmeye başlar. Tedavi edilmediğinde kemik ölümünün kıkırdak altı dokuya yayılması ile kemiğin ağırlığı taşıyan üst bölümü çöker ve kıkırdak tahrip olur. Kıkırdağın tahrip olmasıyla eklemde artık onarılamayacak düzeyde kireçlenme, yani artroz ortaya çıkar. 

Avasküler nekrozun sebebi tam olarak bilinmemektedir. Burnunla beraber alkol kullanımı, şeker hastalığı, obezite, kortizon kullanımı ve derin su dalışları ile ilgisi gösterilmiştir. Ülkemizde özellikle uzun süreli kortizon kullanımı sıkça karşılaştığımız sebeplerden biridir. En sık 30-50 yaş grubunda ortaya çıkar. Bir kalçada varsa diğer kalça ekleminde olma olasılığı %70'lere varmaktadır. Hastalık oldukça sinsi seyredebilir. Önce kasıkta hafif bir ağrı ile kendini gösterir. Özellikle çok yürümekle ve çok ayakta kalmakla ağrı artar. Daha sonraları ağrıyı hareket kısıtlanması izler. Özellikle kalçanın içe ve dışa dönüşlerinde kısıtlılık belirgindir. Günlük hayatta kolayca yapılan bacak bacak üstüne atma, çorap giyme gibi basit hareketler yapılamaz duruma gelir. Genelde hastalar ağrı şiddetlendiği ve hareket kısıtlanması başladığında doktora başvurular. Hastalık sinsi seyrederse doktor başvurusu daha da gecikir.

Avasküler nekroz tanısı nasıl konur?

Erken tanı için en önemli ipucu hastanın özellikle kasık ağrısını ciddiye alıp doktora erken başvurmasıdır. Röntgen ancak hastalık ilerlediğinde bulgu verdiğinden erken tanı için seçilecek tanı yöntemi kalçe ekleminin MR incelemesidir. MR hastalık daha birinci aşamadayken tanı konmasını sağlar.

Kalçanın avasküler nekrozunda geleneksel tedavi yöntemleri nelerdir?

Kalçanın avasküler nekrozunda en önemli ve en basit yaklaşım kalça eklemi üzerindeki yükün azaltılmasıdır. Hastaya uzun ayakta kalmaması ve kendisini yormaması söylenir. Bu aşamada koltuk değneği yada baston kullanılmalıdır. İlaç tedavileri özellikle bifosfanat tedavileri erken dönemde etkilidir. Yine erken dönemde hiperbarik oksijen ve ESWT tedavileri etkili olabilir. Dekompresyon ve otolog kemik greftleri gibi cerrahi yöntemler erken vakalarda her zaman olmasada kemiği çökmekden koruyabilir. İleri vakalarda ise ekleme yapılan kıkırdak iğneleri eklem sürtünmesini azaltarak kireçlenmeye gidişi yavaşlatabilir. Yine bu aşamada fizik tedavi yöntemleri de kullanılır. Egzersiz ise hastalığın her aşamasında uygulanması gereken yegane tedavi yöntemidir.

Çok ileri vakalarda ise eklem protezi yapılması gereklidir. Ama genelde bu vakaların yaşının protez operasyonu için genç olması oldukça önemli bir problem olmaktadır. Erken yapılan protezin ilerleyen yıllarda gevşemesi ve eskimesi nedeni ile ikinci bir protez operasyonu gerekebilmektedir. Bu nedenle bu hastalarda erken tanı ve tedavi kalçanın kireçlenmeye gitmemesi için son derece önemlidir.

PRP tedavisi kalçanın avasküler nekrozunda alternatif tedavi olabilir mi?

PRP İngilizce “Platelet Rich Plasma” ifadesinin baş harflerinin kısaltması olup, “trombositten zengin plazma” anlamına gelmektedir. Bu yöntemde ilaç hastanın kendi kanından hazırlandığından yan etkisi olmayan doğal bir tedavi yöntemidir. PRP sıvısının içerdiği yüksek orandaki büyüme faktörleri kıkırdak zedelenmesini önlemektedir. PRP ile ilgili son veriler bu tedavinin kalçanın avasküler nekrozunda olumlu sonuçlarına ve potansiyel kullanımına dikkat çekmektedir. Bizim de deneyimlerimiz PRP yönteminin bu tedavisi güç durumda olumlu sonuçlarını desteklemekte ve umut vadeden alternatif bir yöntem olduğuna işaret etmektedir.

Kalçanın avasküler nekrozunda en iyi tedavi erken tanıdır.

Sağlıcakla Kalın

Doç.Dr.Cengiz Bahadır

 

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Cengiz Bahadır

Prof. Dr. Cengiz BAHADIR, 1969 yılında Samsun'da doğmuştur. Lisans öncesi eğitimlerinin ardından İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde başladığı tıp eğitimini 1992 yılında tamamlamış ve tıp doktoru unvanı almıştır. Aynı yıl Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Anabilim Dalı'nda ihtisas eğitimine başlamıştır. İhtisasının ardından 1997-2000 yılları arasında Marmara Üniversitesi Nörolojik Bilimler Enstitüsü'nde Elektrodiagnostik Nöroloji (EMG) lisansüstü programını tamamlamıştır. 2010 yılında Doçent, 2015 yılında ise Profesör olmuştur. Radikulopatiler (bel ve boyun fıtıklarına bağlı ağrılar), bel ve boyun fıtıklarının cerrahisiz tedavisi, EMG (kas ve sinir hastalıklarının tanısına yönelik elektrofizyolojik inceleme), kas-iskelet sistemiultrasonografisi, artritler (romatoidartrit, ankilozanspondilit, kireçlenm ...

Yazarı sosyal medya'da takip edin
Etiketler
Kalçanın avasküler nekrozunda prp
Prof. Dr. Cengiz Bahadır
Prof. Dr. Cengiz Bahadır
İstanbul - Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon
Facebook Twitter Instagram Youtube