İnguino-skrotal patolojiler,

İnguino-skrotal patolojiler,

Çağrılı Yazar Invited Author                                                                      

DOI: 10.4274/Turk Ped Ars.45.23

İnguino-skrotal patolojiler / Inguino-scrotal pathologies

Ünal Zorludemir

Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı, Çocuk Ürolojisi Bilim Dalı, Adana, Türkiye

Özet

İnguinal ve skrotal patolojiler çocukluk çağında en çok rastlanan cerrahi sorunlardır. Bunların çoğu inguinal herni, hidrosel, inmemiş testis ve testis tümörleridir. Akut skrotal ağrı ve/veya şişliğe yol açan patolojilerden en çok rastlananlar ise testis torsiyonu, epididimo-orşit ve appendiks testis torsiyonudur. Bu rahatsızlıkların zamanında doğru tanı ve tedavisinin yaşamsal önemi vardır. (Türk Ped Arş 2010; 45 Özel Sayı: 23-8) Türk Pediatri Arşivi Dergisi,

Anahtar sözcükler: Akut skrotum, çocuk, hidrosel, inguinal herni, inmemiş testis, testis tümörü

Summary

Inguinal and scrotal pathologies are the most common surgical problems in childhood. Most of these pathologies are inguinal hernia, hydrocele, undescended testicle and testis tumors. Among the most common pathologies that cause acute scrotal pain and/or swelling are testis torsion, epididymo-orchitis and torsion of appendix testis. The timely and correct diagnosis and treatment of these disorders in time is of vital importance. (Turk Arch Ped 2010; 45 Suppl:  23-8)

Key words: Acute scrotum, child, hydrocele, inguinal hernia, testis tumor, undescended testicle

İnguinal herni (kasık fıtığı) 

Çocuklarda kasıkta en çok görülen indirekt inguinal her- nidir. Prosessus vajinalis adı verilen periton uzantısının açık kalması ile gelişir.

Miadında bebeklerde %0,8-4,4 (1), prematürelerde ise %16-25 arasında görülür (2,3). Prosessus vajinalisin açıklığı doğuştan olduğu halde, fıtığın klinik olarak görülme yaşı bu açıklığın genişliğine göre değişir. Prosessus vajinalis daha geç kapandığı için sağda daha fazla rastlanır  (%60), %10 oranında bilateraldir (4).

Tipik öykü, kasıkta ya da erkeklerde skrotumda, kızlar- da ise labium majus bölgesinde zaman zaman ortaya çıkan şişlik şeklindedir (Resim 1,2). Bu şişlik ağlama, ıkınma gibi karın içi basıncını artıran durumlarda belirginleşir, yatmakla ya da itmekle kaybolur.

Resim 1. Erkek çocukta inguinal  herni

Resim 2. Kız çocukta inguinal herni

İnguinal herni muayenesi için ortam sıcak olmalı, her iki taraf da aynı anda gözlenerek şişlik olup olmadığı incelenmeli, testislerin skrotumda olup olmadığı değerlendirilmelidir. Büyük çocukların kaka yapıyor gibi ıkınması şişliği gör- mede yardımcı olabilir. fiişlik varsa inguinal bölgeye doğru itilmeye çalışılmalı, itilemiyorsa, bulunduğu yerde hareketli mi (lenf bezi, kordon kisti, testis), yoksa sabit mi (boğulmuş fıtık) olduğu değerlendirilmelidir. Bütün bunlara rağmen muayene esnasında fıtığa bağlı şişlik görülmeyebilir. Böyle durumlarda ailenin şişliği nerede gördüğü sorgulanmalı ve şişliğin yerini göstermesi söylenmelidir.

İnguinal herni kendiliğinden geçmez, her an boğulma riski vardır. Bu da erkeklerde barsak ve/veya testisin, kız- larda ise daha çok over ve/veya tuba uterinanın burada sı- kışmasına, bu organlarda nekroz ve gangren gelişmesine, hatta sepsise, bunun sonucunda da hastanın kaybedil- mesine sebep olabilir. Çocuğun yaşı ve fıtık ne kadar kü- çükse, boğulma riski o kadar fazladır. Bu nedenlerle, in- guinal herninin tedavisi ‘tanı konduğunda, elektif şartlarda en kısa zamanda cerrahi’dir. Burada elektif şartlardan kastedilen, çocuğun ameliyatını ve/veya genel anestezi almasını engelleyecek bir enfeksiyon, anemi ya da siste- mik başka bir rahatsızlığının olmamasıdır.

Prematüre bebeklerde fıtığın boğulma riski daha fazladır (%31) ve yenidoğan yoğun bakım ünitesinden evine gön- derilmeden inguinal hernisinin onarılması önerilir (5).

Bir tarafında inguinal hernisi olan çocukta ileride karşı tarafta da herni görülme ihtimali ortalama %20’dir (6-8). Fı- tık bulgusu olmayan karşı tarafın rutin ameliyatı eskisi kadar yaygın bir uygulama değildir.

Organların fıtık kesesi içinde sıkışıp karın içine itileme- mesi fıtık boğulmasıdır (inkarserasyon). Bu olay, sıkışan barsakların, erkeklerde testisin, kızlarda ise over ve/veya tuba uterinanın nekroz ve gangrenine, barsağın perforasyo- nuna kadar ilerleyebilir. Boğulmuş fıtık hidroselle ve bazen testis torsiyonu ile karışır. Öyküde ağrı olmaması ve şişliğin uzun süredir aynı şekilde devam etmesi öncelikle hidroseli düşündürmelidir. Daha önce hiç bir şişlik yokken aniden or- taya çıkan kasık ya da skrotum şişliği öncelikle boğulmuş fıtığı düşündürmelidir. Erkeklerde skrotum şişliğinin ayırıcı tanısında en pratik tanı yöntemi, skrotumu da içine alan ayakta direkt karın grafisidir (Resim 3). Skrotumda gaz-sıvı seviyesinin görülmesi, burada barsak olduğuna, dolayısı ile fıtığa işaret eder. Ayırıcı tanı için gerekirse ultrasonografi (USG) yapılır.

Resim 3. Skrotal herni, ayakta direkt karın grafisi

Boğulmuş fıtıklı hastada sıkışan organda beslenme bozukluğu düşündüren bulgular (ödem, renk değişikliği, lokal ve/veya sistemik ateş, lökositoz) varsa acil ameliyat gerekir.

Konjenital hidrosel (9)

Hidrosel, testisi saran iç ve dış tunika vajinalis tabakala- rının arasında sıvı toplanmasıdır ve genellikle doğumda or- taya çıkar. Periton boşluğu ile ilişkili (kommünikan) ya da ilişkisiz (nonkommünikan, basit) olabilir. Kommünikan olduğunda, bebek yatıyorken şişlik azalır ama tamamen kaybol- maz, ayakta durduğu zaman şişlik artar. Sağda daha çok görülür, sıklıkla bilateraldir. Birçok çocukta inguinal herni ile birlikte bulunur.

Prosessus vajinalisin segmenter olarak kapanması ha- linde lokalize kord hidroseli (kordon kisti, kızlarda Nuck ka- nalı kisti) gelişir. Bu da periton boşluğu ile ilişkili ya da iliş- kisiz olabilir. Kord yapıları ile birlikte olan ağrısız bir şişlik şeklindedir. Testisin hemen yukarısında ya da inguinal bölgede olabilir. Kitle hareketlidir ve ışığı geçirir. Tanıda USG yardımcı olabilir (10,11).

Öykü ve muayene ile herni ve hidrosel genellikle birbi- rinden ayırt edilebilir. Herni şişliği karın içi basıncının artması ile ve zaman zaman ortaya çıkar. Kendiliğinden ya da bastırmakla tamamen kaybolur. Hidrosel şişliği ise çoğunlukla doğuştan beri vardır ve kısa sürede tamamen kaybolmaz, basmakla içeri gitmez. Ancak, hidrosel peritonla ilişkili (kommünikan) ise, çocuk yatarken bu şişliğin gerginliği azalır, uyanıkken ve ayakta ise belirginleşir. Transilluminasyon (ışık) muayenesi, testis tümörü gibi solid kitleleri hidrosel ve herniden ayırdetmek için yararlıdır. Kızlarda ayırıcı tanı için en yararlı yöntem USG’dir.

Peritonla ilişkisiz konjenital hidrosellerin çoğunda hidrosel sıvısı 1-2 yaşına kadar emilir ve kaybolur, geçmezse ameliyat edilir. Bunun dışında, herni ile birlikte bulunan hidroseller ile, abdominoskrotal dev hidroseller beklenmeden ameliyat edilir. Bebekte hidrosel sıvısının aspire edilmesi kontrendikedir, enfeksiyon riski vardır (11).

İnmemiş testis

Testisler gebeliğin 23. haftasından itibaren prosessus vajinalis adlı periton uzantısını takiben skrotum içine doğru uzanır. Doğumda en çok görülen anomalilerdendir ve za- manında doğmuş yenidoğan erkeklerin %3’ünde bulunur (12-15). Prematürelerde bu oran %30,3’tür (12). Düşük doğum ağırlığı, siyah ya da Hispanik ırk, ailede inmemiş testis öyküsü ve gebelikte kola alımı testisin geç inmesine etkili olan diğer etkenlerdir (16-17).

Testisin, ilk geliştiği yer olan böbrek alt polünün inferio- ru ile skrotum arasındaki iniş yolu üzerinde bir yerde kalma- sına inmemiş testis denir. Kriptorşidizm (saklı testis) ise daha geniş bir ifadedir. Testisin skrotumda olmaması kriptorşidizmdir. Kriptorşidizm, inmemiş testisin yanı sıra, ektopik testisi ve anorşidiyi (testisin yokluğu) de içerir. Testisin iniş yolu dışında bir yerde olmasına ektopik testis denir, inguinal bölgede, karşı skrotumda, perinede, uylukta, prepenil bölgede olabilir.

İnmemiş testisin nedenini açıklayacak doğru bir moleküler ve genetik süreç henüz bilinmemektedir.

İnmemiş testislerin yaklaşık %20’si palpe edilemez. Testis ele gelmiyorsa olasılıklar: küçük (atrofik), intraabdominal, inguinal kanalda derinde olması, ya da o tarafta testisin hiç olmamasıdır (vanishing testis).

İnmemiş testisin komplikasyonları infertilite, malignite, travmaya daha kolay uğrayabilme, torsiyon ve olumsuz psikolojik etkilenme olarak sayılabilir. Özellikle bilateral in- memiş testisler için infertilite oranı yüksektir. Testisin erken indirilmesi hem malignansi riskini azaltır, hem de skrotum- da daha kolay izlenmesini sağlar (18).

İnmemiş testisin bir yaşından sonra skrotuma inme şansı yoktur. Bu nedenle, bir yaşını doldurmuş bir çocukta testis beklenmeden cerrahi olarak skrotuma indirilmelidir.

İndirme işlemini altı aya indiren gruplar da vardır. Adolesan döneminden sonra başvuran inmemiş testisi çıkarmak (or- şiyektomi) en çok benimsenen yöntemdir.

Retraktil testis (utangaç testis), aktif kremaster refleksi nedeniyle testisin kendiliğinden skrotumdan yukarıya inguinal kanala- kaçması, fakat elle kolaylıkla skrotuma indirilebilmesi ve bırakınca yine skrotumda kalabilmesidir. En çok 3-7 yaşlar arasında görülür. Fizyolojik bir olaydır. Testis kolaylıkla skrotumun alt ucuna indirilebiliyorsa, hiç bir tedavi gerektirmez (19). İndirilmesine rağmen, testisin skrotumda kolaylıkla duramadığı ve gergin olduğu çocukların %50 kadarında daha sonra testisin yukarı kaçma riski vardır. Testis tamamen skrotal oluncaya kadar bu çocukların yıllık takibi gerekir.

Asendan testis, testisin daha önce skrotumda görülme- sine, yani inmiş olmasına rağmen sonradan inguinal bölgeye kaçması durumudur. Germ hücre sayısının azalmasından dolayı, bunların da inmemiş testis gibi değerlendirilmesi önerilir (20).

Testis tümörleri (21)

Testis  tümörleri  tüm çocukluk  çağı  solid tümörlerinin %1-2’sini oluşturur, en fazla 2 yaşında görülür (22,23). Ço- cuklardaki testis tümörlerinin büyük bir çoğunluğunu (%74) benign lezyonlar oluşturur (24).

İnterseks rahatsızlığı olan hastalarda gonadal tümör insidansı artış gösterir (25). Mikst gonadal disgenezisli çocukların %25’inde tümör oluşma riski vardır (26) ve yaşla insidansı artar (27). Gonadal disgenezisli hastalardaki tüm ‘streak’ gonadlar çıkarılmalıdır (28).

İnmemiş testisli çocuklarda neoplazi en sıklıkla bilateral inmemiş testislilerde gelişir. Yerinde bırakılan inguinal ya da abdominal inmemiş testislerin seminoma riski çok yüksek- tir (%74); karşıdaki normal inmiş testisin testis kanseri riski yoktur (29).

Testis tümörlü çocuklarda en çok rastlanan bulgu ‘ağrı- sız skrotal solid kitle’dir (30-32). Skrotumda belirlenen ağrı- sız solid kitle, aksi ispat edilene kadar malign kabul edilmeli ve mutlaka incelenmelidir (32,33).

Testis tümörlü çocukların değerlendirilmesinde USG rutin olarak tercih edilir (34). Benign ve malign tümörleri güvenilir şekilde ayırt edebilen USG özellikleri yoktur, anekoik kistik lezyonlara ait bulgular benign lezyonları düşündürebilir.

USG’ye ek olarak serumda AFP ölçülmesi önemlidir. Yolk kesesi tümörleri her zaman AFP yapar ve tüm AFP pozitif tümörlerin Yolk kesesi elementi içerdiği düşünülür (35). Benign lezyonlarda AFP seviyesi normaldir.

Teratom, puberte öncesi çocuklarda en çok görülen testis tümörüdür (%48), sonra epidermoid kistler gelir (24,36,37). Puberte öncesi matür teratomlar erişkinlere gö- re benign klinik seyirlidirler. Testis teratomları testisi koru- yucu cerrahi yöntemlerle çıkarılırlar (36-42).

Lösemi ve lenfomalar, çocuklarda testislere en çok yayılan malignansilerdir. Burkitt lenfomalı çocuklarda testis tutulumu %4 oranında görülür ve ilk klinik bulgu olabilir (43).

Varikosel (11)

Spermatik kord venlerinin (pampiniform pleksus) geniş ve kıvrımlı olmasıdır. Adolesan erkeklerin yaklaşık %15’inde görülür. Varikosellerin %90’ı sol taraftadır (44). Varikosel gelişimi, sol renal vendeki venöz basıncın artması, kollateral venöz anastomozlar ve internal spermatik venlerin valv- lerinin yetersizliğine bağlanır. Varikoselin toksik etkisi sonucu her iki testiste de histolojik bozukluklar görülebilir. Se- men analizi adolesanlarda ender olarak yapılabildiği için, tedavi planlarken testis volümü değerlendirilmektedir.

Adolesan varikoseli çoğunlukla asemptomatiktir. Çoğu rutin muayene sırasında farkedilir. Bu tür ağrısız bir skrotal kitle, inguinal herni, kommünikan hidrosel, omental herni, kord hidroseli, epididim kisti (spermatosel) ve skrotal hidroselden ayırt edilmelidir. Fizik muayene sıcak bir ortamda yapılmalı, hem yatarak, hem de ayakta, Valsalva manevrası yaptırarak ve yaptırmadan muayene tekrar edilmelidir. Testisin üst tarafında ya da çevresinde bulunur. Klasik görüntüsü, solucan paketi gibi skrotum derisinden görünmesidir (grade III). Muayenede testisin büyüklüğünü orkidometre ile değerlendirmek ya da USG incelemesi önemlidir (11).

Varikosel olan tarafta 2 ml’den ya da %20’den fazla vo- lüm kaybı, varikoselin cerrahi tedavisi için yeterli kriter olarak kabul edilir (45).

Akut skrotum (11)

Bir çocuk ya da adolesanda akut olarak ortaya çıkan ağrı, duyarlılık ya da şişlik acil bir durumdur ve ayırıcı tanı için hızla değerlendirilmelidir. Adolesanlar akut skrotal şişliğin potansiyel önemini her zaman anlayamadıkları için, bunların subakut hatta kronik skrotal şişlikleri bile acil değerlendirmeyi gerektirebilir.

Akut skrotum ayırıcı tanısı için sayılabilecek patoloji lis- tesi: spermatik kord torsiyonu, appendiks testis torsiyonu, appendiks epididimis torsiyonu, epididimit, epididimo-or- şit, inguinal herni, kommünikan hidrosel, hidrosel, kord hidroseli, travma/insektisit ısırması, dermatolojik lezyonlar, inf- lamatuar vaskülit (Henoch-Schönlein purpurası), idiopatik skrotal ödem, tümör, spermatosel ve varikosel, ürogenital olmayan patolojiler (adduktor tendiniti gibi)dir. Acil cerrahi işlem geretiren spermatik kord torsiyonunun diğerlerinden ayırt edilmesi çok önemlidir.

Spermatik Kord Torsiyonu (İntravaginal)  (11)

Gerçek bir acil cerrahi durumdur. Sebep, testis ve epi- didimin skrotumdaki fasya ve kas yapılarına uygun fiksas- yonunun olmamasıdır (Resim 4). Klasik görünüşü ani baş- layan skrotal ağrıdır. Bazı çocuklarda bu ağrı yavaş yavaş, bazılarında ise çok hafiftir. Akut skrotal ağrısı olan çocukların çoğu, daha önceden yaşanmış şiddetli, kendi kendini sınırlayan skrotal ağrı ve şişlik öyküsüne sahiptirler. Bu, muhtemelen daha önce olan gelip-geçici torsiyon nedeniyledir. Bulantı ve kusma eşlik edebilir. Aynı tarafta karın alt kadranında ağrı olabilir. Dizüri ve diğer mesane semptomları genellikle yoktur.

Akut skrotum ayırıcı tanısında fizik muayene bulgusu öyküden çok daha çarpıcı özelliktedir. Torsiyon sonucu o taraf testis skrotumun daha yukarısında olabilir. Kremaster refleksi hemen hiç bir zaman yoktur (46).

Renkli Doppler USG, testis kan akımının olmadığını gös- tererek yardımcı olur. Testis sintigrafisinin güvenilirliği daha azdır. Tanı konduğunda tedavi çok acil cerrahidir. Ameliya- tın altı saatten sonraya kalması halinde testis çoğu zaman kurtarılamaz.

Spermatik kordun gelip-geçici torsiyonunu düşündüren öyküye sahip hastalarda da elektif koşullarda her iki testise birden cerrahi tedavi önerilir (47).

Resim 4. Spermatik kord  torsiyonu

Testis ve epididim appendikslerinin torsiyonu (11)

Appendiks testis mülleryan kanal artığı, appendiks epi- didimis ise wolffian kanalı artığıdır (Resim-6). Adolesan dö- neminde her ikisi de hormonal uyarılar sonucu torsiyona meyillidir. Bu yapıların torsiyonu çok sinsi başlayan skrotum ahatsızlığından, kord torsiyonunda görülen akut tabloya benzer klinik tabloya kadar değişebilir. Kremaster ref- leksi kaybolmaz, testis hareketlidir. Torsiyonun olduğu yerde ‘mavi nokta işareti’ bulunur. Doppler USG ve testis sin- tigrafisi normal ya da artmış kan akımını gösterir. Appendiks torsiyonu tanısı kesin ise cerrahi tedaviye gerek yok- tur. Kendiliğinden düzelmeye bırakılır. Kord torsiyonundan ayırt edilemezse eksplorasyon gerekir.

Epididimit, epididimo-orşit, orşit (11,48)

Epididim ve testis enflamasyonu ya da enfeksiyonu, akut testis torsiyonu kadar sık görülür, (48,49). Klinik bulguları skrotal şişlik, kızarıklık ve ağrıdır (Resim 5). Appendiks torsiyonu epididimit ile karışabilir. Epididimitte bulgular, epididime lokalize şişlik ve duyarlılıktan, tüm skrotum yarısını içine alan enflamasyona kadar değişebilir. Epididimitli hastalarda kremaster refleksi vardır. Bu refleksin yokluğu büyük oran- da spermatik kord torsiyonunu destekler (44).

Epididimitle birlikte çoğu zaman piyüri, bakteriüri ya da pozitif idrar kültürü bulunur. Normal idrar incelemesi bulgusu ise epididimit olmadığını göstermez. Renkli Doppler USG’de ve testis sintigrafisinde kan akımı artmıştır. Kabakulak vb. viral enfeksiyonlara bağlı orşit ya da epididimo-orşite ait çoğu değişiklikler nonspesifiktir (48,50).

Küçük çocuklarda ve bebeklerde epididimit daha çok genitoüriner anomaliler ile, büyük çocuklarda ise hematojen yayılım ile ilişkilidir (48,51). Bu nedenle, epididimit tanısı konan çocuklarda sebebi araştırmak için üriner sistemin radyolojik incelemeleri mutlaka yapılmalıdır. Epididimit geçiren çocuğun yaşı ne kadar küçükse, idrar yolu enfeksiyonu, radyolojik anomali ya da her ikisinin birden olması ihtimali o kadar fazladır (52).

Resim 5. Orşit

Tedavi, yatak istirahati, skrotumun yukarı kaldırılması, lokal soğuk ya da ılık uygulanması, nonsteroid antienflamatuvar ve analjezik, üriner enfeksiyon varsa antibiyotik verilmesidir.

Diğer akut skrotal şişlik nedenleri

Akut idiopatik skrotal ödemin sebebi belli değildir, ateş ve kızarıklık yoktur (53). Skrotal duyarlılık genellikle çok azdır, fakat kaşıntı belirgindir. İdiopatik olduğu kabul edilse de, allerjik, kimyasal dermatit, insektisit ısırması, travma gibi nedenlerle de olabilir. Perirektal abseden ayırdetmek için perine ve perianal muayene yapılmalıdır. Çoğunda skrotum duvarı kalınlaşmıştır, testisler palpe edilebilir. fiüphe varsa renkli Doppler USG incelemesi yapılır. Tedavi gerekmez.

Henoch-Schönlein purpurası sistemik vaskülitistir ve testisin, epididimin ya da her ikisinin birden tutulmasına se- konder olarak skrotum şişliğine neden olabilir (54). Vaskülitin nedeni bilinmemektedir. Hastaların %35’inde görülür. Skrotal bulgular genellikle yaygındır, şişlik, kızarıklık ve duyarlılıktan ibarettir. İdrar incelemesinde hematüri ve prote- inüri bulunabilir. Renkli Doppler USG ve testis sintigrafisi artmış kan akımını gösterir. Genellikle kendini sınırlarsa da, steroid tedavisi gerekebilir.

Kaynaklar

1-Brosnther B, Abrams MW, Elboim C. Inguinal hernias in children a study of 1000 cases and review of the literature. Am J Med Womens Assoc 1972; 27: 522-5. (Abstract)

2-Rajput A, Gauderer MW, Hack M. Inguinal hernias in very low birth weight infants: incidence and timing of repair. J Pediatr Surg 1992; 27: 1322-4. (Abstract)

3-Walsh SZ. The incidence of external hernias in premature infants. Acta Paediatr 1962; 51: 161-4. (Abstract) / (PDF)

4-Rowe MI, Clatworthy HW. Incarcerated and strangulated her- nias in children. A statistical study of high-risk factors. Arch Surg 1970; 101: 136-9. (Abstract) / (PDF)

5-Lau ST, Lee YH, Caty MG. Current management of hernias and hydroceles. Semin in Pediatr Surg 2007; 16: 50-7. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

6-Rowe MI, Clatworthy HW Jr. The other side of the pediatric inguinal hernia. Surg Clin North Am. 1971; 51: 1371-6. (Abstract)

7-Rowe MI, Marchildon MB. Inguinal hernia and hydrocele in infants and children. Surg Clin North Am 1981; 61: 1137-45. (Abstract)

8-Snyder W Jr, Greaney E Jr: Inguinal hernia. In: Benson C, Mustard W, Ravitch M, et al (eds): Pediatric surgery. Chicago, Year Book Medical Publishers, 1962; 573-87.

9-Glick PL, Boulanger SC. Inguinal hernias and hydroceles. In: Grosfeld JL, O’Neill JA Jr, Fonkalsrud EW, Coran AG (eds). Pediatric Surgery, 6th ed., Philadelphia: Mosby-Elsevier, 2006, 1172-92.

10-Martin LC, Share JC, Peters C, Atala A. Hydrocele of the sper- matic cord: embryology and ultrasonographic appearance. Pediatr Radiol 1996; 26: 528-30. (Abstract) / (PDF)

11-Schneck FX, Bellinger MF. Abnormalities of the Testes and Scrotum and their Surgical Management. In: Wein AJ, Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Peters CA (eds). Campbell-Walsh Urology, 9th ed., Philadelphia: Saunders, 2007; 3761-98.

12-Scorer CG, Farrington GH. Congenital deformities of the testis and epididymis. New York, Appleton-Century-Crofts, 1971.

13-Cryptorchidism, 1992. Cryptorchidism: A prospective study of 7500 consecutive male births, 1984-8. John Radcliffe Hospital Cryptorchidism Study Group. Arch Dis Child 1992; 67: 892-9. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

14-Berkowitz GS, Lapinski RH, Dolgin SE, Gazella JG, Bodian CA, Holzman IR. Prevalence and natural history of cryptorchidism. Pediatrics 1993; 92: 44-9.

15-Thong M, Lim C, Fatimah H. Undescended testes: Incidence in 1.002 consecutive male infants and outcome at 1 year of age. Pediatr Surg Int 1998; 13: 37-41. (Abstract)

16-Berkowitz GS, Lapinski RH. Risk factors for cryptorchidism: A nested case-control study. Paediatr Perinat Epidemiol 1996; 10: 39-51. (Abstract)

17-Wenzler DL, Bloom DA, Park JM. What is the rate of sponta- neous testicular descent in infants with cryptorchidism?. J Urol 2004; 171: 849-51. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

18-Walsh TJ, Dall'Era MA, Croughan MS, Carroll PR, Turek PJ. Prepubertal orchiopexy for cryptorchidism may be associated with lower risk of testicular cancer. J Urol 2007; 178: 1440-6. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

19-Wyllie GG. The retractile testis. Med J Aust 1984; 140: 403-5. (Abstract)

20-Rusnack SL, Wu HY, Huff DS, et al. The ascending testis and the testis undescended since birth share the same histopathol- ogy. J Urol 2002; 168: 2590-1. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

21-Ritchey ML, Shamberger RC. Pediatrc Urologic Oncology. In: Wein AJ, Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Peters CA (eds). Campbell-Walsh Urology, 9th ed., Philadelphia: Saunders, 2007; 3871-906.

22-Li FP, Fraumeni JF. Testicular cancers in children: epidemiolog- ic characteristics. J Natl Cancer Inst 1972; 48: 1575-81. (Abstract)

23-Haas RJ, Schmidt P. Testicular germ-cell tumors in childhood and adolescence. World J Urol 1995; 13: 203-8. (Abstract)

24-Pohl HG, Shukla AR, Metcalf PD, et al. Prepubertal testis tumors: actual prevalence rate of histological types. J Urol 2004; 172: 2370-2. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

25-Ramani P, Yeung CK, Habeebu SS. Testicular intratubular germ cell neoplasia in children and adolescents with intersex. Am J Surg Pathol 1993; 17: 1124-33. (Abstract)

26-Schellhas HF. Malignant potential of the dysgenetic gonad. II. Obstet Gynecol 1974; 44: 455-62. (Abstract)

27-Manuel M, Katayama PK, Jones HW Jr. The age of occurrence of gonadal tumors in intersex patients with a Y chromosome. Am J Obstet Gynecol 1976; 124: 293-300. (Abstract)

28-Aarskog D. Clinical and cytogenetic studies in hypospadias. Acta Paediatr Scand Suppl 1970; 203: 203:1+. (Abstract)

29-Wood HM, Elder JS. Cryptorchidism and testicular cancer: sep- arating fact from fiction. J Urol 2009; 181: 452-61. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

30-Sugita Y, Clarnette TD, Cooke-Yarborough C, Chow CW, Waters K, Hutson JM. Testicular and paratesticular tumours in children: 30 years' experience. Aust N Z J Surg 1999; 69: 505-8. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

31-Oottamasathien S, Thomas JC, Adams MC, DeMarco RT, Brock JW 3rd, Pope JC 4th. Testicular tumours in children: a single- institutional experience. BJU Int 2007; 99: 1123-6. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

32-Çiftçi AO, Bingöl-Koloğlu M, fienocak ME, Tanyel FC, Büyükpamukçu M, Büyükpamukçu N. Testicular tumors in chil- dren. J Pediatr Surg 2001; 36: 1796-801. (Abstract) / (Full Text) / (PDF)

33-Treiyer A, Blanc G, Stark E, Haben B, Treiyer E, Steffens J. Prepubertal testicular tumors: frequently overlooked. J Pediatr Urol 2007; 3: 480-3. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

34-Coley BD. Sonography of pediatric scrotal swelling. Semin Ultrasound CT MR 2007; 28: 297-306. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

35-Huddart SN, Mann JR, Gornall P, et al. The UK Children's Cancer Study Group: Testicular malignant germ cell tumours 1979-1988. J Pediatr Surg 1990; 25: 406-10. (Abstract)

36-Metcalfe PD, Farivar-Mohseni H, Farhat W, McLorie G, Khoury A, Bägli DJ. Pediatric testicular tumors: contemporary incidence and efficacy of testicular preserving surgery. J Urol 2003; 170: 2412-6. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

37-Shukla AR, Woodard C, Carr MC, et al. Experience with testis sparing surgery for testicular teratoma. J Urol 2004; 171: 161-3. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

38-Marshall S, Lyon RP, Scott MP. A conservative approach to tes- ticular tumors in children: 12 cases and their management. J Urol 1983; 129: 350-1. (Abstract)

39-Altadonna V, Snyder HM 3rd, Rosenberg HK, Duckett JW. Simple cysts of the testis in children: preoperative diagnosis by ultrasound and excision with testicular preservation. J Urol 1988; 140: 1505-7. (Abstract)

40-Rushton HG, Belman AB, Sesterhenn I, Patterson K, Mostofi FK. Testicular sparing surgery for prepubertal teratoma of the testis: a clinical and pathological study. J Urol 1990; 144: 726-30. (Abstract)

41-Pearse I, Glick RD, Abramson SJ, Gerald WR, Shamberger RC, La Quaglia MP. Testicular-sparing surgery for benign testicular tumors. J Pediatr Surg 1999; 34: 1000-3. (Abstract) / (PDF)

42-Valla JS, for the Group D'Etude en Urologie Pédiatrique. Testis- sparing surgery for benign testicular tumors in children. J Urol 2001; 165: 2280-3. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

43-Lamm DL, Kaplan GW. Urological manifestations of Burkitt's lymphoma. J Urol 1974; 112: 402-5. (Abstract)

44-Steeno OP. Varicocele in the adolescent. Adv Exp Med Biol 1991; 286: 295-321. (Abstract)

45-Kass EJ. The evaluation and management of the adolescent with a varicocele. AUA Update series 1990; 12: 90-5.

46-Rabinowitz R. The importance of the cremasteric reflex in acute scrotal swelling in children. J Urol 1984; 132: 89-90. (Abstract)

47-Eaton SH, Cendron MA, Estrada CR, et al. Intermittent testicu- lar torsion: diagnostic features and management outcomes. J Urol 2005; 174: 1532-5. (Abstract) / (Full Text)/ (PDF)

48-Dairiki Shortliffe LM. Infection and Inflammation of the Pediatric Genitourinary Tract. In: Wein AJ, Kavoussi LR, Novick AC, Partin AW, Peters CA (eds). Campbell-Walash Urology. Philadelphia: Saunders, 9th ed., 2007, 3232-68.

49-Freedman A: Urinary tract infection in children. In: Litwin M, Saigal CS (eds). Urologic Diseases of America. U.S. Department of Health and Human Services, Public Health Service, National Institutes of Health, National Institute of Diabetes and Digestive and Kidney Diseases. Publication No. 04-5512, Washington, DC: Government Publishing Office; 2004: 213-32.

50-Tarantino L, Giorgio A, de Stefano G, Farella N. Echo color Doppler findings in postpubertal mumps epididymo-orchitis. J Ultrasound Med 2001; 20: 1189-95. (Abstract) / (PDF)

51-Williams CB, Litvak AS, McRoberts JW. Epididymitis in infancy. J Urol 1979 ; 121: 125-6. (Abstract)

52-Merlini E, Rotundi F, Seymandi PL, Canning DA. Acute epi- didymitis and urinary tract anomalies in children. Scand J Urol Nephrol 1998; 32: 273-5. (Abstract) / (PDF)

53-QVIST O. Swelling of the scrotum in infants and children, and non-specific epididymitis; a study of 158 cases. Acta Chir Scand 1956; 110: 417-21. (Abstract)

54-Clark WR, Kramer SA. Henoch-Schönlein purpura and the acute scrotum. J Pediatr Surg 1986; 21: 991-2. (Abstract)

 

 

 

 

Bu makale 13 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Ünal Zorludemir

Prof. Dr. Ünal ZORLUDEMİR, 28 Eylül 1952 tarihinde Kayseri'de doğmuştur. Tıp eğitimini 1969-1976 yılları arasında Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde, Çocuk Cerrahisi uzmanlık eğitimini 1976-1981 yılları arasında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi'nde tamamlamıştır. 2011 yılında ise Çocuk Ürolojisi yan dal uzmanlığını almıştır. Askerlik vazifesini 1982-1983 yılları arasında Ege Ordu Hastanesi'nde  Çocuk Cerrahisi Uzmanı olarak yerine getirmiş olan Prof. Dr. Ünal ZORLUDEMİR, Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi, Çocuk Cerrahisi Anabilim Dalı'nda 1985 yılında Yardımcı Doçentlik, 1987 yılında Doçentlik, 1993 yılında ise Profesörlük kadrosuna atanmıştır. 2000 yılında ise Çocuk Cerrahisi Avrupa Board Belgesi'ni almıştır. Prof. Dr. Ünal ZORLUDEMİR, Türk Tabipleri Birliği (TTB), Türkiye Çocuk Cerrahisi Derneği (TÇCD), Türk Kanser ve A ...

Etiketler
Akut skrotal şişlik nedenleri
Prof. Dr. Ünal Zorludemir
Prof. Dr. Ünal Zorludemir
Adana - Üroloji
Facebook Twitter Instagram Youtube