İkili, üçlü, dörtlü tarama testleri nedir?

İkili, üçlü, dörtlü tarama testleri nedir?

Bu testler, 1992 yılından itibaren gebe takiplerinde rutin testler arasına girmiş olan TARAMA testleridir.  Bunlar neyi tarar?  Her birini ayrı ayrı yapmaya gerek var mıdır?

Bu testler, gebelerde taşıdıkları  bebeğin tüm canlı doğumlarda nispeten daha sık görülen Trisomy 18 ve Trisomy 21 olarak bilinen kromozomal hastalıkları taşıma olasılıklarını hesaplayan bir testtir.  Kısaca bir tanı testi  değil  risk belirleme testidir. Anne kanından bakılarak yapılır.  Bu testler yoruma açık olmayan  rakamsal  bir sonuç verir.  Örneğin  Üçlü test için konuşursak   1/250 nin (yani 250 de bir görülme olasılığı)  üzerindeki değerler yüksek riskli (veya tarama pozitif),  altındaki değerler düşük riskli (veya tarama negatif) kabul edilir.  Çok analitik bir durum yani. Doktorun yorum katması mümkün değil.

Eğer hastada yapılan  bu testlerden hastaya yapılan biri  sonuç olarak  riskli bölgede çıkarsa  TANI TESTLERİ'ne  başvurulur. Bunun için yapılması gereken ise  gebeliğin yaşına bağlı olarak AMNİOSENTEZ (bebeğin içinde bulunduğu sıvı ortamdan numune almak)  KORYON VİLLUS ÖRNEKLEMESİ( bebeğin eşinden numune almak) veya  KORDOSENTEZ (bebeğin göbek kordonundan kan örneği almak) dir.  Bunlar tanı koydurucu testlerdir. Ayrıca son zamanlarda popüler olan PRENATAL TEST diye anılan %99,9 oranında güvenilirlikte bir diğer tanı testi vardır. Amniosentez,koryon villus örneklemesi, kordosentez ve prenatal testle ilgili ayrıntılı bilgilere diğer yazılarımdan ulaşabilirsiniz.

Yukarıda yazdıklarımdan anlaşıldığı üzere  bir hastada yapılan tarama testinin sonucu riskli bölgede  yer almasa da  bu konudaki risk olasılığını  "0"  olarak anlamamak gerekir.   Bir örnekle açıklayalım;

Bir hastada tarama testi sonucunun   1/ 225  olarak çıktığını varsayarsak bunun anlamı  aynı gebelik yaşında ve alınan kan örneklerinde bakılan değerler  aynı olan  225 hastanın 1  inin  çocuğu  bu kromozomal hastalığı taşıyor. Bu oran 1/250 den büyük olduğu için  Bu hastaya tanı testi yapalım.

Diğer bir hastada alınan sonucun 1/650 çıktığını varsayarsak  bu hasta için aynı risk  650 de 1 demektir.  Tıbben bu hasta daha düşük risk grubunda olduğu için bu hastaya  tanı testi yapmaya gerek yok demektir.  Buna rağmen risk "0" değildir.  Benzer şekilde  sonucu  1/2375 olarak çıkan bir hasta da da risk oranı "0" değildir.  2375 de  1'dir.

Kısaca  düşük risk  "0" olarak anlaşılmamalıdır.  Kritik tıbbi oran değişim göstermekle birlikte ortalama  250 de  1  olarak  tespit edilmiştir.

Özet ile  doktorunuz size bu testleri yaptı sonuç risksiz bölgede çıktı  ama siz maalesef yine de  bu kromozom anomalilerini taşıyan bir bebek doğurdunuz.  Bu  olasılık herzaman vardır. Bu testlerden biri yapıldıysa diğerlerini yapmaya gerek yoktur  günümüzde en çok tercih edileni ikili testtir.

Benzer  risk olasılıklarını günlük hayatımızda her an göze almıyormuyuz?  Mesela  trafikte giderken kazaya karışma olasılığı gibi.  Bu oran  daha yüksek olsa bile  insanlar bu sebep ile trafiğe çıkmaktan geri kalıyor mu?   Benzer binlerce örnek sıralamak mümkün.  

Mantıkla Ve Sağlıkla Kalınız

Op.Dr. Alparslan DEMİR

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Op. Dr. Alparslan Demir

Op. Dr.Alparslan Demir, lisans öncesi öğrenimlerinin ardından Gülhane Askeri Tıp Akademisi'nde başladığı tıp eğitimini başarıyla tamamlayarak Tıp Doktoru unvanı almıştır. İhtisasını ise, İstanbul Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde tamamlayarak Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olmuştur. 


Mesleki çalışmalarına Op. Dr. Alparslan DEMİR Muayenehanesi'nde devam etmektedir.

Etiketler
Dörtlü test
Op. Dr. Alparslan Demir
Op. Dr. Alparslan Demir
İstanbul - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube