Eşler arası çatışma konuları neredeyse bütün kültürlerde belli başlıklar altında toplanmaktadırlar. Öfkeyi kırgınlıkları ve üzüntüleri hep benzer tarzda ortaya koyarız.
Eşler arası çatışma kaçınılmaz değildir elbette. Güzel geçinen, hiç tanışmayan ailelerin sayısı da az değildir. Özellikle çocukların gelişmeleri için sağlıklı ortamın eşler arası çatışma yaşanmayan ortamlar olduğunu herkesin bilmesine rağmen, bunu gerçekleştiren aile sayısı maalesef azdır. En azından tartışmaları ses tonunu yükseltmeden kabul edilebilir sınırlarda sürdürebilmek çocuklar için daha az ürkütücü olmaktadır. Bu eşler açısından da daha az yıpratıcıdır. Çatışma yaşayan eşler çoğunlukla, bir birlerine karşı suçlama, yargılama, aşağılama ve eleştirme gibi yaklaşımlar sergilemektedirler. Bu tarz diğer eşi kırmakta ve öfkelenmesine sebep olmaktadır. Dolayısıyla aynı tarzda tepki vermesiyle, onun da suçlayıp aşağılamasıyla sonuçlanmaktadır. Bu kısır döngü eşler arasında devam edip gitmektedir.
Eşler Arası İletişim
Eşler arası iletişimin önemini neredeyse insanlık tarihinin başından beri biliriz. Ancak günümüzde de eşler arasındaki iletişim çatışmaları devam etmektedir.
Güzel geçinmek, eşler arası iletişimin iyi olması, gerek eşlerin ve gerekse çocukların ruh sağlıkları açısından çok önemlidir. Hatta iletişim bozukluklarından kaynaklanan üzüntü ve sıkıntılar zamanla beden sağlığını da bozmaktadır. Aslında kendi ailelerimizde öğrendiğimiz, içinde yaşadığımız toplumun iletişim alışkanlıkları her zaman işlevsel olmayabiliyor. Böyle olmasına rağmen bu düzeltilemeyen bir durum değildir. Eşler arası iletişim becerilerinin iyileştirilmesiyle ilgili olarak düzenlenen kurslara katılarak yöntem bilgisi öğrenilebilir. Ayrıca bu konuda yayınlanmış pek çok kitap iletişim becerilerini iyileştirmek isteyen kişiler için yol gösterici olmaktadır. Biraz gayretle hem ailenin geçimini iyileştirmek, dinlerken ve konuşurken bir birine değer verdiğini göstermek çok zor değil aslında.