Engelli çocuk engelli aile

Engelli çocuk engelli aile

Günümüzde çeşitli engel türlerine sahip olan çocukların sayılarının yaklaşık 7-8 milyona ulaştığı görülmektedir. Fakat bu çocuklara sağlanan eğitim ve rehabilitasyon destek hizmetlerinin çok sınırlı olduğu bir gerçektir. Çeşitli kaynaklara göre yetersizlikten etkilenmiş ve çeşitli derecede engel türüne sahip çocuklara ve gençlere sağlanan eğitim olanakları da o kadar yüksek düzeylere ulaşmamıştır. Çocuğun eğitim ihtiyaçları karşılanamayarak hem çocuk hem de aile çaresizlik ve yalnızlık içerisinde kalmaktadır. Bu sebeple de engelli çocuklar ve gençlerin rehabilitasyonunda öncelikle ailenin bir sistem olarak ele alınmasının bir ihtiyaç haline geldiği söylenebilir. Bundan dolayı aile eğitimi, engelli eğitiminin vazgeçilmez bir parçasıdır.

Ülkemizde 7,5 milyon engelli ve bunların etkilediği 35-40 milyonluk büyük bir kesimin olduğu hiçbir zaman unutulmaması gereken bir olgudur. Bilindiği üzere aile toplumun temeli ve çekirdeğidir. Ailenin en önemli sorumluluklarından birisi de sahip olduğu çocuklarını en iyi şekilde yetiştirmektir. Çocuğun eğitimi, yaşama gözlerini açtığı andan itibaren ailesinde başlar ve okulda devam eder. Engelli çocuklar da diğer çocuklar gibi eğitilmeye, sevilmeye ve de temel ihtiyaçlarının karşılanmasına muhtaçtır. Aralarındaki tek fark eğitimlerindeki yöntem ve araç-gereç farklılığıdır. Aslında önemli olan ailelerin çocuklarına iyi bir eğitim hizmeti sunabilmeleri ve onların ilerideki eğitim-öğretim yaşamlarında üzerlerine düşen sorumlulukları yerine getirebilmeleri için, çocuklarının engeli hakkında bilgi sahibi olmalarıdır. Bununla beraber, okulda verilen eğitime de yardımcı olup istenen hedeflere ulaşmak için de sabırlı olmaları gerekmektedir. Bu nedenle engelli çocuğa sahip ailelerin bilinçlendirilerek, onların eğitimine katılımlarını sağlamak oldukça önemlidir.

Engelli çocukların eğitim ve rehabilitasyonunda ailenin de katılımını sağlayan bir takım kanuni önlemlerin de oluşturulduğu görülmektedir. 272 ve 273 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile engelli çocukların akran gruplarıyla kaynaştırılması ve de ailelerin bilimsel yöntemler doğrultusunda eğitilmesi kanuni bir zemine oturtulmuş olduğu görülmektedir. Ancak böyle olmasına karşın bu kanuni düzenlemelerin aslında kağıt üzerinde kalmayıp etkin ve yetkin bir şekilde uygulamaya sokulması gerekir. Çünkü unutmamamız gereken bir şey var ki, aile, engelli çocuğunun eğitim ihtiyaçları ve eğitim yöntemleri konusunda eğitilmediği ve de etkinliklerine katılımı sağlanmadığı sürece sorunun çözülemeyeceğidir.

Ailelerin sürekli endişe duyduğu ve merak ettiği iki önemli konu vardır. Bunlardan birincisi ‘’Şimdi ne olacak ve ne yapacağım?’’ ve “Benden sonra çocuğumun durumu ne olacak?’’ gibi kaygılar, ikincisi de bu kaygılarla başetme çabalarıdır. Aileler, sorunun çözümü için kime, nasıl, ne zaman ve hangi noktada başvurup danışacağını bilememektedir. İşte tam da bu noktada ‘Aile Eğitimi’ önem teşkil etmektedir. İstenilen davranışların kazandırılması yönünde en etkili olan çevre aile çevresidir. Çünkü aile çevresini çocuğun sağlıklı gelişimi için uygun bir duruma getirmek, aile bireylerinin yeterli düzeyde eğitim alması ile mümkün olabilir. Ebeveynler çocuklarının durumunu, özelliklerini  ve de ileride neler yapabilecekleri konusunda gerçekçi ve doğru bilgilere ihtiyaç duymakla birlikte, doğru bilgi aldıkları ve çocukların eğitimine katkıda bulundukları ölçüde, hem onların ihtiyaçlarına cevap vermekte hem de kendilerini rahatlamış hissetmektedirler.

Bu makale 10 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Uzm. Psk. Mustafa Varol Yorulmaz

Uzman Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, 2013 yılında Yeditepe Üniversitesi'nin psikoloji bölümünü bitirmiş ve aynı yıl Okan Üniversitesi'nde Gelişim Psikolojisi üzerine uzmanlık eğitimine ve çalışmalarına başlamıştır. Halen ‘’Hafif Kognitif Bozukluğu ve Demansı Olan Hastalarda Kognitif Rehabilitasyon Tedavileri’’ üzerinde çeşitli süpervizyonlarla çalışmasını devam ettirmektedir. Kendisi aynı zamanda Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) ve Rehabilitasyon Tedavi Merkezi ile İstanbul Tıp Fakültesi’nin yürütmekte olduğu Wernicke-Korsakoff Sendromlu hastalar ile nöropsikolojik ve kognitif rehabilitasyon çalışmalarında da aktif rol almaktadır. Uzman Psikolog Mustafa Varol Yorulmaz, lisans eğitimi süresinde Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatri Servisi’nde ve Fransız Lape Psikiyatri Hastanesi’nde bağımlılık, psikoz ve geriatri servislerinde stajla ...

Etiketler
Aile yaklaşımı
Uzm. Psk. Mustafa Varol Yorulmaz
Uzm. Psk. Mustafa Varol Yorulmaz
İstanbul - Psikoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube