BAĞLANMA TRAVMASI OLAN ÇOCUKLARIN TEDAVİSİNDE EMDR’İN KULLANIMI
Göz Hareketleri ile Duyarsızlaştırma ve Yeniden İşleme (EMDR), ilk olarak Francine Shapiro (2001) tarafından Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ile bağlantılı semptomları azaltmak için geliştirilen terapi yaklaşımıdır. Danışan görüntü, kognisyonlar, duygu yolu ile travmatik anı olarak depolanmış anıya ulaşırken, eş zamanlı olarak terapist yatay göz hareketleri, kulaklara verilen sesler ya da ellere tıp tıp yapma yolu ile çift yönlü uyarım uygular.Birçok bilimsel çalışma sonucu EMDR Terapisi’nin, TSSB tedavisinde etkili olduğu görülmüştür.
Shapiro’nun Adaptif Bilgi İşleme Model’i EMDR yaklaşımının yalnızca travma sonrası stres bozukluğu semptomlarının tedavisi ile sınırlı olmadığını, danışanı bütünüyle etkili bir biçimde sağlıklı işlevselliğe taşıyabileceğini varsayar. Modele göre, bütün insanların günlük olaylar sırasında deneyimlediği herhangi bir duyguyu sürekli olarak işleyen doğal bir bilgi işleme sistemleri vardır. Model, bu doğal bilgi işleme sisteminin aşırı derecede üzücü olaylar olduğu zaman dolup taştığını, kapandığını ve sindirilmemiş anıların otomatik olarak maladaptif duygu, duyum ve inançlar ile bir sinir ağı içine depolandığının varsayımında bulunur.AIP Model’i herhangi bir güncel hatırlatıcının depolanmış materyali aktifleştirebileceğini, duruma karşı bilinçli ya da bilinçsiz işlevsel olmayan bir tepki oluşturacağını ileri sürer.
Zayıf bağlanma geçmişi olan çocukların ve yetişkinlerin, önemli duygusal ve sosyal eksiklikleri olur. Bu eksiklikler EMDR da dahil olmak üzere herhangi bir terapi türünün, danışan için faydalı olma kapasitesini negatif etkiler. Bu eksiklikler şunlar olabilir.
Çocuk kendi içsel durumunun farkına varmak için çok az bir kapasiteye sahiptir. Kendi duygularının, beden duyumlarının ya da düşüncelerinin çok az farkındadır ve kendi içsel durumunu kelimelere dökerken zorluk yaşar.
Çocuk kolayca duygusal olarak bozukluk gösterir.
Çocuk otomatik olarak güçlü duygularını tetikleyen anılardan ya da düşüncelerden kaçınır ve otomatik olarak disosiye olup ya da yaramazlık yapıp duygularıyla başa çıkar.
Çocuğun yetişkinlere, özellikle otorite figürü olarak gördüğü yetişkinlere, çok az bir güveni vardır. Bu sebeple rahatlamayı ve güveni kabullenme kapasitesi çok azdır ve emirleri kabul etmede zorluk yaşar.
Çocuk travmatik deneyimlerine bağlı olarak bilişsel düzeyde bile uygun, mantıklı ve adaptif bilgiden yoksundur.
Erken dönem zayıf bağlanma deneyimleri olan çocukla EMDR terapisi’nin etkili kullanımı, çocuğun duygularını, duyumlarını ve kognisyonlarını güvenli bir biçimde tanımlaması, onlara ulaşması ve yeniden işlemesi ve bağlantılı anılara, düşüncelere, inançlara ve adaptif bilgiye ulaşması için terapistin ekstra yardımını gerektirir.