Doğum sonrasında kendinize dikkat etmenizi gerektiren konular

Doğum sonrasında kendinize dikkat etmenizi gerektiren konular

1. Epizyotomi, sezaryen kesisi bakımı

Epizyotomi doğum sırasında düzensiz yırtıklar oluşumunu engellemek  ve bebeğin başının daha rahat çıkmasını sağlayacak olan ve doktorunuz tarafından yapılan kesidir. Hastanede bulunduğunuz sürece doktorlarınız tarafından takip edilecek bu kesinin bakımı için taburcu olduktan sonra da sizin dikkate etmeniz gereken noktalar şunlardır:

- Size reçete edilen antiseptik solüsyonla pansuman (binde birlik Rivanollü solüsyon) günde 4 defa yapılmalıdır.

- Reçetenize yazılan antibiyotik önerilen dozlarda kullanılmalıdır.

- Kesi yeri kuru tutulmalıdır. Bu amaçla, sağlıklı olmayan bezler kullanılmamalı hijyenik pedler tercih edilmelidir. Pedler de sık sık (4-6 saatte bir) değiştirilmelidir.

- Tuvalet sonrası temizlik, önden arkaya doğru yapılmalıdır.

- Gerekirse, antiseptik solüsyonla pansuman tuvalet sonrası tekrarlanmalıdır.

- Banyo yaparken ayakta duş şeklinde yıkanmayı tercih ediniz. Banyo sonrasında da kesi bölgesini mutlaka kurulayınız.

- Kabız olmamaya dikkat ediniz. Bunun için posalı ve lifli yiyecekleri tercih etmelisiniz.

Sezaryenle doğum yapan hastalarda karın alt kısmında enine bir kesi mevcuttur. Bu kesinin ilk pansumanları hastanede iken doktorlarımız tarafından yapılacaktır. Taburcu olduktan sonra bu kesi ile ilgili olarak sizin yapmanız gereken herhangi bir pansuman işlemi yoktur. Ancak, dikkat etmeniz gerekenler:

- Genellikle, 1 haftadan sonra tam bir banyo yapmanızda herhangi bir sakınca yoktur. Öncesinde vücudunuzun diğer kısımlarınızı yıkayabilirsiniz ancak, kesi bölgesine su gelmemesine dikkat ediniz.

- Giyeceğiniz iç çamaşırın sentetik olmamasını öneriyoruz. Ayrıca, çamaşırın lastiği tam kesinin üstüne denk gelmemeli daha yüksek kesimli çamaşırlar kullanılmalıdır.

- Reçetenize yazılan antibiyotik önerilen dozlarda kullanılmalıdır.

Eğer; epizyotomi ya da sezaryen kesisinde ağrı, şişlik, kızarıklık, ısı artışı, kanama, dikiş açılması veya iltihaplı akıntı olursa acilen kliniğimize başvurmanız gerekmektedir.

2. Kanama, akıntı

Doğum sonrası kanama ve akıntı 4-6 hafta kadar sürer. Başlangıçta kırmızı olan akıntının rengi daha sonra kahverengi akıntı şeklini alacak, birkaç gün içinde giderek açılarak sarı daha sonra da beyaza yakın bir akıntı şeklinde devam edecektir. Bu dönemde, hijyenik pedler kullanılması tampon vb materyalin kullanılmaması önerilmektedir.

Eğer; kanama miktarı aşırı ise, 1 haftaya kadar kanama azalmamış veya rengi açılmamışsa, ya da kötü kokulu iltihaplı akıntı varsa acilen başvurmanız gerekir.

3. Rahminizin küçülmesi ve ağrılar

Doğum ve sezaryen sonrası erken dönemden itibaren içeride biriken kanın atılması ve kanama miktarının azaltılması açısından doktor ve hemşirelerin size öğreteceği şekilde rahim masajı yapmanız gerekmektedir. Rahminizin eski boyutlarına gelmesi 6 haftayı bulacaktır.

Taburcu olurken size yazılacak ilaçlar arasında rahmin kasılmasını sağlayan bir ilaç da bulunacaktır (Meterjin, Metiler draje). Bu ilacı, 3 gün boyunca 8 saatte bir almanız gerekmektedir.

Emzirme sırasında, salgılanan hormonlarla rahminizde kasılmalar olacağından kramp şeklinde ağrı ve beraberinde kanama veya akıntının artması normaldir, endişelenmeyiniz.

Doğum sonrasında rahminizin kasılması, epizyotomiye (veya sezaryen olmuşsanız karındaki kesiye) bağlı olan ağrılar olacaktır. Bu ağrıların azaltılması amacıyla, size bebeğe zararı dokunmayacak ağrı kesiciler reçete edilecektir. Bunları, size belirttiğimiz dozlarda almanızda herhangi bir sakınca yoktur.

4. Beslenme ve demir hapı

Emziren anneler günde 800 ek kaloriye gereksinim duyarlar. Bunun yarısı yağ depolarınızdan sağlanmaktadır. Geri kalan kısmının (400-500 kalori) ekstradan alınması gereklidir. Emziren bir annenin fizik aktivitesine ve fiziğine göre 2000-2500 kalori alması gerekir. Gereken bu miktarın tüm besinlerden dengeli bir şekilde alınması gerekir. Genellikle, iştahınız bu konuda size yol göstericidir. Besinler, ana ve ara öğünler şeklinde alınmalıdır. Sağlıklı tüm gıdaları alabilirsiniz. Eğer, yedikleriniz bebeğinizi rahatsız ediyorsa (örneğin gaz yapan gıdalar), bunları almaktan kaçınabilirsiniz. Öğünleriniz şunları mutlaka içermelidir:

- Taze meyve ve sebze

- Tahıl ürünleri

- Süt, yoğurt ve peynir

- Yüksek proteinli yiyecekler (balık, et , tavuk vb.)

Bol sıvı almanız gereklidir. Süt miktarınızı artıracak en önemli faktör olan sıvı alımı lohusalıkta önemlidir. Günde 8-10 bardak su hedefiniz olmalıdır.

Sağlıksız ve suni katkılı gıdalar, kafeinli içecekler, alkol ve sigaradan sakınmalı ve en aza indirgemelisiniz.

Doktorunuz önermediği bir ilacı kullanmaktan kaçınınız.

Gebelikte olan kan kayıplarını karşılamak amacıyla size taburcu olurken demir hapı da verilecektir. Demir hapını en az 3 ay kullanmanız gereklidir. Gerekirse doğum sonrası kontrollerinizde yapılan kan sayımı sonucunda bu süre doktorunuz tarafından uzatılabilir.

5. Fiziksel aktivite

Normal doğum sonrası fizik aktivite doğumdan kısa süre sonra başlanabilir. Aktivitenin başlangıcını; doğumun süresi ve zorluğu, epizyotomi veya sezaryen olması ve bireysel iyileşme faktörleri etkiler. Bu nedenle, bu süre her lohusa için farklılık gösterebilir.

Günlük, zorlayıcı olmayan aktivitelere kendinizi hazır hissettiğiniz anda başlayabilirsiniz. Genellikle, tüm lohusalar için tam fiziksel aktivitenin ve güçlendirici egzersizlerin 6 haftadan sonra yapılmasında sakınca yoktur.

Karnınızın sarkmaması için korse kullanmanız gereksizdir. Korse karın kaslarını tembelleştireceği için beklenen etkinin tersini yapabilir. Bunun yerine kasları güçlendirici egzersizler yapmak daha iyidir.

6. Cinsel İlişki ve Gebelikten Korunma

Cinsel ilişkinin başlaması için önerilen zaman 6 hafta, yani halk arasındaki ifadesi ile kırkınız çıktıktan sonradır.

Düzenli ve sık aralıklarla emziren annelerde süt gebelikten koruyabilir. Ancak, bu koruma her ay giderek daha az olmakta ve istenilen güvenilirlik düzeyinde olmamaktadır. Bu nedenle, doğum sonrası kontrole geldiğinizde (6. hafta) polikliniğimizde size doğum kontrol yöntemleri hakkında bilgi verilecek ve sizin için en uygun yöntemin hangisi olduğu değerlendirilecektir.

Bu makale 12 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Doç. Dr. Kemal Göl

Doç. Dr. Kemal GÖL, 1965 yılında İstanbul'da doğmuştur. Lisans öncesi öğrenimini 1983 yılında Ankara Atatürk Anadolu Lisesi’nde bitirmiştir. Hemen ardından Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde başladığı tıp eğitimini 1989 yılında derece ile tamamlayarak tıp doktoru unvanı almıştır. İhtisasına ise 1989 yılında Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Ana Bilim Dalı’nda başlamış ve 1994 yılında “Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı” olmuştur.  Mecburi hizmet yükümlülüğünü 1994 yılında Hasköy 18 No’lu AÇSAP Merkezi’nde Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı olarak yerine getirmiş olan Dr. GÖL, 1996 yılında Ankara Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne atanmıştır. Aynı yıl meslektaşları Doç. Dr. İzzet ŞAHİN ve Uzm. Dr Alev GÖL ile beraber BAŞAK Kadın Sağlığı Merkezi'ni kurmuştur.  2000 yılında Ankara Zübeyde Hanım Doğu ...

Etiketler
Cinsel ilişki ve gebelikten korunma
Doç. Dr. Kemal Göl
Doç. Dr. Kemal Göl
Ankara - Kadın Hastalıkları ve Doğum
Facebook Twitter Instagram Youtube