Diz kireçlenmesi ve tedavi yöntemleri!

Diz kireçlenmesi ve tedavi yöntemleri!

Osteoartrit (kireçlenme) ağırlık taşıyan eklemlerin yaşlanmaya bağlı olarak aşınmasıdır. Kireçlenme kıkırdaktan başlar, kıkırdak altındaki kemiği, eklem kapsülünü ve eklem çevresindeki bağları etkiler.

Hatta ağrıdan dolayı kullanılamayan kaslarda incelmeler ve sertleşmeler olur.  Diz vücudun en fazla ağırlık taşıyan ve dolayısıyla kireçlenmeden en fazla etkilenen eklemlerinden biridir. Diz ekleminde üç adet kemiğin eklem yüzeyi vardır. Femur (uyluk kemiği), tibia (kaval kemiği) ve patella (diz kapağı kemiği). Tibia femurla, femur patella ile eklem yapar. Tibia ve femur arasında iç ve dış eklemler vardır.

Kireçlenme daha çok iç kısmındaki eklemlerden başlar ve diğer eklemleri etkiler. Ancak genellikle dizdeki üç eklem birlikte etkilenir.

Diz eklemlerinin içinde iki adet bağ vardır (ön ve arka çapraz bağlar ). Ayrıca eklemin iç yanında ve dış yanında kuvvetli bağlar vardır. Eklem yüzlerinin uyumunu sağlamak için iki adet menisküs vardır. 
Gonartroz orta ve ileri yaşlarda görülür. 50 yaşın üzerinde kadınlarda daha sık görülür. Hastalık daha erken yaşlarda da görülebilir. Hastalar genellikle kiloludurlar. Daha önce geçirilen eklem operasyonları, travmalar, spor yaralanmaları, iltihaplı romatizmalar, doğuştan gelen bazı bozukluklar en önemli sebepleridir.

Diz kireçlenmesi vakasında öncelikle daha önceden geçirilmiş bir diz travması olup olmadığı araştırılmalı ve kişinin sportif faaliyetleri ile mesleği sorgulanmalıdır. Bazen çocukluk çağında yaşanmış diz ve eklem problemleri de diz kireçlenmesinin nedeni olarak ortaya çıkabilir.

Ağrı

Diz kireçlenmesinde en sık görülen belirti ağrıdır. Mekanik özelliği vardır yani, kişi üzerine basıp yürüdüğü zaman şiddetlenir ve zaman içinde istirahat halindeyken de ağrı görülmeye başlayabilir. Başlangıç aşamasında dizin sadece bir bölümünde görülen ağrı, zaman içinde dizin tamamına yayılabileceği gibi kalça ve ayak bileğine yansıyan ağrılar da ortaya çıkabilir.

Şişme

İkinci en sık görülen belirti ise dizde zaman zaman oluşan şişmelerdir. Bu şişlik dizin önünde, diz kapağının üstünde oluşabileceği gibi bazen de dizin arkasında bir tümör oluşumu şeklinde de görülebilir. Bu tümörler backer kisti veya popliteal kisti olarak adlandırılır. Diz arkasında oluşan kist aslında dizin içindeki problemin yansımadır. Dolayısıyla tek başına bu kistin alınmasının hiçbir anlamı yoktur; asıl olan dizin içindeki problemin çözülmesidir.

Hareket Açıklığının Kısıtlanması

Diz kireçlenmesinde özelikle 3. evrede görülen bir diğer belirti de hareket açıklığının kısıtlanmasıdır. En sık görülen durum dizin tam açılamamasıdır (eksantiyon kaybı). Çok daha ileri evrelerde diz bükülmesinde azalmalar (fileksiyon) da ortaya çıkabilir.

Menisküs Yırtıkları

Bir başka belirti ise çok ufak bir travmayla ortaya çıkan dejenaratif (yıpranmaya bağlı) menisküs yırtıklarıdır. Bu yırtıkları genç yaşta ciddi travmalar sonucu oluşan menisküs yırtıklarından ayırmak ve hastayı konuyla ilgili bilgilendirmek çok önemlidir. Çünkü dejeneratif menisküs vakalarında ameliyat sadece menisküse yönelik yapılacak ve dolayısıyla hastadaki diz kireçlenmesine bağlı ağrıları dindirmeyecektir.

Yüzüstü Düşmeler

Diz kireçlenmesinde rastlanan bir diğer belirti ise zaman zaman ortaya çıkan yüzüstü düşmeleri veya kişinin kendisine güvensiz hissederek düşecek gibi hissetmesidir. Hatta bundan dolayı hastalar vücut ağırlık merkezini arkaya verirler ve daha güvenli yürümek için bel adalelerini kasarak yürürler, bunun sonucunda da genellikle bel ağrısı diz ağrısının önüne geçer.

Diz kireçlenmesi muayenesi hasta daha muayene odasına girerken başlar. Kişinin yürüyüş şekli, bacaklarındaki eğrilik, bastığı zaman dizini tam açamaması ve dizdeki güvensizlik hissine bağlı olarak bel adalelerini aşırı kasarak – tabiri caizse – efe gibi yürümesi hastanın durumu hakkında çok net fikir verir.

Daha sonra hasta yatırılarak dizin hareket açıklığı ve ağrılı noktalar saptanır. Son olarak da, bağ ve menisküs muayeneleri yapılır.

Hastanın durumuna göre, diz kireçlenmesine bağlı olmamakla birlikte rutin bir muayenenin bileşeni olarak damar dolaşımı ve nörolojik muayeneye de ihtiyaç duyulur.

Diz Kireçlenmesi Laboratuvar İncelemesi

Diz kireçlenmesi teşhisinde normal röntgen tek başına yeterlidir. MR gibi daha detay incelemelere ihtiyaç yoktur. MR ancak normal röntgende diz kireçlenmesi bulguları olmamasına rağmen dizin ağrılı olduğu durumlarda çekilmelidir. Ancak ne yazık ki, günümüzde çok ileri evre kireçlenmelerde dahi normal bir film çekmeden hemen MR istenmektedir.

Röntgen filminin hasta basarken alınması daha uygundur, bu sayede dizin yüklenme karşısında aldığı konumu gözleyebiliriz. Diz kireçlenmesi olan bir hastadan alınan filmde ilk önce görülen belirti eklem mesafesinin daralmasıdır.

Daha ileri diz kireçlenmelerinde dizin çevresinden oluşan çıkıntılar (ostafit) ve kıkırdak altı kemik dokusu yoğunluğunun artması da yine röntgende saptanan diğer bulgulardır.

Zaten bu görümünden dolayı diz artrozuna (diz kıkırdağının bozulması) halk arasında diz kireçlenmesi denmektedir. 4. ve 5. evre diz kireçlenmesinde diz röntgeni yeterli olmakla beraber 1. 2. ve 3. evrelerde diz filminin yanı sıra bacağın dizilimini gösteren ortoröntgenogram (hasta basarken belden ayak bileğine kadar tüm bacağı önden gösteren film) ve diz MR’ı istenmektedir.

Ortoröntgenogramın amacı bacağın yüklenme ekseninde (mekanik aks) bir problem olup olmadığının araştırılmasıdır. Normalde kalçanın ortasından dizin ortasına çekilen çizgi ile dizin ortasından ayak bileğinin ortasına çekilen çizgi arasındaki açı 0 (sıfır) ve diğer deyişle 180 derecedir. Bu açıdaki sapmalar, yukarda değindiğimiz “binen yük = kuvvet x kuvvet kolu” formülünde, kuvvet kolu olarak nitelediğimiz diz eğriliği birimini arttıracağı için dize binen yükü de arttıracak ve dizdeki kireçlenmenin ortaya çıkmasına neden olacaktır.

MR istenmesi nedeni ise diz içindeki mevcut menisküs yırtıklarını veya kondrokalsinozis gibi metabolik rahatsızlıkları araştırmaktır.

Diz kireçlenmesinin tedavisi, altında yatan sebepler ve kireçlenmenin derecesine göre yapılır. Örneğin; Evre I, II, III gonartrozlarda eğer sebep kuvvet kolunun artmasına bağlı (mekanik aksın bozulması nedeniye) ise yapılacak “yüksek tibia valgizasyon osteotomisi” ameliyatı uygulanmalıdır.

Eğer mekanik aks düzgün ise ve kireçlenmenin sebebi belirlenemiyorsa (primer gonartroz) semptomatik tedavinin yanı sıra kıkırdağı beslemeye yönelik glikozamin, kondroitin sülfat preparatları kullanılabilir. Yine zaman zaman hiyalüronik asit enjeksiyonları veya son zamanda gündeme gelen PRP (halk arasında kök hücre) tedavileri uygulanabilir.

Dikkat edileceği gibi bunlar, altta yatan bir neden yoksa uygulanması doğru olan tedavilerdir. Eğer altta yatan mekanik (mekanik aksın bozulması, aşırı kilo), metobolik (gut, kondrokalsinozis) ya da romatolojik (romatoid atrit, ankilozan spondilit) gibi sebepler varsa tedavi öncelikle bu nedenleri ortadan kaldırmaya yönelik yapılmalıdır.

Diz Kireçlenmesinde Cerrahi Tedaviler

Diz kireçlenmesinde cerrahi tedaviler yüksek tibia valgizasyon osteotomisiartroskopik debridmanve diz protezi olarak üç ana başlık altında incelenebilir:

Yüksek Tibia Valgizasyon Osteotomisi Bu ameliyat mekanik aksın iç tarafa doğru 3 dereceden fazla bozulduğu Evre I, II, III gonartrozlarda uygulanmalıdır. Uygulamadan önce mutlaka ortorötgenogram alınarak mekanik akstaki bozulma açısı ölçülmeli ve düzeltme buna göre yapılmalıdır. Yine bu ameliyattan önce diz MR’ı incelemesi yapılarak endikasyon kesinleştirilmeli veya buna ek olarak artoskopik debridman yapılıp yapılmayacağına karar verilmelidir. Örneğin, Evre I ve II gonartroz olsa dahi diz MR’ında dış menisküste Evre II ve II yırtıklar var ise bu ameliyat kesinlikle yapılmamalıdır. Yine örneğin; diz MR’ında iç meniküste Evre lll ve IV yırtıklar varsa ve dış meniküs sağlam ise bu ameliyata artroskopik debridman da eklenmelidir. Bu ameliyat genelde 65 yaş üzerindeki hastalarda rastlanan kemik kaynama problemleri, uzun süre koltuk değneği kullanıp ameliyatlı tarafa basamama problemleri nedeniyle pek önerilmez.

Artroskopik Debridman (Diz Kireçlenmesinde Kapalı Temizleme Ameliyatı) Bu ameliyatın tek başına uygulanmasının genelde pek faydası yoktur. Ameliyat öncesi mevcut ağrılar 3-12 ay içerisinde tekrar ortaya çıkar ancak yüksek tibia valgizasyon ameliyatına ek olarak ya da altta yatan bir neden olmadan gelişen diz kireçlenmelerinde (primer gonartroz) hasta Evre IV yani protez uygulama aşamasına gelmediyse bu aşamaya gelene kadar hastanın bir süre rahat bir dönem geçirmesi için ve durum hastaya net bir şekilde anlatılarak uygulanabilir.

Diz Protezi Diz protezi, diz eklem kıkırdağının ileri derecede bozulması sonucu gelişen diz kireçlenmelerinde tercih edilen tedavi yöntemidir. Bu ameliyatta, bozulan eklem yüzeyleri tekniğine uygun olarak kesilip çıkarılır ve yerlerine protez dediğimiz suni yüzeyler yerleştirilir. Diz protezleri metal ve plastik parçalardan üretilmiş olup diz fonksiyonunu taklit ederler.

Bu makale 20 Mart 2019 tarihinde güncellendi. 0 kez okundu.

Yazar
Prof. Dr. Fahri Erdoğan

Prof. Dr. Fahri ERDOĞAN, 1961 yılında İstanbul’da doğmuştur. Tıp eğitimini 1984 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde tamamlamıştır. 1987 yılında aynı fakültenin Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı'nda ihtisasına başlamış ve 1991 yılında Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı olmuştur. 1984 -1987 yılları arasında Sivas - Kangal'da mecburi hizmetgörevini yerine getirmiş olan Dr. ERDOĞAN, 1987-1990 yılları arasında İngiltere Bradford Royal Infirmary Hospital, Stanford University of Medicine'da ve Japonya Nihon Üniversitesi'nde Ortopedik Cerrahi eğitimleri almıştır. Almanya Medizinische Hochschule’de Atroskopik Cerrahi eğitimi, ABD Özel Cerrahi Hastanesi'nde ise Artroplasti eğitimleri almış ve çalışmalarda bulunmuştur. 1991-1994 yılları arasında Özel İncirli Hastanesi'nde Ortopedi Uzmanı olarak görev yapan Prof. Dr. Fa ...

Etiketler
Osteoartrit (kireçlenme)
Prof. Dr. Fahri Erdoğan
Prof. Dr. Fahri Erdoğan
İstanbul - Ortopedi ve Travmatoloji
Facebook Twitter Instagram Youtube